Ayhan AKTAR
Son günlerde olup bitenler, Türkiye’nin tuhaf bir yolculuğun öncesinde olduğunu gösteriyor. Seyahatimiz dünyanın taşrasına doğru olacak. Cumhuriyet tarihimizin “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” özdeyişi ile özetlenen “eski fabrika ayarlarına” geri dönüleceğini tahmin ediyorum. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin eski Güney Afrika rejimi gibi bir miktar dünyadan soyutlanmış ve kenarda kalmış bir ülke haline geleceğini düşünüyorum. İnşallah yanılırım.
Mesele, Suriye ile ilgili. Geçtiğimiz hafta Suriye’ye yaptırım uygulamak konusunda direnen Rusya ve Çin’in ikna edilmiş (!) olmasıyla Ankara’nın Suriye’ye müdahil olma yolu açıldı galiba. Müdahalenin ABD ve AB tarafından destekleneceğini sanıyorum. Ama sonra?
Gözlemlerimi sıralayayım:
1. Aralık başındaki bir yazımda, Suriye’deki Baas rejiminin kendi iç dinamikleriyle yıkılmayacağını, ancak dışarıdan gelen bir askerî müdahale ile devrileceğini yazmıştım (Taraf, 5 aralık). Türkiye’nin böyle bir askerî müdahale için aday olduğunu, fakat böyle bir maceranın halkımız tarafından meşru görülmesi için müdahalenin PKK ve terörle mücadele ambalajı içinde sunulmasının şart olduğunu yazmıştım. Kimse bir anneye “oğlunuz Halep yollarında şehit oldu” haberini veremez. Çünkü, adama “Halep’te ne işiniz vardı” diye sorarlar.
Aynı yazıda, yaklaşan harekâtın sinyallerini duymak için, basınımızda “PKK ile Suriye yönetimi arasındaki işbirliği” haberlerinin çıkmasını beklemek gerekir demiştim. Son günlerde, basınımızda PKK’nın Suriye’nin Kamışlı Kürt bölgesinde örgütlendiği konusundaki haberlerin sayısı arttı. Son çıkan haber şöyle:
“Suriye sınırındaki önemli noktalarda arazi koşullarını inceleyen ekibin 1 nisanda İstanbul’da yapılacak kritik Suriye’nin Dostları Grubu toplantısından önce çalışmalarını tamamlayacağı öğrenildi. Çalışma kapsamında silahlı ve siyasi hâkimiyet alanları oluşturmaya çalışan PKK’nın faaliyetleri de mercek altına alındı. PKK’nın manevra alanı oluşturma çabası içinde olduğu bazı stratejik alanlar da 20 kilometrelik tampon bölge içerisine alınacak. Böylece Suriye lideri Beşşar Esed desteğindeki Dr. Bahoz kod adlı Fehman Hüseyin’in ‘PKK nüfuz alanı’ kurma girişiminin de önleneceği belirtildi.”
“Suriye sınırları içinde oluşturulacak 20 kilometrelik güvenli bölgenin İdlip, Halep’in kuzeyi, Rakka ve Haseki kentlerini kapsayacağı öğrenildi. Söz konusu bölgede haziran ayından bu yana, PKK’nın PYD eliyle etki alanı oluşturma çabası içinde olduğu biliniyor. PKK elebaşlarından Dr. Bahoz kod adlıFehmanHüseyin’in, sınır bölgesindeki Kamışlı, Haseki, Amada, Malikiye, Ayndivar, Amude, Derbasiye, RafelAyn, Ayb El Arap, Halep ve Afrin’i kapsayan alanda hâkimiyet sağlamaya çalıştığı belirtiliyor. Suriyeli Fehman Hüseyin’in, iki hafta önce El Muhaberat ve Esed’in bir danışmanıyla üç saatlik bir görüşme yaptığı bildirildi... Suriye’de düzenlenen Nevruz etkinliklerinde Öcalan posterleri asıldı ve sloganlar atıldı. Suriyeli güvenlik güçleri ise duruma sessiz kaldı” (Yeni Şafak, 24 mart).
Bu haberlerin ne kadarı doğru, bilmiyorum. PKK’nın Suriye ile işbirliği hakkındaki haberler –benzetmek gibi olmasın ama!– bana Bush yönetiminin Irak’ı işgal etmeden önce Saddam’ın elinde kitlesel imha silahları olduğu ile ilgili haberleri hatırlatıyor. Bildiğiniz gibi, ABD basınında çıkan o haberler Irak’ın işgaline meşruiyet kazandırmıştı.
Ankara’da bir şeyler pişiriliyor anlaşılan. Geçen hafta Başbakan Erdoğan’ın Harp Akademilerinde basına kapalı olarak yaptığı konuşmayı da bendeniz aynı çerçevede değerlendiriyorum. Ayrıca, askerî müdahale 20 kilometrelik tampon bölge ile sınırlı kalmaz. Ama genişleme nerede durur, bilemiyorum.
2. Temmuz başından itibaren AB dönem başkanlığının Kıbrıs Rum kesimine geçeceğini ve bunun sonucunda Ankara’nın AB ile ilişkilerini altı ay donduracağını biliyoruz. Böylece, Ankara’nın dış politikada eli rahatlayacaktır. AB baskısından kurtulmuş Türkiye, dışarıda yeni maceralara girişebilir.
3. Son olarak, İstanbul’daki UEFA toplantısında Platini’nin Başbakan Erdoğan’a verdiği cevap, Türk takımlarının Avrupa kupalarından atılacağının sinyalini verdi. Fenerli medyanın zaten “şike yok” veya “iddianame palavra” safsatalarıyla uyuttuğu ortalama futbolsever UEFA boykotu ile karşılaşınca kolaylıkla “Batı karşıtı” bir havanın içine girecektir. Aynı Fenerli medya “pis emperyalistler bizi sevmiyor” türünde yazılar yayımlayacaktır. Böylece, halk arasında “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” hissiyatı sağlamlaşacaktır.
Bu süreç, Türkiye’nin dünyanın taşrasına doğru kayması demektir. Önümüzdeki dönemde yabancı düşmanlığının artacağını, AKP’nin giderek Kemalizm’in tek partili yıllarına özgü bir siyaset dilini ve üslubunu benimseyeceğini düşünüyorum. Ayrıca, fiilen savaşa girmiş bir ülkenin cezaevlerinde yüz küsur general ve amirali tutamazsınız. Kapıdan kovulan militarizm, bacadan geri gelecektir. Yeni Adalet Reformu ile Silivri’nin yakında boşalacağını sanıyorum.
İçinizden,”2014 yılında kim Cumhurbaşkanı seçilir” sorusunu sorduğunuzu duyuyorum. Tabii ki “Halep Fatihi” seçilecektir! Yoksa, şüpheniz mi vardı?
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.02.2016
25.01.2015
3.01.2015
19.03.2014
30.11.2012
29.11.2012
28.11.2012
30.04.2012
16.04.2012
9.04.2012