Bülent KORUCU
Kamuoyunda Atabeyler Çetesi olarak bilinen kişilere 2 Haziran 2006'da operasyon düzenlendi.
3 Haziran'da bütün medyada haberler verilirken Hürriyet'te nereden geldiği belli olmayan bir yama gibi şu metin dikkat çekiyordu: "Astsubay Yasin Yaman'ın evinde ele geçen kroki, flama ve belgelerden hareketle 'Atabeyler Çetesi' yakıştırması saçmalıktan ibarettir. Atabeyler, Yasin Yaman'la beraber 106. dönemde kurs gören 32 astsubayın ortak seçtiği oymak ismine benzer grup adıdır. Yemin metni de bu grupça kaleme alınmış bir metindir. Çeteye özgü değildir. Sorguda yakalanan krokiler Başbakan'ın evine yönelik değildir. Her kursiyere harp zamanında buluşma temas listesi oluşturma dersinin parçasına ilişkin hayalî bir programın sonucudur. Mühimmatların büyük çoğunluğunun, patlayıcı (tahrip) uzmanı Astsubay Erkut Taş'ın 'operasyonel görevleri ve eğiticilik' vasfı nedeniyle birlikten temin ettiği 'zimmet fazlası' ve araziden temin ettiği mühimmatlar olduğu ve evine götürüp gizlediği tespit edilmiştir. Bomba düzenekleri çok iptidaidir. Oluşumdaki kişiler arasında çete anlayışında hiyerarşik yapının olmadığı, menfaat anlayışı bulunmayıp, milli heveslere yöneldiği görülmüştür." Haberin başlığı 'Atabeyler Çetesi tam saçmalık' şeklindeydi. Bu ileri görüşlü haber bugünlerde doğrulandı. İddianamesi 27 yıl hapis talebiyle kabul edilen dava, değişen üç savcı ile birlikte güdük bir 'patlayıcı madde bulundurma' cezasıyla noktalandı. Bu gelişme bilhassa Ergenekon ve muadili davalara başından beri soğuk bakan kesimlerin umudu artırmış görünüyor.
Davanın serencamı ibretlik. TCK'nın 316'ncı maddesinde düzenlenen 'hükümetin görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs için anlaşmak' suçlamasıyla iddianame kabul edildi. Bir yıl sonra savcı değişti, yeni savcı Salim Demirci askeri bilirkişinin bombalarla ilgili "Düzenek haline getirilmedikleri ve kendine uygun silahla kullanılmadığı takdirde vahim nitelikte olmadığı kanaatine varılmıştır." raporunu esas aldı. Esas hakkındaki mütalaasını söz konusu rapora dayandıran Demirci, sanıkların eylemlerinin "suç işlemek amacıyla anlaşmak" suçunu oluşturmadığını savunarak beraat talep etti. Bazı sanıklar hakkında patlayıcı madde bulundurmaktan ceza istedi.
Başlangıçta alıntıladığım habere geri dönelim: "M.A.E., M.A.B., M.A., C.Z.'nun isimlerinin seçimi tamamen "anlık kişisel tepkilerle" oldu. Hiçbir eylem hazırlığı olmadı ve tamamen düşünce aşamasında kaldı. Can kaybından kesinlikle kaçındıkları, düzenekleri buna göre hazırladıkları, böyle bir ihtimal ortaya çıkınca da eylemden vazgeçtikleri tespit edilmiştir."
Bu kadar uzun alıntı ve hatırlatmalardan sonra kafanız karıştıysa kısaca özetleyeyim: Silahlı Kuvvetler mensubu üç-beş kafadar milli heveslerle bir araya gelmiş. Bazı isimler tespit etmiş. Bunlara eylem yapabilmek için askeri mühimmat hazırlamış, iz karıştırmak için piyasadan sivil patlayıcı da temin etmiş. Eğitim çalışması yaparken tesadüfen(!) Başbakan'ın evinin krokilerini kullanmış. Başbakan'a yakınlığı ile bilinen işadamının marketleri hakkında hazırlık yapmış ama can kaybı olabilir diye vazgeçmiş. Tekil hedefler seçmiş ama bu da kişisel anlık tepkilerle olmuş. Tam 'dağılalım arkadaşlar yanlış yapıyoruz' diyeceklermiş ama hain polis baskın yapıp bu 'iyi niyetli milli refleksli' arkadaşları karakola götürmüş. Bunların iyi niyetini anlayamayan savcı 27 yıl talebiyle dava açmış ama bir yıl sonra yerini diğer savcıya bırakmış. O da bombaları yok farz edemediği için ceza istemiş ama örgütü bulamamış. Ergenekoncular da 'hani bana hani bana' demiş.
Hrant Dink'in öldürülmesi davasında da örgüt bulunamamıştı. Bu 'örgüt' çok tuhaf bir şey bazen olmadık yerde görünüveriyor, bazen patlayıcı dolu evlerde bulunamıyor. Savcılara hayalet avcısı istihdam etme yetkisi verilmeli!
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları













































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016