Ayşe HÜR
Şam'da Selahaddin Eyyubi döneminden (12. yüzyıl) beri büyükçe bir Kürt cemaati yaşıyordu. Bunlara 19. yüzyılda, Mekke'ye giden hac yolunun korunması için Osmanlı idaresi tarafından Anadolu'dan ve Irak'tan göçertilen Kürt aşiretleri de eklenmişti.
Bugün 20 milyonluk Suriye nüfusunun yüzde 8 veya 10’unun yani 1,6-2 milyonunun Kürt olduğu sanılıyor. Sanılıyor diyorum çünkü Suriye’de nüfus sayımları ya hiç yapılmadı, ya da sonuçları açıklanmadı. Bir iki Yezidi aşireti dışında, Suriye’deki Kürtlerin hepsi Sünni, dilleri ise Kürtçenin Kurmanci lehçesi.
Şam’da Selahaddin Eyyubi döneminden (12. yüzyıl) beri büyükçe bir Kürt cemaati yaşıyordu. Bunlara 19. yüzyılda, Mekke’ye giden hac yolunun korunması için Osmanlı idaresi tarafından Anadolu’dan ve Irak’tan göçertilen Kürt aşiretleri de eklenmişti. Hatay’ın güneyindeki kayalık Cebel Ekrad (Kürt Dağı) bölgesinin ahalisi, yüzlerce yıldır bölgede yaşayan ve ağırlıklı olarak tarımla uğraşan yerleşik Kürt aşiretleri. Nusaybin’in güneyindeki Cezire’deki Kürtler ise, kökleri Türkiye Kürdistanı’nda olan Milli ve Miran aşiretleri…
FRANSIZ MANDASI DÖNEMİ
Birinci Dünya Savaşı sırasında, Şam ve Halep gibi önemli şehirlerdeki Kürt milliyetçileri Urfa, Siverek, Mardin ve Cezire’deki Kürt milliyetçileri ile yakın ilişki içindeydiler. Ancak Şamlı liderlerin BD Başkanı W. Wilson’un 14 İlkesi’ne atıfta bulanarak Kürtleri bağımsızlık için mücadele çağırması çok yankı bulmadı çünkü hem Suriye’deki gerilimin şiddeti düşüktü, hem de Suriyeli Kürtler, İranlı ya da Türkiyeli Kürtler gibi güçlü liderler çıkaramamışlardı. 1921 Şubat’ında Mustafa Kemal’in güçleri Orta Fırat’ın üst bölgesindeki Der Zor’u almak istediğinde Suriyeli Kürtler Türklere karşı Fransızlarla işbirliği yaptılar. Fransızlar da, Arap milliyetçiliğini zayıflatmak için, azınlık gruplarını, dolayısıyla da Kürtleri desteklediler. Ankara hükümetiyle 20 Ekim 1921’de imzalanan Franklin-Bouillon Anlaşması’yla Fransızlar Kilikya (Adana havalisi) ve öteki Türk bölgelerinden çekilince Fransız Mandası altındaki Suriye’de yaşayan Kürtler ile Kemalist Türkiye’deki Kürtlerin arasına bir de sınır hattı girdi.
HOYBUN'UN ÇALIŞMALARI
Bu iki grubu birleştiren, 1925 baharında yaşanan Şeyh Said İsyanı’nın Türk ordusu tarafından sert bir biçimde bastırılmasından sonra ilan edilen 1925 Şark Islahat Planı oldu. Plan uyarınca isyana destek verdiğinden şüphelenilen Kürt aristokratları, dini liderleri ve siyasi eylemciler İran, Irak ve Suriye gibi ülkelere gönderildiler. 1927’de sürgünün çapı daha da genişletildi. Böylece, sayıları yaklaşık 20-25 bin civarında olduğu sanılan bu gruplar (aralarında Ermeniler, Keldaniler ve Süryaniler de vardı) ağırlıklı olarak Cezire bölgesine yerleştiler.
(Hoybun’un kurucuları. Kaynak: Kovarabir.com)
Cezire’deki gruplarla, Şam ve Halep gibi merkezlerdeki milliyetçi çevreleri bir araya getiren, 1927 yılında Beyrut’ta kurulan Hoybun cemiyeti oldu. Hoybun’un kurucuları arasında eski Kürdistan Teali Cemiyeti’nin üyeleri, Palulu Şeyh Said’in çocukları, 19. Yüzyılın ilk yarısında Osmanlı yönetimine başkaldıran Botan Emiri Bedir Han Bey’in torunları (Celadet, Kamuran ve Süreyya Bedir Han), Cemilpaşazadeler gibi önemli Kürt ailelerinin çocukları ve Ermeni Taşnak partisinin üyeleri vardı. Hoybun propagandasının ana teması, Kürtlerle Ermenilerin aynı kökten geldiği, sadece dinlerinin farklı olduğuydu.
HEVERKANLI HACO AĞA
Hoybun’un Cezire’deki Kürt aşiretleri arasındaki çalışmasını Müslüman, Yezidi ve Hıristiyan Kürtlerden oluşan Heverkan konfederasyonunun lideri Haco Ağa (fotoğrafta oturan), Halep civarındaki Jarablus’ta yüzyıllardır yerleşik Berazi Aşireti’nin reisleri Mustafa ve Bozan bin Şahib Berazi yürütüyorlardı. Haco Ağa, 1922-1923 yıllarında, Türklerin yönlendirmesiyle Cezire bölgesindeki Bayundur’da Fransızlara karşı çatışmalara katılmış, ardından Türk hükümetine karşı küçük bir kalkışma girişiminden sonra aşiretinden 400 aile ile birlikte 1926’da Suriye’ye göç etmişti. Burada kendisini ilk olarak yerleşik Kürt aşiretleri değil, yazlarını Cezire’de geçiren Arap Tay Aşireti korumuştu. Ardından Haco Ağa, Bayundur’da öldürdüğü Fransız teğmenin atına atlayarak Fransız Yüksek Komiseri’ni ikna ziyaretine gitti. Fransızları ikna etmiş olmalı ki, Haco Ağa’nın 200 kadar silahlı adamı ile yönettiği Kürt Miran ve Arap Tay aşiretlerinden oluşan birlikler, Suriye’deki Fransız askeri gücünün omurgasını oluşturdu. Haco Ağa bir yandan da Fransızların Arap milliyetçiliğini zayıflatmak için göz yumdukları Kürt milliyetçiliğinin bayraktarlığını yaptı. Ancak bazı kaynaklara göre Türkiye ile ilişkisini de devam ettirdi.
KÜLTÜREL UYANIŞ
Hoybun 1927-1930 arasında Ağrı Dağı’nda yaşanan olaylara damgasını vurdu ama Suriye’de pek etkili olamadı. Nitekim Şam’daki Arap milliyetçilerinin baskısı ile 1928’de oluşturulan Suriye Kurucu Meclisi’nde yer alan beş Kürt milletvekilinin 1929 yılında dile getirdiği idari özerklik talebi Fransızlar tarafından “Kürtler Aleviler ve Dürzîler gibi bir dinsel azınlık oluşturmadıkları ve belirli bir bölgede yoğunlaşmadıkları” gerekçesiyle reddedildiğinde Kürtlerin yoğun olduğu yerlerde, Kürtçenin resmi dil olarak tanınması ve Kürtçenin eğitim dili olması talebiyle yetinilmişti. Fransızlar bu talebi desteklemişler, ancak bu sefer de Kürtçe eğitim için yeterli materyal ve kadro olmadığı için karar hayata geçirilememişti.
Bunun üzerine Suriye’deki Kürt liderler, siyasi hedefleri ikinci plana atarak ağırlığı kültürel uyanışa verdiler. Örneğin 1932’te Celadet Bedirhan Bey tarafından Şam’da yayımlanan Kürtçe (Kurmançi) Hawar dergisi, Kürt halk edebiyatında bir yeniden doğuşu desteklemeyi ve Kürtçe öğretim materyalleri üretmeyi amaçlıyordu. 1943’e kadar 57 sayı yayımlanacak olan Hawar, Kürt kültürel mirasının, Kürtçe eğitimin ve Kürt dilinin önemine vurgu yapmasıyla açık bir milliyetçi eğilime sahipti. Nitekim Kürdistan’ın tümünde etkili olmakla kalmadı; Suriye’deki Kürt toplumunun çeşitli katmanları arasında, Kürt ileri gelenleri, entelektüeller ve meslek sahipleri ve daha önemlisi kent ve aşiret elitleri arasında diyalog kanallarının açılmasına katkıda bulundu. Bu yumuşak tutum sonucu olsa gerek, 1933’te bazı Kürtler Hama’daki askeri okula kabul edildiler. Bu tarihten itibaren her yıl Cezire’den bir Kürt öğrenciye burs verildi. Daha sonra, Fransızlar, Şam’daki Arap Yüksek Öğretim Enstitüsü’nde Kürt dili kursu açılmasını desteklediler ve Fransız yetkililer için Kürtçe kursu açtılar.
CEZİRE'DE GERGİNLİK
Suriye’de Fransız Mandası’nı sonlandıran 1936 tarihli Fransa-Suriye Sözleşmesi’nden İkinci Dünya Savaşı’nın patlak verdiği 1939 arasındaki dönemde Suriye siyasetine radikal Arap milliyetçiliği damgasını vurdu. Bu yıllarda Arap-Kürt gerginliğinin kaderinin belirlendiği bölge Cezire oldu. Cezire’nin Haseka kazasında nüfusun yüzde 63’ünü Araplar oluşturuyordu. Kamışlı ve Dicle kazalarında ise Kürtler (sırasıyla yüzde 73 ve yüzde 75) çoğunluktaydı. Ancak Haseka’nın kent merkezinde nüfusun yüzde 71’i Hıristiyandı. Şubat 1936-Eylül 1937 arasında Haseka, Amuda ve Kamışlı’da çok sayıda Hıristiyan’ın öldürülmesi ile sonuçlanan büyük karışıklıklar sırasında Kürtlerin büyük çoğunluğu Arapların yanında yer aldılar. Sonunda, Fransız Yüksek Komiseri Cezire için özel bir rejim vaat ederek karışıklıkları bastırdı ve 1939’da bölgeyi doğrudan Fransa’nın denetimine verdi. Bu tarihten itibaren Kürtler, ağır vergilere tabi tutuldular, yerel yönetimlerden dışlandılar.
KÜRTLER ARAPLARI DESTEKLİYOR
Bu statü İkinci Dünya Savaşı yıllarında aynen devam etti. Savaştan sonra Fransa, İngilizlerin zorlamasıyla Suriye’den tamamen çekildi ve Suriye bağımsızlığına kavuştu. Kürtlerin büyük bir çoğunluğu yeni milliyetçi hükümeti şevkle destekledi. Kürt bağımsızlığını savunmak Şam’daki bir avuç kişiye (Bedir Han ailesinin fertlerine) kalmıştı.
Savaş sonrasında, Suriye’de birbiri ardına gelen askeri darbelerin bir kısmını, 1933’ten beri orduya alınan Kürt subaylar öncülük etti. Ancak bunların tümü (örneğin Edip Çiçekli/Şişikli ve Hüsnü Zaim) Araplaşmış Kürtlerdi. Buna rağmen, Şişikli’nin 1954’te devrilmesinden sonra Araplarda Kürt antipatisi belirginleşmeye başladı. Ordudan Kürt kökenli subaylar tasfiye edildiler.
Kürt çıkarlarını temsil eden ilk parti 1957’de Dr. Nurettin Zaza tarafından kurulan Suriye Kürdistan Demokratik Partisi (SKDP) idi. 1958’de Suriye ile Mısır, Birleşik Arap Cumhuriyeti (BAC) adı altında birleşirken (buna dair yazım için tıklayın) Arap milliyetçiliği zirveye çıktı ve Kürtçe yayınlar resmen yasaklandı. 1960’ta SKDP üyesi 5 bin kişi tutuklandı. 1961’de yıkılmasından sonra kurulan Suriye Arap Cumhuriyeti ise Kürtleri daha da dışladı.
AJANİP VE MAKTUMİNLER
Özellikle tarıma elverişli alanları yüzünden 1945’ten itibaren komşu ülkelerden gelen yoksul ve eğitimsiz Kürtlerin akınına uğrayan Cezire bölgesi milliyetçi hükümetin gözünde çıbanbaşıydı. Gerçekten de 1954 ile 1961 arasında bölgenin Kürt nüfusu 240 binden 340 bine çıkmıştı. Bunun üzerine hükümet 1962’de sadece Cezire’yi kapsayan bir nüfus sayımı yaptı ve Suriye’ye 1954’ten önce geldiğini kanıtlayamayan 200 bin Kürt’ü ‘ajanib’ (yabancı) veya ‘maktumin’ (kaçak göçmen) diye niteleyerek vatandaşlıktan çıkardı. Vatandaşlığını kaybedenler arasında Suriye’de doğup büyük pek çok ünlü (şair, politikacı, asker) de vardı.
BAAS POLİTİKALARI
1963’te iktidara el koyan BAAS partisi, Suriye’deki Kürtlerin özgürlük alanını iyice daralttı. Partinin sloganı “Cezire’yi ikinci bir İsrail olmaktan kurtarın” idi. BAAS’ın bölgeye atadığı Emniyet Müdürü Muhammed Hilal’in şu satırları, gayet tanıdık bir zihniyete işaret ediyor: “Kürt Meselesi, Kürtlerin artık örgütlenmeye başladıkları günümüzde, yalnız Arap ulusunun vücudunda gelişen habis bir urdur. Bunun tek ilacı onları kesip atmaktır.”
Hilal’in Kürt Meselesi’ni halletmek için önerdiği yollar ise Türkiye’deki ‘Baasçıların’ Kürt Meselesi’ni halletmek için yıllardır başvurduğu yollarla aynıydı: Kürtlerin yerlerinden çıkarılması ve ülkenin değişik yerlerine dağıtılması, mallarına el konması, Kürtlerin eğitim ve iş olanaklarından mahrum edilmesi, Kürtlere vatandaşlık haklarının verilmemesi, Kürtçe’nin yasaklanıp Arapça’nın egemen kılınması, ’aranan’ kişilerin Türkiye’ye iadesi, Kürtlerin arasına Arap aşiretlerinin yerleştirilmesi, Türkiye sınırı boyunca Arap emniyet şeridi (Arap Kemeri veya Arap Kuşağı diye anıldı) oluşturulması, bölgede sürekli sıkıyönetim uygulanması, gibi bir dizi ‘tedbir’… Bu tedbirlerin sadece etnik düşmanlık nedeniyle değil, bölgedeki Karacok ve Remilan tepelerinde Kerkük’tekilerle yarışacak nitelikte petrol yataklarının bulunduğunun tahmin edilmesiydi.
Sayıları çeşitli kaynaklar tarafından 70 bin ila 300 arasında tahmin edilen ‘ajanip’ ve ‘maktumin’ler, mülk edinme, eğitim görme, seyahat etme, iş bulma, evlenme, boşanma, kamu hizmetlerinden ancak devletin izin verdiği kadar yararlanabiliyorlardı. Kürtçe eğitim, Kürtçe yayın yasaklandığı gibi düğünlerde Kürtçe şarkı söylemek bile yasaktı. 1970’ten itibaren kademeli olarak Kürtçe yer isimleri Arapça olanlarla değiştirilmişti.
ARAP KEMERİ VE MODEL ARAP KÖYLERİ
‘Tedbir’lerden Arap Kemeri, 1966 yılında uygulanmaya başlandı. İlk başta hedef Türkiye ile Irak sınırı boyunca 135 kilometre uzunluğunda, 15-20 kilometre derinliğindeki bölgede yaşayan 140 bin Kürt’tün çıkarılması, yerlerine Tabka Barajı dolayısla yerlerinden çıkarılacak olan Fırat Bedevileri’nin yerleştirilmesiydi. İlk hamlede 60 bin Kürt Şam’a, Türkiye’ye ve Lübnan’a göçetti ancak geri kalan Kürtler plana direnince BAAS yöneticileri Kürtleri zorlamaktan vazgeçti. Proje bölgede 40 ‘model Arap köyü’ kurulduktan ve buraya yerleştirilen 7 bin Arap aile silahlandırıldıktan sonra 1973’te (Hafız Esad döneminde) sonlandırıldı.
(1970’te bir darbe ile iktidarı ele geçiren Baas lideri Hafız Esad)
HAFIZ ESAD'IN KÜRT POLİTİKALARI
Suriye’nin en fakir tabakasını olus¸turan (bu kesimlere Araplar ‘ekmek ve soğan yiyenler’ anlamına gelen ‘nan-u pivaz’ diyor) maktuminlerin devletle iyi geçinmek için Hafız Esat döneminde, doğrudan başkana bağlı çalışan özel kuvvetlere gönüllü asker olarak kaydolmaları ve bu birliklerin 1982’de Hama’daki Sünni ayaklanmasını bastırmakta kullanılması gayet anlaşılır bir durumdu. Esad bu hizmetlerin karşılığında Kürt siyasi mahkûmlar için af ilan etti, bir çok Kürt köyüne alt yapı hizmetleri götürdü. Esad rejimiyle Kürtlerin arası 1992 yılında, ‘ajanip’ ve ‘maktumin’ uygulamasının 30. yıldönümünde yapılan basın açıklaması sırasında bozuldu. Haseke, Rasul Ayn, Kamışlı ve Afrin’de çoğunluğu Kürt Halkçı Birlik Partisine üye olan 260 Kürt tutuklandı.
PKK'NIN SURİYE'DE GÜÇLENMESİ
Rejimin sertleşmesi, 1979’dan beri bölgede faaliyet gösteren PKK’nın tabanının genişlemesine yardım etti. Öyle ki 1997’ye gelindiğinde Kamışlı, Resuliye, Darbasiya, Derik, Kobane, Efrin, Halep ve Haseka’da PKK büroları kurulmuştu. PKK Suriye’nin ‘maktumin’ Kürtleri arasından kolaylıkla gönüllü asker topladı. Ekim 1998’de Türkiye’nin Suriye sınırına askeri yığınak yapması üzerine Suriye Öcalan’ı sınır dışı edince, Suriye’deki PKK varlığı büyük bir darbe yedi. PKK büroları kapatıldı.
Hafız Esad’ın 2000 yılında ölümü üzerine yerini alan oğlu Beşar Esad’ın ilk işi, Kürt bölgelerini ziyaret edip, ‘ajanip’ ve ‘muktamin’ uygulamalarını kaldırma sözü vermek olmuştu. Esad ayrıca Kürtlere anayasal haklar vermeyi de vaadetmişti. Ancak 11 Eylül 2001’de ABD’deki İkiz Kulelere saldırıdan sonra ABD’nin yürürlüğe koyduğu güvenlik politikalarından Esad’ın Suriye'si de nasibini aldı, Suriye ağır bir ambargo ile köşeye sıkıştırıldı. Böylesi bir ortamda Esad’ın genel olarak demokratikleşmeye hız vermesi, özel olarak da Kürtlere verdiği sözleri tutması çok daha olumlu sonuçlar verirdi ama tipik biçimde Esad tersini yaptı. Kürtler ise, örgütlenmeye hız verdiler. 2003 yılında Fuad Ömer liderliğinde PKK çizgisindeki Demokratik Birlik Partisi (Partiya Yekitiya Demoqrat, PYD) kuruldu.
KAMIŞLI OLAYLARI
2004 yılında Kamışlı’da El-Cihad ve El- Fu¨tuva takımları arasındaki futbol maçında çıkan kavganın etnik çatışmaya dönmesi, devletin kolluk güçlerinin açtığı ateş sırasında onlarca Kürdün ölmesi, 2 bin kadar Kürdün tutuklanması üzerine Kürtler bir isyan denemesi yaptılar ama devlet kontrolü kısa sürede sağladı. 2005 yılında Kürt dini lideri Maşuk El Haznevi’nin faili meçhul bir suikaste kurban gitmesiyle Kürtler yine sokağa döküldüler. Ancak 2006 yılında önemli Kürt aşiret reisleri Beşar Esad’da görüşüp kimliksiz Kürtlere kimlik verilmesi için söz aldılar. Arka planda ise PKK’nın faaliyetleri sürüyordu. Nitekim 2011’de Tunus’ta başlayan Arap Baharı’nın Suriye’ye vardığı günlerde, Kamıs¸lı, Afrin, Dirbesi, Haseke, Amuda, Ayn- Al Arab, Ras Al-Ayn, ve Deyr Zor’da Kürt gençleri çeşitli eylemler yaptılar. Bu eylemler sırasında PYD ve onun silahlı örgütü YPG güçlendi. Örgüt aynı yıl Beşar Esad’la bir ittifak yaptı. Esad muhaliflerle yürüttüğü savaşta Rojava’da Kürtlerden oluşan bir tampon bölge kurmak için, ajanip ve maktuminlere vatandaşlık haklarını vermeye başladı. 2012’de, Şam’da rejimin dört önemli adamanın öldürülmesi üzerine, suikastın arkasında Türkiye’nin olduğuna inanan Esad, Rojava’da yüzde 30’dan Kürdün yaşadığı yerleri (Kamışlı hariç) PYD’ye devretti. Nihayet 19 Temmuz 2012’de Rojava’daki (Batı Kürdistan) üç kantonda (Haseke vilayetine bağlı Cezire ile Halep vilayetine bağlı Kobane ve Efrin’de) PYD tarafından (Abdullah Öcalan’ın ‘Demokratik Konfederalizm’ teorisi çerçevesinde) ilan edilen ‘Demokratik Özerk Yönetim’ hem Kürt siyasal hareketinin tarihinde önemli bir dönüm noktası oldu, hem de dünya siyaset literatürüne girmeyi hak etti.
(19 Temmuz 2013 günü, ‘Rojava Devrimi’nin 1. yıldönümünde Türkiye’de yapılan kutlamalardan bir sahne)
Bu üç kanton Arap Kemeri politikası uyarınca aralarına serpiştirilen Arap köyleri yüzünden birbirinden kopuk. Ayrıca Kürt yerleşimlerinde de Araplar, Ermeniler, Süryaniler gibi değişik gruplar yaşıyor. Bu yüzden de siyasi kazanımların korunması çok zahmetli. Kabaca söylersek, aylardır Kobane’yi ele geçirmek için uğraşan IŞİD başta olmak üzere diğer Arap örgütleri Kürtleri bölgeden sürüp Rojava’yı tamamen Araplaştırmayı hedeflerken, Türkiye de, Rojava’daki komünal yönetimi yok etmeyi kafasına takmış durumda. Yani AKP iktidarının İŞİD’e bariz sempatisi ideolojik olduğu kadar, Rojava’daki işlevi yüzünde de. Türkiye’nin Rojava politikaları bu minvalde giderse, ‘Barış Süreci’ büyük hasar görecektir…
Özet Kaynakça: Mehmet Akif Okur, "Emperyalizmin Ortadoğu Tecrübesinden Bir Kesit: Suriye'de Fransız Mandası", Gazi Üniversitesi IIBF Bilig, Kış/2009, S. 48, s. 137-156; Nelida Fuccaro, Sömürge Yönetimi Altındaki Suriye'de Kürtler ve Kürt Milliyetçiliği: Siyaset, Kültür ve Kimlik, Doz Yayıncılık, 2012; Harriet Montgomery, Suriye Kürtleri, Avesta Yayınları, 2007; Erciyes Erdem, Ortadoğu Denkleminde Türkiye-Suriye İlişkileri, IQ Yayıncılık, 2004; Nevzat Bingöl, Suriye'nin Kimliksizleri Kürtler, Elma Yayınları, 2005.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2024
9.09.2024
17.11.2022
6.11.2022
7.06.2019
26.12.2017
21.03.2016
13.03.2016
6.02.2016
28.02.2016