Banu Güven
Cuma gününe Türkiye'deki çoğu Müslüman'ın adını sanını bilmediği Kariye Müzesi'nin tekrar cami olarak ibadete açılması "müjdesiyle” başlayan iktidar, öğleden sonra asıl müjdeyi, "doğal gaz” müjdesini verdi. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, halkla ilişkiler gereği Fatih sondaj gemisine uçup, açıklamasını orada yaptı. Kayınpederini hatırlatan bir üslupla: "Türkiye enerji ve sondaj faaliyetleri ‘noktasında' bu yeni dönemin inşallah yıldızı olacak” dedi ve Necip Fazıl'dan iki mısra ekleyiverdi:
"Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes,
Ey kahpe rüzgar artık ne yandan esersen es!”
Karadeniz'de 320 milyar metreküplük doğal gaz rezervi bulunması Türkiye'nin enerji ihtiyacında dışarıya bağımlılığını en azından bir süre ortadan kaldırması açısından önemli, ama bu kadar çok hamaset kaldıracak bir müjde değil.
Çünkü aslında bu miktar tam bağımsızlığa izin vermiyor. Memleketin doğalgaz tüketim ihtiyacını 6 yıl karşılayacak bir rezervden söz ediliyor. Gazın kullanıma girebileceği tarih de, yine iktidarın sevdiği bir tarih olan 2023. Bu süre içinde Karadeniz'de başka rezervlere ulaşılması da söz konusu olabilir tabii. Akdeniz'de yürütülen agresif politikadan da bu süre içinde bir sonuç alınması Erdoğan iktidarının büyük hayalini tamamlayacak unsurlardan. Erdoğan sadece enerjide değil, savunma sanayiinde de bağımsızlaşmak, dolayısıyla iyice bağımsız bir dış politika izlemek hayalinde. Böyle olunca, hak ihlalleriymiş, sözleşmelerden doğan uluslararası yükümlülüklerin hiçe sayılmasıymış, antidemokratik uygulamalarmış; kimsenin kendisine karışamayacağını düşünüyor. Ama bunun için bir de ekonominin bağımsız olması gerekiyor. Damat Berat Albayrak "Bugün potansiyelle birlikte cari açığı değil, cari fazlayı, döviz fazlasını konuşacağımız yeni bir dönemin başladığını şu son saat içerisindeki bilgilendirmelerle görmüş oldum” dedi, ama belli ki iyi göremedi. Doğalgaz rezervi Türkiye'nin ithalat ihtiyacında yüzde 6,5'luk bir kalemi bir süreliğine karşılayabilir. Bu da cari açığı fazlaya çevirebilecek bir miktar değil.
Ayrıca Albayrak'ın yumruğunu kaldırıp devrimci olduğunu iddia ettiği ekonomi yönetimi, varlığını neo-liberalizme borçlu. Erdoğan hükümetinin verdiği bütün müjdeleri üst üste koy, ekonominin AKP döneminde girdiği açmazdan memleketi çıkarmaya yetmiyor.
Cuma müjdelerinden sonra dolar bir türlü inmedi, hatta Erdoğan'ın açıklamasından hemen sonra 7,21 TL'den 7,35 TL'ye kadar yükseldi. Yabancı yatırımcı her açıklamasında bağımsızlık mesajı veren otoriter bir lidere güvenemiyor olabilir mi?
TL değer kaybediyor, yatırımcı gelmiyor, anketler de halkın çoğunluğunun cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden memnun olmadığını gösteriyor. Metropoll'ün 18 - 23 Temmuz arasında 28 ilde 1350 kişi ile yaptığı Halkın Nabzı araştırmasına bakalım. Sonuçlar Beştepe'yi tedirgin edecek türden. Türkiye'de halkın yüzde 62'si bu sisteme geçişle beraber geçim şartlarının ve refah seviyesinin kötü etkilendiği görüşünde. Doların henüz 7 TL'nin altında olduğu dönemde yapılan araştırmada soru sorulanların sadece yüzde 30'u geçim şartları ve refah seviyesi iyileşti demiş. Yüzde 8,7 bu soruya, bir ihtimal çekindiği için, cevap vermek istememiş.
Aynı kamuoyu yoklamasına göre, halkın yüzde 58,2'si cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminine geçişle beraber geleceğe güveninin olumsuz yönde etkilendiğini söylüyor. Burada yüzde 9,2 fikrini belirtmezken, yüzde 32,6 Erdoğan'ın sisteminin geleceğe dair güven verdiği görüşünde.
İktİdarın müjde ihtiyacı
Erdoğan da kendi yaptırdığı anketlerin sonuçlarından biliyordur. O sonuçlar Erdoğan'ın 2023'te yapılacak seçimlerde kazanamayabileceğine işaret ediyor. O da bu yüzden içeride coşku yaratabilecek ne varsa yapıyor. Çatışmacı bir dış politika da buna dahil. Sona saklanan kozlarını da tek tek çıkarıyor. Ayasofya'yı camiye çevirmek gibi. Sonra Kariye'yi. 1954'te müze olan ve bugün yine cami olmasıyla ilgili kamuoyunda aslında bir talep bulunmayan Kariye, AKP'nin fetih politikasında yeni bir adım daha olarak algılanabilir sadece. Burada da verilen mesajın İstanbul'un alınmasından 567 yıl sonra hala daha Bizans'ı ve Batı'yı yenmek olması, seçmende bununla prim yapılmaya çalışılması acıklı bir durum. Kültürel mirasa siyasi İslamcı amaçlarla el koyulması fetih anlayışının AKP dönemindeki devamı. İktidardan bunun gibi 2023 kaygılı bir takım müjdeler daha duyacağız muhtemelen.
Asıl müjde ihtiyacı
Toplumun acilen duyması gereken müjdeler ise farklı.
Kadın cinayetlerini durdurabilecek, tecavüzcü katillerin elini kolunu sallayarak dolaşmasını engelleyecek politika ve mekanizmaların oluşturulması birinci sırada geliyor.
İşkencenin bitmesi de öyle.
İnsanların siyasi saiklerle keyfi şekilde hapsedilmemesi, hayatlarının gasp edilmemesi de çok duymak isteyeceğimiz bir müjde.
Doğal ve kültürel mirasa saygı duyulması hakeza. Gerçi Hasankeyf'i sulara gömmüş bir iktidardan bunu beklemek de diğerlerini beklemek gibi saflık olur.
Bu liste uzar, yerimiz sınırlı.
Son olarak memleketteki koronavirüs salgını tablosu ile sağlık çalışanları ve doktorların durumuna dikkat çekmek isterim.
Erdoğan doğalgaz müjdesi verirken, Türkiye Tabipleri Birliği (TTB) çalışma koşullarına dayanamayıp emekliliğini isteyen ya da istifa eden hekimlere dair açıklama yapıyordu. Hekimler "Manevi olarak çöktük, tükendik” diyorlar. Düşük maaşlarlardan, komik performans ödemelerine mahkum olmaktan şikayetçiler. Koronavirüs salgınında hastalanmak ya da ölmek istemiyorlar ve uyarıyorlar. TTB'nin tespitine göre gerçek aktif vaka sayısı Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı sayının 10 kat üzerinde, yani 110 bin civarında.
Erdoğan'ın deyimiyle "karşı karşıya bırakıldığımız” şey, mukaddes bir müjdeden ziyade bunlar işte.
Banu Güven
© Deutsche Welle Türkçe
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
29.03.2024
8.02.2024
29.01.2024
18.01.2024
9.01.2024
9.08.2021
2.08.2021
5.07.2021
10.05.2021