Aydın ENGİN
Dileyen Sultan Süleyman’ın at ve harem tercihlerini ya da patriot füzelerinin düğmesine kimin parmağının basabileceğini ya da kutup ayısı ile bahtsız bedevi ilişkilerini gündem belleyip saçmalıkları deli saçmalığına taşıyan bir şehvetle tartışadursun…
5 Aralık Çarşamba günü 13 Tıp öğrencisi aylar sonra ilk kez yargıç karşısına çıkacak.
Tıp eğitimini ciddiye alan, tıp biliminin ticarileştirilmesini sorgulayan, klavye eylemciliği ile yetinmeyip sokaklarda kendi doğrularını savunan 13 genç kadın ve erkekten söz ediyorum.
Onlar 6 Haziran’da gözaltına alındılar, içlerinden 13’ü tutuklandı.
Haydi parmak hesabı yapalım: 6 Haziran’dan 5 Aralık’a kaç gün geçti?
Doğru hesapladınız: Tastamam 182 gün !
Yargıç karşısına çıkmadan demir parmaklıklar ardına tıkılan 13tıp öğrencisi tastamam 182 gün tutuklu kalmalarına yolaçacak nasıl bir suç işlemiş olabilirler sizce?
Buna en iyi cevabı savcı iddianamesi verir.
Vermiş de zaten.
Bu çocuklar poşi takmışlar. Savcıya göre bu terör örgütü üyesi sayılmaları için bir kanıttır.
Bu çocuklar 13 Mart 2011 yılındaki “Çok Ses Tek Yürek” Mitingi’ne katılmışlar. Savcıya göre Anayasal haklardan biri olan mitinge katılmak terör örgütü üyesi kabul edilmeleri için bir kanıttır.
Bu çocuklar pankart açmış ve taşımışlar, ıslık çalmışlar, halay çekmişler. Savcıya göre bunlar da somut birer suç kanıtıdır.
Bu çocuklar Türk Tabipleri Birliği Tıp Öğrencileri Kolu (TTB TÖK) içinde bir araya gelip sağlık sistemini tartışmış ve sorgulamışlar. Savcıya göre bu elbette bir suç kanıtıdır.
Bu çocuklar eğitimlerinin bir parçası olan halk sağlığı stajlarında sağlık taraması yaptılar ve bir öğrenci kulübü olan HASAT’ın etkinliklerine katıldılar. Bunların birer suç kanıtı olduğunu savcı elbette bizlerden daha iyi biliyor.
Bu kadar kanıt yetmez. Maddi kanıtlar da gerekir. Onlar da eksik edilmedi. Öğrencilerin ders notları, o notlara ekledikleri dip notlar, bilgisayarlar, DVD’ler, CD’ler, kitap ve defterler de bu azılı teröristlerin suçunu kanıtlayan maddi kanıtlar oldu.
Ve gencecik 13 kadın ve erkek bu yüzden tam 182 gündür tutuklular.
İçiniz kaldırıyorsa bir öğrencinin yarı yılına denk gelen bu süreyi saat, dakika olarak da hesaplayın…
* * *
Bu yazıda fark ettiğiniz ve basın savcılarının elbette fark edecekleri gibi 5 Aralık’ta ilk duruşması yapılacak olan bir davayı etkilemek gibi bir amaç güdülmüyor.
Ama kesinleşmiş ve uygulanmakta olan bir karar olarak bu gençleri tutuklayan mahkemenin kararı tartışılıyor. Tutuklamanın bu düzeye indirilmesi ile hukuk fakültelerinde okutulan “Yargıç hak ve nısfet ile hüküm verir” temel ilkesine ve mahkemelerinin görevlerinin kanunları uygulayan basit birer aygıt değil, insanlığın adalet arayışını ete kemiğe büründürmek olduğunun altını kalın çizen hukuk felsefesi derslerine uyup uymadığı tartışılıyor…
Yoksa 5 Haziran günü 13 tıp öğrencisini yargılamaya başlayacak olan yargıçların yukarıdaki ilkelere uygun davranacaklarına kuşkum yok…
Yani kuşkum olmamalı…
Yani kuşkum olmasın umudundayım.
Yani…
* * *
Dip not: Elimde ağustos ayından kalma bir sayısal veri var. Ağustos ayında hapishanedeki öğrenci Sayısı 2484 (Yazıyla: iki bin sekiz yüz seksen dört) idi. Bu gün bu sayı kaça ulaştı bilmiyorum.
Ve ben, bu gün 2482 üniversite öğrencisi gencecik kadın ve erkeklerden sadece 13’ünün öyküsü üstüne bir Tırmık yazdım. Geri kalanları, bilgileri bana, benim gibilere ulaşmayanları düşününce içim daraldı ve içim dağlandı.
Sizin de öyle olsun…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bunlar iyi günlerimizmiş, çok zor günler geliyor
31.01.2022 - Türkçe yazıldığı gibi okunur (mu?)
29.01.2022 - Eyvah İmamoğlu iyi yaptı; yaşasın İmamoğlu kötü yaptı
28.01.2022 - Sanıklar dün AKP’nin yargısını, iktidarını ve Reisi’ni yargıladılar
18.01.2022 - Safra kesesinin intikamı
17.01.2022 - Boğaziçi’nde bir yıl önce dün, şimdi bugün ve yarın…
3.01.2022 - Diyelim birkaç milyon liram var…
24.12.2021 - Sevinmek varken sövmek…
13.12.2021 - Yine promptersiz konuştu: İstanbul’un sahibi AKP imiş
6.12.2021 - Avrupa Konseyi'nin uzun sürecek sınavı başladı
4.12.2021
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Mali Uzun
İyi de mademki bu haber bir "fabrikasyon" mademki Türkiyeyi istikrarsızlaştırmayı isteyenlerin oyunu, böyle bir fabrikasyon haber manşetten ve de tam da Fabrika nın amaçlarına uygun bir manşetle vermek bu oyuna dahil olmaktan başka ne anlama gelir. Oysa başta yazar ve tüm Taraf mesulleri bilirki bu haber gazetecilik etiğine uygun yine manşetten verilebilirdi ve kimseden de bu denli bir tepki gelmezdi.Tepkiler "habere" değil veriliş şekline!