Yıldıray OĞUR
Geçen hafta 50 yaşındaki eski HDP Urfa milletvekili İbrahim Ayhan Erbil’de kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.
2017 yılında attığı bir tweette terör propagandası yaptığı suçlamasıyla hakkında fezleke hazırlanarak Meclis’te milletvekilliği düşürülen Ayhan hakkında yurtdışına çıkış yasağı vardı.
https://www.haberturk.com/gundem/haber/1149054-hdp-sanliurfa-milletvekili-ibrahim-ayhan-hakkinda-fezleke
Haberlere göre Ayhan, sınırdan kaçak olarak yürüyerek İran’a geçmiş, yolda ilk kalp krizini geçirmiş, hastaneye kaldırılmış daha sonra yine yola devam ederek Erbil’e gelmiş burada geçirdiği ikinci kalp krizinde ise kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti.
http://www.gazeteipekyol.com/gundem/ibrahim-ayhan-i-olume-goturen-ayrintilar-ortaya-cikti-h42054.html
Üç dönemdir Urfa’yı Meclis’te temsil eden, eski öğretmen Ayhan’ın, özellikle Meclis’te yaptığı konuşmalarındaki atıfları dikkat çekiciydi:
“Bakın, Alman felsefeci Nietzsche 19’uncu yüzyılda: “İnsanlar en kötü hastalıklarına hastalıklarıyla mücadele ettikleri yöntemler sayesinde bulaşmıştır.” demiş. Yani, siz yöntemi iyi kuramazsanız hastalığımı iyileştireyim derken çok kötü hastalıklara bulaşabilirsiniz.”
“Yani buradan benim aklıma Spinoza'nın bir sözü geldi. Bilmiyorum, Spinoza'yı bilen var mı, yok mu? 17'nci yüzyılda Hollanda'da yaşamış Yahudi bir felsefeci. Kendi cemaati tarafından aforoz edilmiş ve bu aforoz edilmeyle beraber, o cemaatin yanlış uygulamalarının karşısında tek başına kalmayı ve tek başına mücadele etmeyi de göze alabilmiş ender filozoflardan biridir. Spinoza der ki: "İktidarların kitlelerin yani halkın kederine ihtiyacı vardır."
“Foucault iktidar analizlerini yaparken iktidarın yanında bir başka olgudan da söz eder, der ki: "İktidarın olduğu her yerde direniş de vardır. Direniş de özgürlükten bağımsız değildir. İktidar ile direniş arasında ontolojik bir birliktelik var.”
“Sokrates "Eğitim bir kıvılcımla ateş yakmaktır, boş bir kabı doldurmak değildir." demektedir, ki bunu iki bin beş yüz yıl önce Atina'da söylemiştir. AKP'nin amacı öğrencileri aydınlatmak değil, aynen John Locke'un dediği gibi, "tabula rasa" yani öğrenciyi boş levha olarak görüp onun kafasının içini istediği şekilde doldurmaktır.”
Urfalı öğretmen bir milletvekilinin literatüre bu hakimiyetinin sebebi uzun cezaevi yıllarıydı.
2010 yılında dönemin aynı çizgideki partisi BDP’nin İl Başkanı iken KCK operasyonuyla hapse girmiş, 2011 yılında çok yüksek bir oyla bağımsız olarak Meclis’e girmesine rağmen ncak 2014 yılında Ergenekon davası sanıklarının tahliye edilmesi vesilesiyle oluşan havada tahliye edilmişti. Üç yılı milletvekili olarak dört yıl hapiste kalan Ayhan da bu süreyi okuyarak geçirmişti.
Muhtemelen eski bir milletvekili olarak sınırı yürüyerek geçmeyi göze almasının arkasında da dört yıllık bu uzun cezaevi tecrübesi vardı.
Ama herhalde en tuhafı onun dört yıl hapiste kalmasına neden olan, 2010 yılındaki KCK operasyonunu yapan dönemin Urfa Emniyet Müdürü’nün de bugün kaçak olması.
Ayhan, 2009 yılında AK Parti iktidarının başlattığı demokratik açılımla eş zamanlı başlayan ve sürece büyük zarar veren KCK operasyonları sırasında Urfa’da bir genç kızın “Beni PKK’ya gönderecekti” ifadesiyle tutuklanmıştı. Daha sonra genç kız ifadesini geri almış, gazetelere röportaj vermiş, bu kez o gözaltına alınmıştı.
Bu operasyonu yürüten ve Ayhan’ı tutuklatan dönemin Urfa Emniyet Müdürü Ahmet Yayla, bugün ABD’de Georgetown Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. O artık Kongre’ye davet alan, IŞİD konusunda uzman meşhur bir güvenlik uzmanı akademisyeni...
Akademisyen olma hikayesi de ilginç. 17/25 Aralık’tan sonra pasif göreve atanan Yayla, daha sonra bir anda bir kadro bularak Harran Üniversitesi’ne geçip öğretim görevlisi olmuş, sonra da bir konferans için ABD’ye gidip, geri dönmemişti. Halen hakkında tutuklama kararı var.
Aslında henüz ABD’de meşhur bir güvenlik uzmanı haline gelmemişken İbrahim Ayhan, Meclis’te Başbakan’a yazılı bir soru önergesi vererek, Urfa’da Ahmet Yayla’nın yürüttüğü soruşturmaların mağdurları ve uzun süre Harran Üniversitesi kadrosundan maaş almaya devam eden Yayla hakkında bir girişim yapılıp yapılmayacağını sormuştu.
http://www2.tbmm.gov.tr/d26/7/7-7540s.pdf
Şimdilerde ABD’de FETÖ’nün en “itibarlı” sözcülerinden biri olarak Türkiye’deki hukuk devleti uygulamalarını eleştiren eski emniyet müdürünün bu eski sicilini ABD’liler muhtemelen bilmiyorlardır.
Ama bugün artık onlara bunu anlatmak da zor.
Onun mağdur ettiği eski bir milletvekili de yürüyerek sınırdan kaçtı ve 50 yaşında kalp krizinden yurtdışında hayatını kaybetti.
2010 yılında onu terör örgütü üyeliğinden tutuklatan Emniyet Müdürü bugün terör örgütü üyeliğinden aranıyor. Her ikisinin suçları da devlete karşı işlenmiş suçlar. İkisi de hukuken kaçak statüsünde.
Bir yabancının bütün bunları anlatması kolay değil.
Bugün MHP’nin Meclis’e sunması beklenen af önerisinin girişinde “FETÖ’nün haksız yargılamaları” affa gerekçe yapılmış. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise ABD’ye giderken affa karşı “Devletin ancak devlete karşı işlenmiş suçları affedebileceği” görüşünü tekrarladı.
Halen “devlete karşı suç işlemek”ten tutuklu ya da kaçak FETÖ polisleri, savcıları ve hakimlerinin karar verici olduğu KCK davalarında “devlete karşı suç işlemekten” cezaevinde yatan, mahkumiyet alan HDP’li siyasetçiler var. Ama “hapishanedeki FETÖ mağdurları” derken tabii MHP onları kastetmiyor. O kararlar doğru diğerleri yanlış!
Yani özetle Türkiye’yi içinde yaşayanlar için kolay yaşanır, dışardan bakanlar için daha kolay anlaşılır bir ülke yapmanın yolu hukuku yola sokmaktan geçiyor.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025