Ali Türer
Milli Eğitim Temel Kanunu’nda (1973) yer alan Milli Eğitiminin Temel İlkeleri’nden biri de “Fırsat ve İmkân Eşitliği” ilkesidir. Bu ilke ile devlet maddi imkânlardan yoksunda olsa, başarılı olabilecek öğrencinin en yüksek eğitim kademelerine kadar öğrenim görmesini vatandaşlarına taahhüt etmiştir. Temel eğitimin parasız ve zorunlu olması yurttaşlarına verdiği bu taahhüdün gereğidir.
Peki devletimiz gerçekten taahhüdünü yerine getirebiliyor mu? Bütün yurttaşlarına en yüksek kademeye kadar eğitim görebilecekleri kaliteli ve nitelikli bir eğitim için gerekli asgari koşulları sağlayabiliyor mu?
Öğrencilerimize ne kadar kaliteli ve nitelikli eğitim verebildiğimizi görmek için; en yüksek başarı gösteren öğrencilerin dünya sıralamasındaki yeri ile matematik, okuma yazma ve fen öğretiminde temel becerileri kazanabilmiş öğrencilerimizin Türkiye’deki oranına ve bu oranın dünya sıralamasındaki yerine bakmak gerekiyor. Öyleyse ülkelerin müfredatları üzerinden öğrencilerin başarılarını karşılaştıran TIMMS verileri ile OECD ülkeleri arasında yapılan ve 2003’yılından beri katıldığımız PİSA verilerine, Türkiye’nin bu veriler arasındaki yerine bir bakalım.
2007’de TIMMS’e katılan 48 ülke arasında matematikte ileri düzeyde başarı gösteren öğrenci oranında Türkiye 14. sırada yer almış, uluslar arası ortalamalara yakın bir performans göstermişiz yani. Fakat öte yandan 2007’de 8. sınıf düzeyinde öğrencilerimizin matematikte %41’ine, Fen Bilimlerinde ise %29’una temel bilgileri dahi kazandıramamışız. 48 ülke arasında matematikte 30’ncu Fen bilimlerinde 31. sırada yer almışız. (Gür,2012)
Bu durum PISA verileri ile de doğrulanıyor. 2006 yılında 15 yaş üzeri çocuklar üzerinden yapılan PISA araştırması sonuçlarında üst düzeyde matematik becerileri kazandırmada OECD ortalamasına yakın bir ortalama tuttururken; temel matematik becerileri gösteremeyen öğrencilerimizin oranı % 52.1’e çıkmış. Asgari okuma yazma becerileri kazandıramadığımız öğrenci oranımız % 32.2, Fen becerileri kazandıramadığımız öğrenci oranımız ise %42.2’ymiş. Bütün bu alanlarda ülke olarak uluslar arası ortalamaların çok altında kalmışız. OECD ülkeleri arasında ise sadece Meksika’dan daha iyi bir performans gösterebilmişiz. (Polat;2009:50-51)
En ileri öğrenciler bakımından uluslar arası ortalamalara yakın bir performans göstereceksiniz ama öğrencilerinizin yarısından fazlasına matematik, üçte birden fazlasına okuma yazma ve fen ve teknoloji becerileri kazandıramayacaksınız. Sonuç bu. En ileri performans gösteren öğrencilerin durumu, kuşkusuz ekonomik durumu elverişli olan ailelerin beklentileri oranında çocuklarına yatırım yapabiliyor olmalarından kaynaklanıyor.
Demek ki sorun çocuklarda değil. Çocuklar demek ki kendilerine yapılan yatırımın karşılığını veriyorlar. Fakat devlet gelişebilecek olanın elinden tutamamış, yani eğitimde taahhüt ettiği fırsat ve imkân eşitliğini sağlayamamış. Demek ki çocuklarımızın, gençlerimizin enerjilerini boşa harcıyoruz. Bu çok açık!
Dahası var TIMMS’in 2007 15 yaşındaki öğrenciler ile ilgili matematik ve fen bilgisi alanındaki sonuçları, öğrenci başarıları bakımından Türkiye’nin bölgeleri arasındaki farkları da ortaya koyuyor. Marmara, Ege ve İç Anadolu bölgeleri ile Akdeniz, Karadeniz bölgeleri arasında onar puandan fazla, Doğu Anadolu bölgesi ile 20-30 puandan fazla Güney Doğu Anadolu Bölgesi ile ise 40 puandan fazla öğrenci başarıları arasında fark var. Marmara ile Güneydoğu Anadolu bölgesi öğrencileri arasında hem matematik hem de fen bilgisi puanlarında 46 puan fark var. (Gür,2012:25)
Sonuç olarak Türkiye Eğitim Sistemi temel becerileri kazandırma bakımından ne bölgesel farklılıkları ne de sosyo-ekonomik farklılıkları giderecek önlemleri alamıyor, öğrencilerine fırsat ve imkân eşitliği sağlayamıyor.
Peki, bu sonucun ortaya çıkmasında belirleyici olan uygulamalar ya da eğitim sistemi içinde yapılamayanlar neler?
Türkiye’deki okullar arasındaki sosyo-ekonomik farklılık düzeyi OECD ortalamasının on beş puan üzerinde seyrediyor (0.78/ 0.63). Sınavla öğrenci yerleştirilen Fen Lisesi, Anadolu Öğretmen Lisesi gibi okullara hem ekonomik düzeyi yüksek ailelerin çocuklar gidiyor; hem de bu okullara ekonomik yatırımlar ve kamu hizmetleri daha fazla akıyor. Bu okullarda sınıflar 30 kişi ile sınırlı, öğretmenleri sınavla seçiliyor, yabancı dil öğretimine daha fazla önem veriliyor; spor salonu, yemekhane gibi olanakları da daha geniş. Dolayısı ile bu okullar bir yandan diğerlerine göre daha kaliteli bir eğitim verirken, diğer yandan eğitim de fırsat eşitsizliği yaratan bir rol oynuyorlar.
Bugün çocuklarından beklentileri görece yüksek aileler, ekonomik ve kültürel düzeylerine bağlı olarak çocuklarını okula gönderirken seçici davranıyorlar. Mümkün olduğu kadar daha kaliteli eğitim verdiği kamuoyunda bilinen okullara çocuklarını göndermeye çalışıyorlar haklı olarak. Hâlbuki Milli Eğitim Bakanlığının bütün okullarını belirli standartlarda eğitim veren okullar haline getirme gibi bir sorumluluğu var. Okul türleri arasında kalite bakımından belirgin fark olmasa, öğrenciyi okula almalar ailelerin ikametgâhına ya da kuraya dayalı olsa, sistemde fırsat ve imkân eşitliği sağlanmış olacak. Fakat bakanlık bunu yapmıyor, ya da yapamıyor.
Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen istihdam politikası ile personel rejimi de kaliteli eğitim sunumu bakımından hem okul türleri arasında hem de bölgeler arasında fırsat eşitsizliği yaratan bir rol oynuyor. Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen atamalarındaki politikası; KPSS’den en yüksek puan alanı, aldığı puan oranında “iyi okula”, “iyi bölgeye” atamak biçiminde. KPSS sonuçları eğer nitelik açısından öğretmen adayları arasındaki farkı ortaya koyan bir ölçüt ise; bakanlık kaliteli eğitim açısından en sorunlu okullara ve bölgelere en düşük puan alan öğretmenleri göndererek fırsat eşitsizliğini kendi eliyle yaratmış oluyor. Güney Doğu’da çalışmak zorunda kalan öğretmen de en kısa zamanda buradan kurtulmaya bakıyor.
Diğer yandan okul öncesi eğitimin %30-40’larda olması da eğitim sisteminde fırsat eşitsizliği yaratıyor. Ekonomik geliri yüksek, çalışan ailelerin okul öncesi eğitim almış çocukları sistemde avantaj sağlarken diğer çocuklar bu avantajdan mahrum kalıyor. O nedenle okul öncesinin zorunlu eğitim kapsamı içine alınması, okullaşma oranlarının yükselmesi diğer çocuklarımıza da fırsat eşitliği sağlama bakımından büyük önem taşıyor.
Hükümet ise 4+4+4 ile bunun tam tersini yapıyor. 5.5 yaş çocuğunu doğrudan ilköğretim birinci sınıfa başlatmakla okul öncesi eğitime darbe vuruyor. Sisteme okul öncesi eğitim almadan girmiş beş buçuk yaş çocuğu ile okul öncesi eğitim almış yedi yaş çocukları bu yıl aynı sınıflarda birlikte okutulmaya başladılar. Bazı okullar ise bu çocukları ayrı ayrı sınıflarda okutuyorlar. 5.5 yaş çocuklarının küçük kasları henüz olgunlaşmamış; henüz kalemi gereği gibi kullanacak durumda değiller. Temel eğitime hazır olamadıkları için yedi yaşında okul öncesi eğitim almış arkadaşlarının hep gerisinde kalacaklar. Ailelerde ve çocuklarda belirli travmalar oluşacak ve çocuklar arasındaki bu fark hiç kapanmayacak. Sekiz yıl sonrasının TIMMS ve PISA verilerinde bunun sonuçlarını muhtemelen göreceğiz. Yani hükümet eğitimde fırsat eşitsizliğini arttıran bir uygulamayı kendi eliyle başlatmış oluyor.
Milli Eğitim Bakanlığı bir yandan da ikinci kademeye koyduğu ek derslerle bu açığı kapatmaya çalışıyor herhalde. Çocuklarımıza vereceğimiz “kuran”, “Peygamberimizin Hayatı” gibi ek derslerle çocukların matematik ve fen yetenekleri de ne gelişir ya! Öte yandan Marmara bölgesi ile Güney doğu Anadolu bölgesindeki öğrencilerin başarıları arasındaki çarpıcı farkla ilgili olarak hükümetimiz ve bakanlığımız ne düşünüyor acaba? “Kürt çocukları akılları kıt oldukları için yeterince başarılı olamıyorlar”, diyecek halimiz yok herhalde.
Bu sonuç bir yönüyle Güney Doğu Anadolu’daki okulların kalitesi ilgili ise önemli bir yönü ile de çocukların anadilde eğitim alamamaları ile ilgilidir. Şayet Kürt çocukları öğrenmeleri gerekene anadillerinde odaklanabilselerdi, kuşkusuz Türkçe ufuklarını açacak, zekâlarının gelişmesine olumlu katkıda bulunacaktı. Fakat bu çocuklar dillerini bilmeyen öğretmenlerden iradeleri dışında başka bir dilde öğrenmeye zorlanırken enerjilerinin önemli bir bölümünü harcamış oluyorlar. Yani Batıdaki arkadaşları ile eşit koşullarda değiller. Kendilerini aşağılanmış hissettikleri yerde yaratıcı olmalarını nasıl bekleyebiliriz bu çocuklardan. Binlerce zekâ doğuda sırf bu yüzden köreliyor, heba oluyor. Hâlbuki temel bilgileri ve temel alışkanlıkları ana dillerinde alırken Türkçeyi de öğrenseler, Türkçeyle de öğrenseler; hem sisteme oryantasyonları daha kolay olacak; hem daha hızlı ve daha kolay öğrenecekler.
Bunu görmek çok mu zor? Bunun neresi kötü?
Demokrasinin bir başka göstergesi de, toplumda dikey hareketliliğin kontrol altında tutulmuyor olmasıdır. Yani kapasitesi olanın, gelişebilecek olanın kendini geliştirebilecek fırsatları toplumda ne ölçüde buluyor olmasıdır. Eğitim sisteminiz “fırsat eşitliği” ilkesi temelinde yapılanmamışsanız, bu toplumdaki dikey hareketliği belirli kesimler yararına kontrol altında tutuyorsunuz anlamına gelir.
Kendini gerçekleştirmede, mesleğe yönelmede, toplumdaki statüsünü yükseltmede, daha kaliteli yaşayabilmede vatandaşlarınıza eğitim yoluyla eşit fırsatlar sunmuyorsanız, hiç “ileri demokrasi” “sosyal devlet” gibi kavramları ağzınıza almayın. Bunlar içi boş laflardan ibaret kalır. Toplumu bir arada tutacak moral değerler yıpranır, dolayısı ile sosyal huzuru, sosyal barışı da sağlayamazsınız.
Tıpkı bugün olduğu gibi!
KAYNAKLAR
Gür, Bekir S.(Roportör) Eğitim Sisteminin Kalitesinin Araştırılması (Özel İhtisas Komisyonu raporu). Ankara: T.C. Kalkınma Bakanlığı.212
Polat Serdar. Türkiye’de Eğitim Politikalarının Fırsat Eşitsizliği Üzerindeki Etkileri Ankara: DPT Yayın No:2801. Ankara.
EK
ÖĞRENCİLERİN BÖLGELERE GÖRE FEN PUANI ORTALAMALARI (TMSS 2007)
(Kaynak: Gür,2012:25)
ÖĞRENCİLERİN BÖLGELERE GÖRE MATEMATİK PUANI ORTALAMALARI (TMSS 2007)
(Kaynak: Gür,2012:25)
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024