Ali BAYRAMOĞLU
Bu ülkede "üç mesele" ve "üç eksen" cumhuriyet tarihini, dünü bugüne bağlayan "resmi politika köprüsü"nü özetlemeye yeter...
İlk mesele "cumhuriyetin din politikaları"dır.
İkinci mesele "cumhuriyetin azınlık politikaları"dır.
Üçüncü mesele "cumhuriyetin Kürt politikaları"dır.
Bu meselelerden birincisi "nevi şahsına münhasır bir laiklik hali"ni ve ona bağlı bir "çatışma ekseni"ni üretmiştir.
İkinci ve üçüncü meselenin ürettiği "Türk tarzı bir milliyetçilik hali" ve çatışma eksenidir.
Üçüncü eksen üç meseleyi de kapsar: Otoriter devlet anlayışı ile bunun alt yapısını oluşturan askeri vesayet modeli...
Bugünü anlamak, yarını kurmak, hak, adalet ve demokrasi arayışı, hemen hepsi bu meselelerin ve bu eksenlerin kilometre taşlarını bilmeyi, açığa çıkarmayı, şeffaflaştırmayı gerektirir.
Bu, sistemden zihniyete kadar uzanan demokratikleşme için olmazsa olmaz bir unsurdur...
Bu konuda bir ileri bir geri adımlar atıyoruz, nispeten doğru istikamete ilerliyoruz...
Bellek çalışmaları, hak ve itibar iadeleri, kara lekelerin silinmesi başta olmak üzere bu istikamette alınacak uzun bir yol var.
İstiklâl Mahkemesi kararıyla, Şapka Kanunu'na, daha kanun çıkmadan önce yazdığı bir yazısından ötürü muhalefet ettiği gerekçesiyle idam edilen İskilipli Atıf Hoca meselesi bunlardan birisidir, örneğin...
33 Kurşun Olayı, Orgeneral Mustafa Muğlalı'nın sorgusuz sualsiz kurşuna dizdirdiği 33 Kürt'ün hikâyesi de bunların arasında yer alır...
Binlerce gayrimüslimin malını haraç mezat satmasına, sermayenin Türkleşmesine yol açan 1934 Trakya olayları, 1942 Varlık Vergisi de öyle...
Bunlar "resmi tarih ve düzen"in hem "kurucu anları" hem "utanç dosyaları"dır...
Bir utanç dosyasını da yıllar öncesine gidelim ve Hrant Dink'ten dinleyelim:
"Azınlık sivil toplum örgütlerinde bu gelenek yerleşmiş durumda, yani yoksula yardım etme, ibadet ihtiyaçlarını sağlama, eğitimi kendi imkânlarıyla yerine getirme bir hayli gelişkin. Hoş, biz bu işler için devlete ayrıca bir vergi de veririz, ama biz yine kendi işimizi kendimiz, kendi örgütlenmemizle yaparız.
Bizim kilise vakıflarımızın görevi nedir? Her kilisemizin yanında bir okulumuz vardır bizim. Kiliseler ve okullar halkın katkısıyla, mal ve para bağışlarıyla ayakta durur. 1936 yılında çıkan yeni Vakıflar Yasası ile devlet kilise vakıflarımızdan bir beyanname istemiş, 'Ne mülkünüz varsa bir liste halinde verin' demiştir.
Aradan 40 sene geçmiştir, 1975 senesinde Yargıtay Genel Kurulu bir karar vermiş ve 'Azınlık vakıflarının 1936 yılında vermiş oldukları beyanname dışında mal edinme hakları yoktur, dolayısıyla bu tarihten sonra edinilmiş bütün mallar, ister bağış, ister satın alma yoluyla elde edilmiş olsun eski sahiplerine iade edilecektir' demiştir.
O gün bugün kira gelirleriyle çocuklarımızı okuttuğumuz mülklerden 40'ı (Ermeni cemaatine ait) elimizden bu yolla alınmıştır. Bu mülkler, vakfetmiş olanın eski mirasçısına da geri gitmemiştir. İade edilecek mülkler özenle seçilmekte ve mirasçıları ölmüş olduğu için Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne geçmektedir. Bu süreç her yıl parça parça açılan davalarla yürüdüğü için, 1936 sonrasında bağış ya da satın alma yoluyla intikal etmiş 120 mülk henüz elimizdedir. Herhalde bunların iadesi için mirasçılarının ölmesi beklenmektedir..."
Pek çok acı çekildi ama geçtiğimiz günlerde bu konuda önemli bir adım atıldı.
Ramazan ayının son günü hükümet, aldığı bir kararla kanun hükmünde kararname çıkararak, azınlık vakıflarının 1936'dan sonra edindikleri ve 1974'ten sonra Hazine'ye devredilen gayrimenkullerinin (kimi istisnalar dışında) geri ve-rileceğini açıkladı.
"Bu, eşit vatandaş hukukuna sahip olduğumuz vatandaşlarımızın hukuklarının iadesidir" diyordu Davutoğlu...
Türkiye'deki eksik vatandaşlık halinin temel araçlarından bir tanesinin ortadan kaldırılması önemlidir...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- CHP nasıl iktidar olur?
19.06.2025 - Toplumda esen rüzgarlar
8.06.2025 - Bir korkudan diğerine Türkiye…
5.06.2025 - Çözüm toplumda neden kabul görüyor?
2.06.2025 - Siyasi denge nereye doğru?
29.05.2025 - Lozan meselesi, siyaset ve gelecek…
18.05.2025 - Barış ve yerleşik korkular…
15.05.2025 - Barış süreci şimdi başlıyor…
10.05.2025 - Dünyanın hali
8.05.2025 - Barış sürecine en çok kimler karşı?
4.05.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
hiçde yanılmıyorsun . Doğru yazmışsın . yazar böyle olur. Ancak bu sitenin üstüne AHMET altanın yazısını yapıştırmak ne demek oluyor ? Ben mecbur muyum onu okumaya ?