Mehmet TIRAŞ
Erkeklerin kendi aralarında kadın üzerine geyik muhabbetleri çok yaygındır,bir de müstehcen fıkraları vardır.
Ağırlıklı olarak zamparalıklarını anlatırlar, biraz değil bayağı sallarlar hovardalıklarını anlatırken.
Erkekler kadınlardan bahsederken yaşadıkları tutkulu aşkları geçmez hep cinselliktir, bir gece de kaç kere vurdum sıkmaları yaygındır.
Bu bizim arabesk müziğimizde de geçer ya ‘arabada beş evde on beş’ diye.
Bir dostumla yemekte buluştuk İzmit körfezine kuş bakışı bir mekandan sohbet ederken, arkadaş dedi ki; bir bayan bana yıllar önce şöyle söylemişti:”sevdiğine değil seni sevene gideceksin” dedi,sen bu sözü nasıl yorumluyorsun diye de peşinden sordu?
Tabi bende sazı elime aldım başladım şerpe yapmaya..
Ben, bu sözün yaşandıktan sonra söylenmiş olduğunu anlıyorum ve pişmanlık çağrısı var bu sözde..
Deneyimin okulu yok insan yaşayarak öğreniyor bu aşk için de geçerli.İnsanın beslendiği ve vaaz geçmediği okulu kendi yaşamıdır.
Aşkın öngörüsü yok, âşık olmak iradenizin dışında karşınıza çıkan bir ilişkinin çarpılmasıdır.Birinin tanıştırdığını beğenir hatta sever ve evlenirsiniz ama aşık olmazsınız.
Yaşanmayanın üzerine konuşmak hele de aşk gibi ezber bozan hayatınızın bütün planlarını alt-üst etmiş bir duygu içerisinde bu sözün yer alması mümkün değil, aklınıza bile gelmez aşıksanız.
Seni sevenle aşık olduğunun arasında kalmak melankolik bir duygudur ..
Hele Aşıksan aşk duygularının etkisinde kalır ipsiz bağlanırsın.
Gönlüme söz geçiremiyorum sözünü bir hatırlayalım..
Bu sözü aşık olan herkes yaşamıştır ama bir türlü üstesinden gelememiştir.
Seni sevenin yolu ile sevdiğinin yolu aynı duyguları ifade etmez.
Hüzün göz yaşlarıyla sevinç göz yaşları aynıdır ama duyguları farklıdır..Seni sevenle, sevdiğinin hayalleri çok farklıdır bunu ancak yaşadığında fark edersin.
Aşk yaşayanların klişe sözüdür,biz birbirimizi tamamlayan bir aşk yaşıyoruz derler ama hayatta onları karşılayacak olan da hüsrandır.
Aşk kendi yarını karşı tarafa teslim etmektir.
Aşk iki kişiyle yaşanır ama cezasını bir kişi çeker çünkü terk eden her şeyi bitirmiştir.Genelde de tortusu veya posası erkekte kalır.
Uykunun tutmadığı yerde aşk vardır.
Aşık olduğunla değil de sevdiklerinin istediğiyle evlenmek bilinen geleneksel bir hikayedir.
Aşkta kimin koynuna girdiğin değil kimi düşündüğün önemlidir.
Aşk konusunda kadınların anlattıklarının bir derinliği vardır erkeğin anlattıkları çok sığdır.
Kadınlar ilişkisinde ciddiyse onu evlilikle taçlandırmak ister.
Aşk konusunda erkeklerin söyledikleri ve hedefleri kadınları anlamadan çok, sonuç almaya yöneliktir,bu sonuçta tamamen cinselliktir.
Kadın cinsel ilişkiye mesafe koyduğundan erkeğin iç yüzü ortaya çıkar hemen tehdit silahını çeker ve başlar tehdit sıralamasına bu taciz olur,teşhir olur hatta ölüme kadar götürür.
Kadınlar cinsiyetini ve hassasiyetlerini anlayan erkekleri ararlar.Kadın güzel erkek aramaz kadın erkeği kulağıyla sever;erkek ise kadını gözüyle sever bu tanımlamam iddialı bir söz olduğunun bilincindeyim.
Kaba erkek çoktur ama kaba kadın o kadar yoktur bir kadın ne kadar eğitimsiz de olsa, onda bir zarafet vardır,insan soyunu yaşatan ve gövdesinin içine insan ekilen birisidir,bütün insanlık varlığını kadına borçludur.
Kadın, ince camdan yapılmış vazo mu,kristal bir avize mi yoksa çalmasını bilen erkek için bir keman mı?
Aşkı başlatan da,yaşatan da bitiren de kadındır.
Kadın aşk konusunda kedigillere benzer.Yüksekten atlayıp ta ayağını kıran bir kedi gördün mü veya böyle bir haber okudun mu? Balık su da yüzerken ses çıkartırda kedi yürürken ses çıkartmaz.
Kadın yaşadığı aşkı kimseye hissettirmez,kadın yaşadığı aşkta yakalanırsa bunu erkek ele verdirmiştir,kadın aşkta kendini ele verdirmeyecek bir yapıya sahiptir ve sözleri de hazırdır; beden dilini de buna aniden uyarlar renk değiştirir bir yerde bukalemun gibidir.
Kadının aşkta yol değişikliğini maymuna benzetirler, maymun başka bir dalı tutmadan tuttuğu dalı bırakmazmış.
Kadın aldatıldığını çabuk fark eder ama hissettirmez, intikamını almanın ortamını kollar ve de alır ama erkeğin ruhu bile duymaz.
Erkek ne kadar çok severse sevsin aldatmaya çok yatkındır.Kadın eğer çok seviyorsa kolay kolay aldatmaz onu baştan çıkartmak imkansız gibi bir şeydir.
Arkadaşıma,kadın üzerine yaptığımız yorumların hepsi erkek görüşüdür eğer bu masada kadın olsaydı bu söylediklerimizin çoğunu etkisiz hale getirirdi.Çetin Altan etli,şaraplı,kadının olduğu eğlenceli ortamdan bahsederdi.
Kadın aynı zamanda bir sudur,Kadının olmadığı yer kıraç topraklara benzer ve kuraklık vardır.
Kadın çok yönlü bir varlıktır hele birde güzelliği varsa ..
Erzurumlu birisi kolunda güzel bir kadınla giden erkeğin karşısına dikilmiş,hemşerim bu senin karın mı?
“Evet demiş adam”
“Koynuna giriyor musun?”
“Evet”
“Okkk demiş” adam.
Cinsiyetinin bilincinde ve bakımlı olan güzel kadın,karanlıkta ışık gibi har taraftan fark ettirir kendini.
Sevdiğine mi,sevene mi gideceksin sözü ile nereden nereye geldik dedi arkadaşım.
Bu söz tam üç buçuk saatimizi aldı sohbetin de ana menüsü yemekte kadın ve aşk oldu.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları

























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025