Ahmet TAŞGETİREN
28 Şubat'la ilgili El Cezire Türk'ten Semin Gümüşel Güner'e bir mülakat verdim. Dün geniş biçimde yayınlandı. Bugünkü yazımda oradan bir kısmını okuyucularımla paylaşmak istiyordum. Ama Lütfü Oflaz'ın, dünkü Star'da yer alan yazısını okuyunca onu paylaşmayı tercih ettim. Çünkü Oflaz'ın yazısı, 28 Şubat'la ilgili 20 yılın en bilinmeyen alanına ışık tutuyordu.
Dün El Cezire Türk'te, 28 Şubat'la ilgili Cemil Çiçek'in de bir mülakatı yayınlandı. “Henüz bu 20 yılın perde arkası tam yazılamadı, konuşulamadı” diyordu orada. “Özal’ın gözyaşı döktüğü dönemler vardı” diyordu mesela. Cemil Çiçek, son 40 yılın fikir-siyaset adamı olarak çok şeylere tanıktır, El Cezire Türk'teki mülakatı da okunmaya değer.
Oflaz'ın yazısı “Siyaseten intihar eden bir cumhurbaşkanı”nı anlatıyor. 28 Şubat döneminin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i. 28 Şubat'taki çok tartışılan, çok eleştirilen rolü ile ve kendi dilinden.
“İntihar”ifadesini bizzat kendisi kullanmış Demirel'in.
- Dindarlara yapılan zulme karşı çıkmama.
- Kemalist generallerle işbirliği yapma.
- Erbakan'ın iktidardan uzaklaştırılmasına katkı sunma.
- Bütün bunları, muhafazakar kitleden oy almasına, iki kere askeri darbe ile devrilmesine rağmen yapma...
“Bunları sordum evinde”diyor Oflaz ve Demirel'in savunması sadedinde söylediklerini yansıtıyor. Yazının sonunda da “Bunları kendini savunmak, günah çıkartmak için mi söyledi?” sorusunu soruyor, yorumu okuyucuya, kararı tarihe bırakıyor.
Demirel'in sözleri kuşkusuz tartışılabilir. Ama ilginç olduğunda şüphe yok. İsterseniz bir bakalım:
“Rahmetli Adnan Menderes’ten beri bizim siyasi çizgimize oy vermiş dindarları niye karşıma alayım? Siyaseten niye intihar edeyim? Ben akılsız mıyım?”diye söze girmiş Demirel ve “Asker”i şöyle anlatmış:
“O dönemde generallerin gözü öylesine dönmüştü ki, Erbakan’ı korusam Cumhurbaşkanı olarak asıl darbeyi bana yapacaklardı. 12 Eylül’de olduğu gibi ortada demokrasi de Meclis de kalmayacaktı.”
Peki “Generallere direnemez miydi?”
İşte Demirel savunması:
“Nasıl direneyim? Genelkurmay Hürriyet gazetesinin manşetinde ‘Gerekirse silah kullanırız’ diyor. Bir kuvvet komutanı Başbakan’ın huzurunda “Bana rakı getirin ulan’ diye bağırıyor. Genelkurmay koridorlarında Başbakan’a omuz atılıyor. Bir general medyanın önünde Başbakan’a ‘Pezevenk’ diye hitap ediyor. Böylesine gözü dönmüşlüğe nasıl direnebilirdim? Muhalefet ve hatta Refahyol Hükümeti’nin bazı bakanları generallerle işbirliği yaparken, buna nasıl direnebilirdim?”
Devam etmiş:
“Kaldı ki ben iki kere askeri darbeyle başbakanlıktan uzaklaştırılmış biriyim. Bunları yaşamış biri olarak ordudaki gözü dönmüşlüğün neyle sonuçlanacağını iyi bilirim. O nedenle bu gözü dönmüşlüğü idare etme yolunu seçtim.”
Sonra te'yide muhtaç bir iddiada bulunmuş Demirel. Başbakan Erbakan istifa edip Başbakanlığı Tansu Çiller'e devretmek için geldiğinde bundan vazgeçmesini, Askerlerin görevi Çiller'e verdirtmeyeceğini söylediği, ancak Erbakan'ın “Çiller'e söz verdim” diyerek bunu kabul etmediği gibi bir iddia. Şu sözleri naklediyor Demirel'den Lütfü Oflaz:
“Erbakan, Refahyol Hükümeti’nin başbakanlığını Tansu’ya (Çiller) devretmek için bana gelip istifasını sunmak istediğinde, kendisine bundan vazgeçmesini söyledim. Generallerin bu istifayı fırsat bileceğini, bana başbakanlık görevini Tansu’ya verdirtmeyeceklerini, böylelikle de Refahyol Hükümeti’nin sona ereceğini belirttim. Ama o ‘Benim Tansu Hanım’a sözüm var; başbakanlığı ona devredeceğim’ diye ısrar etti.”
Ve Demirel'den son sözler:
“Erbakan’ı koruyamamanın bana getireceği siyasi faturanın bilincindeydim. Dindarların bunun bedelini bana ödeteceklerinin farkındaydım. Ancak demokrasinin yaşaması için kendimi feda ettim.”
Oflaz Demirel'in “Demokrasinin yaşaması kendimi feda ettim” sözüyle ortaya koyduğu tavrını“siyaseten intihar” diye tanımlıyor. Doğru bir tanımlama bu. Ama “Demokrasinin yaşaması için” gerekçesi tartışmaya açık. Orada kuşkusuz merhum Erbakan'ın söyleyeceği çok şey var. Onu da mahşer ortamında göreceğiz.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
11.12.2025
4.12.2025