Mücahit BİLİCİ
Daha önce “Erdoğan’ın başarısının sırları” diye bir yazı yazmıştım. Bu yazı da ona kavramsal ve zamansal bir haşiye olarak okunabilir.
Evet, her yükselişin bir düşüşü vardır. Göz kamaştıran yıldızlar bir gün sıradanlaşırlar. Karizmatik bir lider olan Tayyip Erdoğan da bugün hızla sıradanlaşıyor. Birikmiş bir tarihsel rövanş dalgasının üstünde sörf yaptı. Geniş bir emek altyapısının omuzları üstünde haketmediği bir tek kişilik kahraman olarak dindarlığın ve AK Parti’nin siyasi kredisi üzerinde tasarrufta bulundu.
Lakin, Erdoğan artık düşmanlarını tüketti. Asker bitti. Bürokratik vesayet bitti. Cemaat’in bürokratik varlığı tasfiye edildi. Paralel paranoyasını artık ciddiye alan kalmadı. Belki az bir şey Aydın Doğan var, biraz dövülmeye mecali var görünen. Gerçekten de Tayyip Erdoğan politik kariyeri açısından bir kriz yaşıyor. Bir madde bağımlısının yaşadığı türden bir kriz: Düşman yokluğu sorunu. Bir yerlerden bir darbe tehdidi gelmeli, bir dövüşlük düşman olmalı. Fakat Erdoğan düşmanlarını tüketti. Düşman kalmayınca gözler Erdoğan’ı görmeye başladı. Erdoğan, tüketecek düşman bırakmayınca, kendi kendini üretti. Mağdur savaşçı ve kurtarıcı figürün yerini saray sakini, lüks düşkünü, partisini ve insanları hiçleştiren bencil bir adam aldı.
Birileri ona saldırdıkça Tayyip Erdoğan kazandı. Çünkü kavga kendisini görünmez kılıyordu. Kendi hatalarıyla düşecekken kavga edenler vadesine vade kattılar. Cemaat-Erdoğan kavgası esasen Erdoğan’ın siyasi ömrünü uzattı. Doğal seyrinde çok daha erken açığa çıkacak bir çap ve kalite birkaç yıl gecikti. Bugün dişe dokunur düşman kalmadığı için Tayyip Erdoğan’ın liderliğinin sınırları ve kalitesinin derinliği görünür hâle geldi. Kavga sebebi olan herşey için başkalarını suçlama imkânı var. Ancak zaferi nasıl kutladığın tamamen seni gösteriyor. Kendini ele veren sızıntılar, düşmanla savaş zırhıyla örtülemez hâle geldi. Özetle, deniz bitince, saray göründü! Ve saray, kralın içini dışına çıkardı. Hırsı, dünyeviliği, kabalığı somutlaştı, ışıklandı ve işini bilen soytarılarca alkışlandı. Toplumun nefsi inkâr etse de toplumun bilinçaltı kralın fotoğrafını çekti. Gözlerine inanamadı önce. Şimdi ise fotoğrafa ve saraya inanmamaya başladı.
Bugün henüz itiraf edilmeyen gerçek Tayyip Erdoğan’ın, başta AK Parti olmak üzere, tüm Türkiye’ye yük hâline geldiğidir. Erdoğan’ın vizyon ve liderlik olarak Türkiye’nin önünü tıkadığı bir gerçektir. Davutoğlu’nun bile kendi olmasına, liderlik yapmasına izin vermemiş onun da önünü tıkamıştır. Ancak kendisini toplum nazarında alternatifsiz kıldığı için güçlü görünüyor. Sahip olduğu destek önce gönüllüden gönülsüzlüğe şimdi de destek olmaktan kararsız kalmaya doğru erimektedir.
Karizmatik taktikler tesirini kaybediyor ve büyü bozuluyor. Hakettiğinden fazlasını alan ve bunu sürdürmek için yoluna çıkan her cemaat, parti ve muhalife yalan ve iftira ile muameleyi normal sayan bir siyasetin daha fazla başarılı olma şansı yoktur. Türkiye, Erdoğan’dan uzaklaşma ve kopma sürecine girmiştir. Maalesef büyük bir siyasi imkân heder edilmiş, ne bir anayasa yapılmıştır ne de darbe kurumları kaldırılmıştır. Kader şimdi sınırsız güç ve krediyi bitirip, partiyi de onun kutsanan liderini de sıradanlaştırıp, faniler arasına indiriyor. AK Parti’nin sıradanlaşması ve Tayyip Erdoğan’ın liderliğinin aşılması Türkiye’de demokrasinin bundan sonraki gelişimi için daha sağlıklı olandır. Ne diyelim, herkes için en hayırlı olan olsun.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.12.2025
13.11.2025
12.11.2025
31.10.2025
20.10.2025
6.10.2025
28.09.2025
21.09.2025
6.09.2025
30.08.2025