Ahmet ALTAN
PKK sempatizanı bir okurumuz var, hemen hemen her gün mail atar.
Gazeteyi ve beni eleştirir, eleştirir diyorum ama aslında yazılarında öfkesini ifade biçimi eleştiriyi epey aşar, daha ziyade hakaret eder.
Babamın deyişiyle “el içinde zülüf kesiyoruz”, her lafı duyacağız.
Dün gönderdiği mail çok ilgimi çekti.
Özetle, “Ben şimdi ne olacağını söyleyeyim” diyordu, “devlet bir yerde açık verecek, PKK saldıracak, on- on beş asker ölecek, gündem değişecek, Uludere unutulacak”.
Bu ülkedeki insanların mantıklarının çalışma biçimi çok ilginç, “PKK’nın bir saldırısıyla” gündemin değişeceğini öngörüyordu ama bundan dolayı “saldırıyı” yapacağını tahmin ettiği PKK’yı değil de saldırıda askerleri “ölecek” olan orduyu ve devleti sorumlu tutuyordu.
“Oyun bu kadar açıksa neden PKK saldırıyor” demiyordu.
Bir “tuzak” kurulacağını iddia ediyordu ama bu “tuzağa” düşecek olan, onun gördüğünü görmeyen PKK liderlerini bundan dolayı eleştirmek aklına gelmiyordu.
Devleti ya da hükümeti desteklediği için onların hiçbir hatasını görmek istemeyenler olduğu gibi PKK’yı ya da başka bir örgütü tutunca da onun hiçbir hatasını görmek istemeyenler çok bu ülkede.
Kürt ya da Türk, solcu ya da sağcı, dindar ya da dinsiz, hepimiz bu toprakların çocuklarıyız ve hepimiz“eleştirmek düşmanlıktır” anlayışından nasibimizi almışız.
Neyse, bu çarpılmayı kolayından değiştiremeyeceğiz, bunu böyle kabul edip, bir gün değişeceğini umut edeceğiz.
Mail’de asıl ilginç olan bir saldırının olacağını öngörmesiydi.
Ve onun öngördüğü saldırı Pınarbaşı’nda gerçekleşti.
İlk iddialara göre üç PKK’lı bomba yüklü arabalarını Emniyet’in önünde patlattı, bir polisle saldırıyı düzenleyen üç PKK’lı hayatını kaybetti, on kişi yaralandı.
Bizim okurun tahmin ettiği gibi de bu saldırı gündemin göbeğine yerleşti.
Son günlerde çok kızışan Uludere tartışması da kenara itildi.
Bu saldırının PKK’ya ya da Kürt meselesine nasıl bir fayda sağladığını bilmiyorum ama Uludere tartışmalarından bunalanları bir süreliğine de olsa dikkatlerin odağı olmaktan kurtardı.
Hâlbuki Uludere katliamı ve o katliamdan sonra Başbakan’ın ve hükümetin tutumu, içinde bulunduğumuz durumu çok net ortaya koyuyordu.
Bunun tartışılması, “o saldırıda kurban edilenleri” suçlamaya doğru kaymaya başlayan hükümeti ciddi biçimde sarsacak, bu zehirli ve düşmanca yaklaşımın AKP’nin tabanını da açıkça yaraladığını iktidara gösterecekti.
Sadece AKP’nin “tabanı” değil “tavanı” da belki de ilk kez bu kadar görülür biçimde çatlıyor.
Dindarların önemli bir kısmının da bu olanlardan rahatsız olduğunu, AKP’nin nereye gittiğini sorgulamaya başladığını, yapılanları, söylenenleri, haksızlığı içine sindirmekte zorlandığını, vicdanlarının yaralandığını hepimiz fark ediyoruz.
Uludere ile ilgili iki farklı yoruma rastladım dün.
Sadece bu iki yorum ve bu yorumları yapanlar bile Uludere’nin nasıl bir siyasi atmosfer yarattığını ortaya koyuyor.
Mümtaz Soysal, Başbakan Erdoğan’ın Uludere hakkındaki sözlerini çok beğenerek “Erdoğan’ın tam bir Atatürkçü gibi konuştuğunu” söyledi.
İnsanları öldürüp sonra da “tazminatı verdik ya, daha ne yapalım” demenin Atatürkçülük olduğunu da böylece öğrendik.
Sanıyorum, samimi Atatürkçüler de Soysal’ın bu yorumundan huzursuz olacaklar.
Mümtaz Soysal’ın bu açık “Atatürkçü” desteği, Başbakan Erdoğan’ın geldiği noktayı AKP’lilerin daha derinden düşünmesini de sağlayacaktır.
Erdoğan’ın sözlerini “Atatürkçü” bulan Mümtaz Soysal’dan böyle bir övgü gelirken, muhafazakâr bir gazete olan Yeni Şafak’ta Ali Akel çok sert bir eleştiri yazdı.
Hakkını yediğim varsa beni bağışlasın, benim görebildiğim kadarıyla bugüne dek Uludere konusunda muhafazakâr medyadan yükselen en büyük çığlık Akel’in kaleminden duyuldu.
Muhafazakâr medyadaki dürüst insanların da “iktidar” ile “hakkaniyet” arasındaki sıkışmaları yırtmaya başladıklarını, hakkaniyet adına hareket ettiklerini görmek doğrusu beni çok sevindirdi.
Vicdan sahibi bir muhafazakârdan, inançlı bir dindardan beklenen duruşun bu olduğuna inanıyorum çünkü.
Tuncer Köseoğlu’nun Uludere katliamında öldürülen Erkan Encü’nün ağzından yazdığı muhteşem yazısında, “Ölmeseymişiz... Hâkim karşısına çıkarıp yargılayacaklardı bizi. Ama öldük işte, özür dileriz Sayın Bakan” diyerek cevap verdiği İçişleri Bakanı’nın korkunç sözlerine,“Aşağıdaki Ahmet mi Mehmet mi, nereden bileceğiz” diyen Başbakan’ın insanın kanını donduran aldırmazlığına Akel’den gelen cevap, hükümeti de AKP’li yazarları da bir düşündürtecektir.
Türkiye kötü bir yere kayıyor, devlet gücünü arkasına alan bu kayışı önlemek için herkesin el ele vermesi gereken bir zamandayız.
Aklı, vicdanı, ahlakı, adaleti önemseyen her insana bir görev düşüyor burada, hepimizin birbirimize, herkesin her sese ihtiyacı var.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018