Alper GÖRMÜŞ
Benim sevdiğim, yeni vesileler çıktığında dönmekten hoşlandığım yazı konularından biri de, Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AK Parti) oy veren seçmenleri aşağılamaya bir türlü doyamayanların, seçimlerden hemen önce içine girdikleri iyimser ruh hali...
Bir yandan bu ‘cahil’ kitlelerin ‘çağdaş’ partilere oy vermelerini engelleyecek, kendi çıkarlarını göremeyecek ebedi bir karanlık içinde yüzdüklerini ve asla değişmeyeceklerini öne sürmek... Öbür yandan, onların oylarının hatırı sayılır bir bölümünü almadan bir seçimi kazanmanın mümkün olmadığını bile bile yaklaşmakta olan seçimi kazanacağına inanmak... İşte bu imkânsız temenniyi, bu altı boş iyimserliği, bu apaçık mantıksızlığı bir daha, bir daha hatırlatmaktan kendimi alamıyorum.
Uyguladığım yöntem kabaca şöyle: Seçim öncesinde içine girilen ‘bu defa kazanacağız’ ruh haliyle seçimlerden hemen sonra başlayıp bir sonraki seçime kadar sürdürülen aşağılama kampanyalarının yeni sürümlerini karşılaştırıyorum ve ilk seçimde yeniden alevlenen ‘bu defa kazanacağız’ inancının mantıksal saçmalığını göstermeye çalışıyorum.
15 milyon oy 30 milyona nasıl çıkar?
Muharrem İnce, seçimin ertesi günü yaptığı konuşmada rakibi Erdoğan’la aralarındaki 10 milyon farka işaret ettikten sonra ekledi: “Bu seçimde 15 milyon oy aldım, hedefim 30 milyon...” Bu ne demek? Bu, “ebedi bir karanlık içinde yüzen ve bu nedenle ‘çağdaş’ partilere oy vermeleri imkânsız” bir cahiller sürüsü edebiyatını çöp sepetine atmak demek.
Aslında Muharrem İnce’nin bir sonraki seçimde cumhurbaşkanı seçileceğine inananların mantıksal bir çelişki içine düşmemeleri için şu pespaye ‘ebedi karanlık’ saçmalığından kurtulmaları gerekir ama olmuyor işte.
Aşağıladıkları insanlara duydukları öfke o kadar yoğun ki, mantık o öfkenin içine sızamıyor.
Bu seçim sonrasının aşağılama araçlarının başında ‘bedava kek’ mevzuu geliyor (makarnacılar ve kömürcülerden sonra bedava kekçiler)... Bir de, özelleştirilen şeker fabrikalarının bulunduğu illerde AK Parti’nin oylarının düşmemesi meselesi var... İşte bu kez de buralardan yola çıkılarak, 24 Haziran’da AK Parti’ye oy veren ‘koyun’ların (Bekir Coşkun’un eski yazılarının birinden alıntı) hiçbir zaman ‘insan gibi’ oy vermeyecekleri sonucuna varılıyor...
Yeni aşağılama araçlarının pratikte nasıl kullanıldığını biraz sonra birkaç somut örnek üzerinden göstereceğim. Fakat ondan önce, baştan beri anlatmaya çalıştığım döngünün eski seçimlerde nasıl işlediğini, bu işin profesörü diyebileceğimiz Bekir Coşkun örneği üzerinden hatırlayalım...
Akılsızlar... Koyunlar...
Malum, AK Parti’ye oy verenler için uygun bulunan ve yaygın olarak kullanılan iki sıfattan birinin (“göbeğini kaşıyanlar”) müellifi, bu sıfatı kullandığında Hürriyet’te yazmakta olan Bekir Coşkun’du. “Bidon kafalar”ın mucidi ise galiba Yılmaz Özdil’di ve o da bu sıfatı ilk kez Hürriyet’teki köşesinde kullanmıştı.
Bu sıfatlarla 2009 seçimlerine kadar idare edildi. Fakat artık yenilerini bulmak gerekiyordu ve o şeref de yine Bekir Coşkun’a nasip oldu. Coşkun, AK Parti’nin oyunun bir önceki seçime göre 10 puan kadar düştüğü 2009 yerel seçimlerinin sonuçlarından yine de memnun kalmamıştı. Öfkesini şöyle dindirdi: “Seçimler sadece akılsız insanlar ile akıllı insanların sayımıdır, genelde birinciler kazanır...”
Bekir Coşkun, iki yıl sonra, 12 Haziran 2011 seçiminin ardından ‘yanlış parti’ye oy vermeye devam edenler için yeni bir sıfat buldu ve onu da bir süredir yazmakta olduğu Cumhuriyet’ten ilan etti:
“(...) Yine de AKP oyları arttığına göre... Nasıl anlatılır?.. Bazen anlatamazsın... Yani anlatılacak gibi değilse, neresini anlatacaksın?.. Bocalarsın... Uykusu kaçar insanın... O durumda koyunları sayacaksın...” (Cumhuriyet, 14 Haziran 2011).
Bekir Coşkun ‘koyun’ keşfinden o kadar memnun kaldı ki, keşfinden iki yıl sonra konuya tekrar döndü ve ‘AK’ın ardından giden ‘koyunlar’ esprisi üzerinden Türkiye Cumhuriyeti’ne yeni bir ad bile önerdi: ‘Akkoyunlular devleti...’ (Cumhuriyet, 6 şubat 2013).
Seçimden iki gün sonra ancak “koyunları sayarak” uyuyabilen Bekir Coşkun, o seçimden beş gün önce bakın ‘koyun’ların sağduyusuna nasıl seslenmişti:
“İyi bakın... Görün... Bilin... Direnin... Herkese söyleyin... Bu kez daha farklı; son yumruğu vurmak, son gözü oymak, son başı koparmak, son sesi boğmak için geliyor nefret... Kazanmasına izin vermeyin nefretin...” (Cumhuriyet, 7 Haziran 2011).
İşte ben bunu anlayamıyorum... AK Parti’ye oy verenler ‘akılsız’sa, ‘koyun’sa, ‘bidon kafa’ysa, bunları yazmaktan ve okumaktan bir tür orgazmik haz duyanlar nasıl oluyor da her seçimin arifesinde ‘bu defa farklı’ diyerek yeniden ümide kapılabiliyorlar? Aşağıladıkları o insanların yeni seçimde de ‘yanlış parti’ye oy verecekleri onların doğalarının bir gereği ise, sen seçimden nasıl galip çıkacaksın?
Son seçimin öncesi...
24 Haziran seçimleri öncesindeki ruh halinin üzerinden çok geçmedi; ortada son derece iyimser bir hava vardı ve Eroğan’a bu defa ‘güle güle’ denileceğine hakikaten inanılıyordu.
Yukarıdan beri anlatmaya çalıştığım gibi bu inancın gerçekçi bir temele oturabilmesi için, bu inanç sahiplerinin yıllardır muhtelif aşağılayıcı sıfatlarla andıkları insanların önemli bir bölümünün farklı bir siyasal davranış içine girebileceğini kabul etmeleri gerekiyordu.
Tuhaflık işte tam burada ortaya çıkıyor ve bu seçimde de çıktı: Hem tedavi edilemez bir cahillik içinde oldukları için tercihleri asla değişmeyecek insanlar varsayılıyor, hem de onların önemlice bir bölümünün tercihleri değişmeden kazanılamayacak bir seçime umut bağlanıyor...
İleride, düzgün ve inandırıcı bir alternatif çıkıp da AK Parti nihayet iktidardan uzaklaştırıldığında, bir başka deyişle AK Parti’ye oy verenlerin oy verme nedeninin ‘tedavi edilemez bir cehalet’ olmadığı anlaşıldığında, yıllar boyunca bu edebiyatı sürdürenlerin ne kadar yanıldıkları ortaya çıkacak ama, o zamana kadar bu kısır döngü dönecek de dönecek...
Son seçimin sonrası: ‘Müstehak...’
İşte yine umut bağlanan bir seçim sona erdi ve sonuç yine değişmedi... Ve her zaman olduğu gibi aşağılama sporunun yeni sürümleri hemen devreye girdi.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın twitter’dan verdiği şu ‘müstehak’ mesajına bakın:
“1- Bugün fındık fiyatlarına ağlayan Giresun, Ordu'nun %65 oy veriyorsa, turizmin bitmesinden yakınan Antalya %43 oy veriyorsa, Suriyelilerden illallah eden Urfa, Antep, Kilis %51 oy veriyorsa, burda bir sorun var... 2- Şeker fabrikaları satıldığı için sitem eden Çorum, Yozgat ve Kırşehir açık ara birinci çıkartıyorsa Millete müstahaktır.”
Seçimin ikinci ya da üçüncü gününün gecesinde eski CHP milletvekili Mustafa Balbay Halk TV’nin konuğuydu... Tartışma konusu yine aynıydı. Balbay, her şeye rağmen halka kızılamayacağını, küsülemeyeceğini savunurken, sunucular “ama” deyip oylarını “şeker fabrikalarını satan, turizmi bitiren” bir partiye veren halka veryansın ediyorlardı.
‘Bedava kek’ üzerinden yürüyen, ‘makarnacılar, kömürcüler’ suçlamasının devamı niteliğindeki sosyal medya paylaşımlarına dalıp meseleyi uzatmayayım...
Neyse ki Muharrem İnce bir seçimin nasıl kazanılacağını anlamış görünüyor... Umalım ki, şu apaçık matematiksel hakikati, ‘bilimsel’ sözcüğünü olur olmaz tekrarlamaktan pek hoşlanan kendi tabanına da anlatabilir: ‘Makarnacıların, kömürcülerin, kekçilerin’ hiç değilse büyücek bir bölümünün tercihlerini değiştirmeden herhangi bir seçim kazanılamaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025