Yusuf Kaplan
Özgür bir dünyada yaşadığımızı söyleyebilir miyiz?
Görünüşe bakılırsa özgürlüklerin tavan yaptığı bir çağda yaşıyoruz; peki, gerçekte de öyle mi?
Özgürlük kavramı kadar iğdiş edilen, çarpıtılan, “sömürülen” başka bir kavram olmasa gerek şu çivisi çıkmış, feleğini şaşırmış dünyada.
Çağımızda hem köleleşmenin, hem de her türlü köleleştirme biçiminin adı oldu “özgürlük”.
İnsanlık, özgürlük kavramının tutsağı, her şeyden önce.
İnsanın, kendi beninin, bedeninin, bencilliğinin, fetişlerinin köleleştirici, ayartıcı, çarpık özgürlük anlayışından kurtulması, özgürleşmesi gerekiyor gerçekten özgürlüğüne kavuşabilmesi için.
Bütün cinayetler, bütün işgaller, bütün köleleştirme biçimleri, bütün hâkimiyet kurma biçimleri, özgürlük adına, özgürlük için gerçekleştiriliyor çağımızda!
Sözgelişi, Amerika, işgal ettiği her yeri “özgürlük götürmek, demokrasi götürmek” için işgal ediyor!
Ama bu çağa özgürlük çağı deniyor!
KULLUK BİLİNCİYLE ÖZGÜRLEŞİR İNSAN...
Türkiye’de hem özgürlük kavramı hem de kulluk kavramı son derece çarpık anlaşılıyor. Özellikle de metamorfoz yiyen entelijansiya tarafından.
İnsan, kuldur. İnsanı beşerlikten insanlık makamına yükselten kul olma bilincidir. İnsan kul olduğunu bildiği, kulluk bilincine erdiği zaman insan olur ve insanlaşma, olgunlaşma, inkişaf etme, dolayısıyla kendini, eşyayı ve Rabbini keşfetme yolunda mesafe kateder oysa.
Kulluk, en yüce makamdır. Kulluk, asaletin, nezaketin, nefasetin, merhametin, muhabbetin, adaletin, hakkaniyetin, selametin anahtarıdır.
Peygamberimizin (sav) kulluğu, elçiliğinden önce gelir. O yüzden en yüce kul, en yüce insan Kâinâtın Övüncü, Kıvancı Efendimiz’dir (sav). Efendimiz’dir; çünkü âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir.
Evet, kulluk, en yüce makamdır. İnsan, sadece Allah’a kul olduğu zaman, özü gürleşir, fıtratını korur, o zaman insanlığını farkederek özgürleşir, kendine gelir, rahmet kanatlarını gerer bütün varlığa...
İnsan Rabbine kul olmadığı zaman, başka her şeye kul olmasının yollarını sonuna kadar açar. Rabbine kul olamayan insan, ya kula kul olur, ya da paraya-pul’a.
Bu yakıcı gerçeği bütün büyük düşünürler dile getirmiştir. Sözgelişi, ateist psikanalist Lacan, “insan, Tanrı insancını yitirdiği andan itibaren her şeyi tanrılaştırmaya başlar” demiştir.
Yine Goethe, “en iyi köleler, kendilerini özgür zanneden kişilerdir” tespitini yapmıştır.
Özetle, Rabbini bulamayan insan, kendini de bulamaz, yolunu da.
Rabbine kul olamayan insan, kendini de bitirir, hayatı da.
YALNIZCA İMAN EDEN MÜ’MİN YERYÜZÜNDE EMNİYETİ TEMİNAT ALTINA ALABİLİR
İman, kişinin mevzisini bilmesidir; mevzisini ve mevzusunu; niçin yaratıldığını, dünyanın kendisinden ibaret olmadığını, diğer varlıkların değerini, diğer varlıklar arasındaki yerini, diğer varlıklarla nasıl iletişime, irtibata geçeceğini... bilmesi.
Mevzisini ve mevzusunu bilen insan tevazu sahibi insandır; başkalarını tanıyan, başkalarına saygı duyan kişi odur. O yüzden dünyanın kendinden, kendi bencilliklerinden, kendi arzu ve heveslerinden ibaret olmadığının şuuruna ancak mevzisini, mevzusunu bilen, tevazu sahibi insan, yani mü’min erebilir.
Mü’min, iman eden kişidir. İman, insanı, ama bütün insanları sevmenin, bütün insanlarla, bütün varlıklarla, dağla taşla uçan kuşla irtibata geçebilmenin, konuşabilmenin, komşu olabilmenin, komşuluğunun hakkını yerine getirebilmenin sigortasıdır.
Dahası sadece iman eden mü’min kişi, Allah’ın kendisine ruhundan üflediği, emaneti verdiği, bu emanetle yeryüzünde emniyeti teminat alma yükümlülüğüyle mükellef kılındığı şuuruna varabilen kişidir.
Bunun muhteşem örneklerini tarih boyunca insanlığa sunduk biz.
Kudüs’te sadece dört asır hükmettik ama kimseye zulmetmedik; deyim yerindeyse, kimsenin burnu kanamadı. Oysa Kudüs, Müslümanlardan önce de, cehenneme çevrilmişti; Müslümanlardan sonra da cehenneme çevrildi, insanların özgürlüğü yok edildi.
Özetle, kulluğunun bilincinde olan insan, özgürdür ve kulluğunun bilincinde olan insan, insanlığa özgürlük sunabilir ancak.
Tarih, bunun tanığıdır. Medine’de muazzam ilk örneği ortaya konuldu bunun Rahmet Peygamberi (sav) tarafından. Sonra da tarih boyunca Medine’den süt emen Bağdat’ta, Şam’da, Timbuktu’da, Delhi’de, Buhara’da, Taşkent’te, İstanbul’da, Kurtuba’da, Kahire’de, Balkanlar’da güzel örnekleri sunuldu bütün insanlığa.
ÇAĞIMIZDA İNSAN ARAÇLARI KULLANACAĞINA ARAÇLAR İNSANI KULLANIYORSA, İNSAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ YİTİRMİŞ DEMEKTİR
Çağımızda insan araçları kullanacağına, sözümona özgürleşme adına, araçların, her tür aracın kulu-kölesi olabiliyor ve araçlar tarafından kullanılıyor: İnsanlığını kaybediyor, özgürlüğünü yitiriyor, araçların kölesine dönüşüyor...
Oysa yalnızca Allah’a (cc) kul olan, Allah’a kul olduğunun bilincinde olan, ona göre hayatını yaşayan insan, araçların, arzuların, başka insanların kulu-kölesi olmaktan kurtulur.
Kulluğunun bilincinde olan insan, yeryüzünde tanrılık taslamaya, azmanlaşmaya, dünyayı kutsamaya ve dolayısıyla dünyanın tutsağı olmaya kalkışmaz, aksine, emniyeti teminat altına alma kaygısıyla yaşar ve hayatı yaşanılır kılar...
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020