Baskın ORAN
Yarın daha da aleyhime olacak diye erkene aldığı seçimleri kaybedeceğini gören İslam-Türk Sentezcisi rejim iyice panikledi.
Bunun bir sonucu olarak, Le Parisien adlı bölgesel gazetede bir ay kadar önce (21 Nisan’da) çıkmış ve Fransa’da kimselerin dikkatini çekmemiş bir bildiriye sarıldı. Bi yandan Türkiye’yi dünya kamuoyu nezdinde aşağılayacak, diğer yandan da kendi yurttaşlarına büyük zarar verecek bir çaresizliğe imza attı. YÖK’e “Tak!” diye bi emir verdi ve bu “pek bilimsel” kurum da “Şak!” diye yerine getirdi:
Türkiye’de henüz öğrencisi olmayan 19 adet Fransız dili ve edebiyatı ve Fransızca öğretmenliği bölümlerine öğrenci alınmayacağını ilan etti.
* * *
Fransa’daki olay hakkında biraz bilgi edinelim ve tahlile öyle başlayalım.
İmzacılarından en tanınmışı geçenlerde suiistimalden gözaltına alınmış eski cumhurbaşkanı Sarkozy olan bu “Fransız entelektüelleri” bildirisi, bizde duyulduğu kadarıyla, “Kur’an’dan bazı ayetlerin çıkarılmasını” istedi.
Oysa durum biraz farklıydı. Bildiri, İslamcı terörün sürekli ölüm saçtığı bir Fransa ortamında diyordu ki, Yahudilerin ve Hıristiyanların öldürülmesini isteyen Kur’an ayetleri ilahiyatçılar tarafından eskimiş (obsolescence) ilan edilsin ki, hiçbir mümin suç işleyeceği zaman kutsal kitaba dayanamasın; bu yolu açmasını Fransa İslamı’ndan bekliyoruz.
Bir de önemli emsal gösteriyordu: Bizzat, kendi içindeki antisemitizmi ve İncil’deki tutarsızlıkları dünya çapında bir resmî kurultay sonucu ortaya koymuş olan Katolik Kilisesi.
Nitekim, Ekim 1962-Aralık 1965 arası toplanarak “Vatican II” diye anılan, tarihteki 21. (ve sonuncu) Ekümenik Konsil, 28 Ekim 1965 tarihinde 88’e karşı 2.221 oyla kabul ettiği Nostra Aetate (Latince: zamanımızda) kararında İslam’a saygısını belirtmiş ve İsa’nın öldürülmesinden bütün Yahudilerin sorumlu tutulmasının kabul edilemez olduğunu ilan etmişti.
Tabii ki, Vatikan’ı emsal göstermiş olsa bile bu bildiri; dinlerini sadece din değil bir mağduriyet unsuru olarak algılayan Müslüman kitleler ve öyle kullanan iktidarlar nezdinde ciddi tepki yaratıcıydı. Ve dolayısıyla, bunca sıkıştığı bir ortamda seçimden fazla umutlu olmayan Erdoğan’a anlık dahi olsa bi hayat öpücüğü verdi.
* * *
Gelelim bu hayat öpücüğünün nasıl kullanıldığına. Tek Adam yönetimi, YÖK eliyle kendi üniversite bölümlerini kapatırken, “Öyle bir iş yap ki özrün kabahatinden büyük olsun!” ilkesini uyguladı.
(Tarihî fıkra meraklısı olup da henüz duymamış varsa: Eğlenmek isteyen padişah, bigün dalkavuğuna yukarıdaki emri vermiş. Dalkavuk da, padişah önde kendi arkada merdiven çıkarken hünkara bi parmak sallamış. Öfkeden kuduran padişah boğazına sarılmış dalkavuğun: “Bre nabekar, ne halt edersün!” Dalkavuk eyitmiş: “Bağışla padişahım, seni hanım sultan sandım!”)
YÖK de bu olayda “özrü kabahatinden büyük” bir iş yaptı: Yaptığını mütekabiliyet (karşılıklılık) ilkesine dayandırdığını ilan etti: “Bilindiği üzere, Fransa’da hiçbir üniversitede lisans düzeyinde eğitim veren Türk Dili ve Edebiyatı/Türkoloji bölümleri bulunmamaktadır.”
* * *
Uluslararası ilişkilerde “mütekabiliyet” kavramından devam edelim. YÖK profesörlerine Bilal’e anlatır gibi öğreterek başlayalım.
a) Mütekabiliyet ancak başka bir devlete ve onun yurttaşına (“yabancı”ya) uygulanabilir. Mesela bir devlet senin yurttaşlarına vize koyar, sen de mukabilinde onun yurttaşlarına vize koyarsın.
Oysa burada Fransız devleti falan yok; 300 tane sanatçı-politikacı var bildiriyi imzalayan. Ve zarar verdiğin de Fransızlar değil, Fransızca öğrenmek isteyen kendi binlerce öğrencin ve hocan.
b) Mütekabiliyet kuralı, kurumlaşmış bir hukukun henüz mevcut olmadığı ve büyük katliamların ancak “göze göz, dişe diş” kuralı sayesinde önlenebildiği ilkel devirlerden kalmadır. Zaten Avrupa Konseyi PM 27.01.2010’da kabul ettiği 1704 s. kararda bu ilkenin çağdışılığını bir kere daha dile getirmiştir.
c) Dahası, BM tarafından 22.05.1969’da kabul edilen Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi Md. 60/5, insan hakları konusunda olumsuz mütekabiliyeti yasaklamaktadır ki, eğitim hakkı da en âlâsından bir insan hakkıdır.
* * *
Bunlar rejimimizi ve YÖK’ümüzü tenvir etmeye yetecekse, daha önemli bir düzeye atlayalım. Bakalım, Fransa’da bu bölümler yok muymuş. Bizzat Strasbourg Üniversitesi Türk Etüdleri Bölümü Lisans Programı Direktörü Prof. Dr. Samim Akgönül’ün verdiği bilgilerden öğrenelim.
Bana yazdıklarının ve tüm haber sitelerine de yansıyanların dışında bu konuyu DW Türkçe’ye, BBC Türkçe’ye ve Medyascope’a da anlatan Prof. Akgönül, zihin açıcı bir soru soruyor:
“Yarın kimyagerler İslam aleyhine bir açıklama yaparlarsa Türkiye’de kimya eğitimi kısıtlanacak mıdır?” Devam ediyor: “Hollanda’yı protesto için portakal bıçaklama olayının bir yenisiyle karşı karşıyayız”. Bunları, şu bilgileri verdikten sonra söylüyor:
Fransa’da iki komple Türkçe ve Türk Etüdleri eğitimi (lisans, master, doktora) veren 2 yükseköğretim kurumu var:
1) Paris’teki INALCO (Institut des Langues et Cultures Orientales, 1795’ten beri kesintisiz Türkçe eğitimi);
2) Strasbourg Üniversitesi (19. yy’dan beri kesintisiz Türkçe eğitimi).
Ayrıca çok sayıda üniversitede (Aix-en-Provence, Bordeaux, Lille, Lyon…) Türkçe dili, edebiyatı, tarihi, sosyolojisi, siyaseti öğretilmekte.
* * *
Ama iyi niyetle bakarsak insanın aklına şu da gelmiyor değil: Acaba YÖK ve ona emir veren rejimimiz bu bilgilere sahip değil miydi? Ona da bakalım:
1) INALCO’nun Türkçe bölümü başkanı ünlü çevirmen Doç. Dr. Timour Muhidine’in (Timur Muhittin) bildirdiğine göre bu bölüm Boğaziçi, İstanbul, Marmara, Yıldız, Galatasaray, Anadolu, Ankara ve Tekirdağ üniversiteleriyle 15 yıldır işbirliği içinde.
Tabii, bu üniversiteler bu işbirliğini YÖK’ten gizleyerek yaptılarsa, iş değişir.
2) Yine T. Mouhidine’e göre ERASMUS programıyla Türkiye’den INALCO’ya her yıl en az 10-15 öğrenci gönderiliyor ve hocalar da onlara eşlik ediyor.
Tabii, ERASMUS’un da YÖK’ten gizlenmiş olabileceğini düşünmek lazım…
Prof. Akgönül, Strasbourg Üniversitesi Türk Etüdleri Bölümü okutmanlarının yirmi küsur yıl boyunca YÖK ve TC Dışişleri Bakanlığı tarafından yollandığını ve bunların maaşlarının da Türkiye’den ödendiğini söylüyor. Ama 2016’dan beri üniversite bu maaşları kendi kaynaklarından sağlıyormuş.
Burada da iyi niyetli düşünmek ve YÖK’ün sadece 2016-sonrası bilgilere sahip olduğu olasılığını hesaba katmak gerekebilir…
* * *
Ama bana sorarsanız:
YÖK’ün bu son yasağı bana hem “papaza kızıp oruç bozmak”, hem de “kendi ayağına kurşun sıkmak” deyimlerini hatırlattı ve T A M A M olayını unutturma paniği olarak gözüktü azıcık.
Çok mu kötü niyetliyim?
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
27.02.2025
27.12.2024
14.11.2024
1.11.2024
25.10.2024
18.10.2024
27.09.2024