Mümtazer TÜRKÖNE
En üst düzeyde, Cumhurbaşkanı’nın ağzından söylenmese belki de ciddiye alınacak bir tarafı olmazdı. Üstelik politikada, liderler arasında üstü kapalı bir söylem birliği var. Türkiye hayat-memat meselesi addedilecek bir tehdit ile karşı karşıya. Birdenbire yumuşayan, yapıcı-onarıcı dille su gibi akıp gitmeye başlayan parti rekabeti demek ki bu tehdit altında kendine çeki düzen veriyor. Cumhurbaşkanı ifade ettiğine göre, partiler arasında dayanışmayı zorunlu kılan tehdit İsrail’den geliyor.
Peki İsrail Türkiye’yi neden ve nasıl tehdit ediyor?
Basmakalıp “Arz-ı Mevud” masalına herhalde inanmıyorsunuz. İsrail’in eti-budu ne ki, Fırat’a kadar Suriye (tabii Lübnan) toprakları ve Mısır’ı da içine alacak kadar geniş topraklara hükmedebilsin. Yahudiler etrafı düşmanlarıyla çevrili, küçük bir coğrafyaya sıkışmış durumdalar, nüfusları sürekli eksiliyor. Gelecekleri hiç de parlak görünmüyor. İsrail devletinin bu kadar saldırganlaşmasının sebebi de bu kapana kısılmışlık duygusu olmalı.
Şayet İsrail’den Türkiye’ye yönelik bir tehdit varsa, bunun çok derin ve farklı düzeyde bir tehdit olması gerekir. İsrail hiçbir zaman tek başına bir devlet değil, arkasında duran ABD’nin gücünü ve elindeki araçları dikkate almalıyız.
Ne olursa olsun Türkiye bir NATO ülkesi. ABD, İsrail için bile olsa Türkiye’yi açık bir hedef haline getiremez. Aynı durum Avrupa ülkeleri için de geçerli.
Peki o zaman Türkiye nasıl bir tehdit ile karşı karşıya.
Cevabı, Cumhurbaşkanı’nın “İç Cephe” vurgusu ve Kızılelma miti üzerine inşa ettiği sıradışı 30 Ağustos konuşması ile New York’ta Türkevi’nde yaptığı konuşmanın satır aralarında bulabileceğimizi düşünüyorum. Erdoğan standart “millî birlik ve beraberlik” söyleminin çok üzerine çıkıyor ve bir hayat-memat meselesinden bahsediyor.
“Renklerimiz, şeklimiz farklı olabilir ama bir araya gelir en eşsiz motifi oluştururuz. İşte iç cephemizi çökertmeyi amaçlayanların odaklandığı yer bu ruh. Bu ruhu paramparça etmeye çalışıyorlar. Bir daha birbirimize tutunmayalım. Kendi kapsüllerimizde herkesten ayrı köşelerde ömür tüketip, yok olalım istiyorlar. Biz bunlara bu fırsatı da kesinlikle vermeyeceğiz.”
Şayet MHP lideri ile CHP’nin topyekün başlattığı, diğer aktörlerin de katıldığı siyasette bahar havası ile Cumhurbaşkanı’nın “sevinçte ve tasada ortak insanlardan meydana gelen millet” olarak tanımladığı yeni Kızılelmamız arasında bir sebep sonuç ilişkisi varsa, Türkiye’yi yönetenler, İsrail’in güvenlik hesaplarına uygun ABD tarafından uygulamaya geçirilecek bir Kürt devleti projesinden endişe ediyor.
Böyle bir tehdit mümkün mü?
İSRAİL ÇIKIŞI, ABD ELİNDEKİ “KÜRT KARTI” İÇİN Mİ?
Gazze’deki savaşın bir yıldır sürmesi, Lübnan’a ve İran’a sıçraması, ara ara III. Dünya savaşı endişelerine yol açması, İsrail’in de ABD’nin de köklü ve sonuçları itibarıyla kalıcı bir planın peşinde olduğunu gösteriyor. ABD, Kuzeydoğu Suriye’de PKK kontrolündeki bölgede çok büyük mesafe aldı. Pan-Kürdist idealin en zayıf halkasında ortaya çıkan bu iddialı durum psikolojik olarak Türkiye’yi tehdit eden yaygın bir şiddet dalgasını besleyebilir. Cumhurbaşkanının “İsrail tehdidi” çıkışı, ABD’nin elindeki “Kürt kartı”na atıfta bulunmaktan başka ne olabilir? Var mı başkaca ciddiye alınabilecek potansiyel bir tehdit?
Böyle bir tehdit tanımına karşı alınacak tedbirler iki aşamalıdır. Birinci aşamada, bugün olduğu gibi siyasî üslupta yumuşamaya gidilir ve daha önce düşman addedilen bütün kesimler kucaklanır. Tehdit bir şekilde kuvveden fiile geçerse o zaman askerî önlemler ve olağanüstü kurallar devreye girer.
Siyasî yelpazeye yansıyan karşımızdaki yumuşama tablosunun gerekçesi beş aşağı beş yukarı böyle. Elimizde ise çok sağlam bir gerçek var.
ABD’nin oyuncağı olarak, İsrail adına vekalet savaşı yürütecek Kürtler, en büyük zararı Kürtlere verirler. Kürtler bu oyuna gelmez.
O zaman elimizde tek seçenek var: Hukuk devleti standartlarına geri dönerek, hukuksuzluklara son vererek -Erdoğan’ın sözleri ile- “aynı türküyü söyleyen ve aynı şiirle duygulanan” milletin tıkanan damarlarını ve sinir sistemini açmak.
İsrail devletine düşmanlık ile Yahudilere düşmanlığı birbirinden ayıran bir sağduyunun hızla egemen olması ve Filistin davası ile HAMAS arasına ince bir çizgi çekilmesi de yukarıdaki sürece eşlik etmeli.
Başı sona bağlayalım: Şayet alenî hukuksuzluklara son veren (Can Atalay, Selahaddin Demirtaş gibi) ve temel hakların fiilen korunduğu bir ülke haline hızla gelirsek Erdoğan’ın İsrail tehdidi çıkışı ve siyasetteki bahar havasının ciddiyeti ve samimiyetine inanabilirsiniz. Aksi durumda devlet katında kotarılmış bir projenin uygulama safhalarını izliyor olacağız.
Yazarlar
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025