Atilla YAYLA

Atilla YAYLA
Atilla YAYLA
Tüm Yazıları
Hangi koalisyon hükümeti?
11.07.2015
1876

 Haziran seçimlerinden hiçbir parti tek başına hükümet kurmaya yetecek bir Meclis çoğunluğuyla çıkamadığı için, Türkiye bir koalisyona mahkûm görünüyor. Aslında, ülke koalisyon hükümetlerinden habersiz değil. 1990'lı yıllar çoğu başarısız olan koalisyon hükümetleriyle geçti. Koalisyon hükümetlerine yabancı olanlar, siyasal yetişkinlik çağına AK Parti iktidarları döneminde ulaşan genç vatandaşlar. AK Parti 2002'de iktidara geldiğinde 8-17 yaş arasında olanlar bugüne kadar hep tek parti hükümetleri gördüler. Koalisyonun ne olduğu ve nasıl işlediği hakkında tecrübî bilgileri hiç yok, okumaya dayanan bilgileri ise çok az. Bazı gençlik kesimlerindeki amansız T. Erdoğan ve AK Parti düşmanlığına katkıda bulunan faktörlerden biri de bu…


AK Parti'nin 7 Haziran seçimleri kampanyasının sacayaklarından biri koalisyonların kötülüğüydü. Bu yaklaşımın yukarda bahsettiğim özellikteki genç seçmen kitlelerini etkilemesi çok zordu. Görünene göre, etkilemedi de. AK Parti'nin ilk defa oy kullanan gençler arasında neredeyse sonunculuğa düşmesi bunu gösteriyor.

Parlamenter sistemlerde koalisyon hükümetlerine mecbur ve mahkûm kalmak sürpriz olmaz. Sistemin doğasında bu var. Tek parti hükümetleri gibi koalisyon hükümetlerinin de artıları ve eksikleri bulunur. Şüphe yok ki, ilk tercih hemen her zaman tek parti hükümetlerinin kurulmasıdır. Bu vasıftaki hükümetler daha hızlı ve kolay karar alabilir ve parlamentoyu daha etkin çalıştırabilir. Başarıların sahibi ve başarısızlıkların sorumlusu olarak ortada durur. Tek parti hükümetleri doğmadığı zaman koalisyon hükümetleri kurulur. Nispeten iyi işlemesi hâlinde bundan da en azından demokratik kültüre ve olgunluğa katkıda bulunacak sonuçlar sadır olabilir. Farklı ideolojilere ve programlara sahip siyasî ekipler iktidarı paylaşmayı, uzlaşmayı, beraber çalışmayı öğrenebilir. Bununla beraber, koalisyon hükümetleri tek parti hükümetlerinden daha zor çalışır.

Türkiye gibi kuvvetli bürokratik tahakküm ve vesayet geleneğine sahip ülkelerde koalisyon hükümetleri bir önemli mahzurun daha zuhur etmesine neden olabilir. Bürokratik güç parçalı siyasî iktidarı daha kolay manipüle edebilir ve engelleyebilir. Bu yüzden askerî vesayet odakları zayıf koalisyon hükümetlerini daima sevdi. Hele ikiden fazla ortağın olduğu hükümetleri engellemek, teslim almak onlar için çok daha kolaydı. Bürokratik vesayetin AK Parti zamanında önemli ölçüde gerilemesinde siyasî iradenin bunu yapma kararlılığı yanında güçlü tek parti hükümetlerinin bulunmasının da önemli katkısı oldu.
7 Haziran seçimlerinin galibi AK Parti'nin içinde olmadığı bir koalisyon hükümeti kurmak hem zor hem de anlamsız. Toplum AK Parti'nin bir ortakla hükümet etme görevini üstlenmesini istediğini belirtti. Alternatifler bir AK Parti-CHP veya bir AK Parti-MHP hükümeti. Her ikisinin de avantajları ve dezavantajları mevcut.

Sanırım AK Parti'nin CHP ile hükümet kurması kolay fakat hükümeti sürdürmesi zor. MHP içinse tersi söz konusu; hükümeti kurmak zor, ama yürütmek CHP ile olacağına nispetle daha kolay. Parti tabanları itibariyle AK Parti ve MHP birbirine nispeten yakın, ancak, MHP'nin yönetici kadrosu zihniyet bakımından CHP'li. Bu da çeşitli sorunlar yaratacaktır. Bir AK Parti-MHP hükümeti geçmişteki milliyetçi cephe hükümetleri gibi cepheleşme olarak okunmaya da müsait. Bu pek istenecek bir şey değil. Diğer taraftan, MHP ile ortaklık AK Parti'nin karşı karşıya olduğu ulusal ve uluslararası kuşatmayı kırmasına fazla katkı sağlamaz. Bunun sebebi MHP'nin medyasının olmaması. MHP %16 oy aldı ama medyadaki ağırlığı %1 bile değil. CHP'nin durumu çok farklı, oy oranı %25 ama medyadaki ağırlığı %60-70 civarında. Bu olgu, AK Parti'nin CHP medyası üzerinden bu müthiş kuşatma ve psikolojik savaş çemberini kırmasına yardımcı olabilir. Ancak, böyle olacağının hiçbir garantisi yok. Bir AK Parti-CHP hükümeti toplumsal gerginliği de yumuşatabilir. Bununla kastettiğim şu: Gergin olan AK Parti tabanı değil CHP tabanı. CHP'liler öfkeye ve nefrete çok alışkın. Geçmişte Menderes, Demirel ve Özal CHP tabanı için öfke ve nefret nesnesi olmuştu. Şimdi Erdoğan-Davutoğlu ikilisi ve AK Parti aynı durumda. AK Parti-CHP ortaklığı CHP'li kitlelerin en azından önemli bir bölümünün bu hastalığının tedavi edilmesine ve CHP'lilerin normalleşmesine yardımcı olabilir. Bunu da ülke için büyük bir kazanç olarak görmek gerekir.

Çözüm süreci açısından CHP ortaklığı mı yoksa MHP ile ortaklığı mı daha faydalıdır, bilmiyorum. Bir tahminde de bulunamıyorum. Bazen problemlerin çözümüne en uzakta görünen aktör en büyük katkıyı sağlayabilir. MHP için menfi şeyler söyleniyor olmakla beraber CHP'nin bu bakımdan MHP'den farklı olduğuna dair umut verici emareler göremiyorum. Biliyoruz ki CHP tabanı da MHP tabanı kadar milliyetçi ve hatta bazen daha fanatik.
Siyaseti yine sıcak günler bekliyor!

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar