Burhanettin DURAN
TRT World Forum'da kendisiyle yapılan mülakatta Başkan Erdoğan, AB üyeliği için "81 milyona gidilebileceğini" söyledi. Türkiye'nin tam üyelik sürecinin kaderi hakkında referandum yapma niyetini açıkladı. Erdoğan, AB ve Türkiye ilişkisindeki sorunları çok sık tartışıyor. Ve defalarca "bekletmeyin, ne olursa, ama artık bir karar verin" çağrısı yaptı. Zira 1963'ten beri Türkiye'nin AB kapısında bekletilmesini ve Kopenhag kriterlerini karşılamayanların üye yapılmasını kabul edilemez buluyor. Hatta, halka gitme fikrini açıklaması da ilk değil. Brexit referandumunun gerçekleştiği dönemde, Erdoğan, benzer bir şeyin Türkiye'de de söz konusu olabileceğini söylemişti.
Yine de Almanya ve Hollanda ile başlayan normalleşme sürecinde ve İstanbul'da yapılacak dörtlü zirve (Rusya, Türkiye, Almanya ve Fransa) öncesinde bu mesajı vermesi ilgi çekti. Hele hele Berlin seyahatinin ardından böylesi bir açıklama yapması şu soruları zihinlere getirdi. AB ile yeni bir başlangıç yapma ihtimali konuşulurken bu çıkışın amacı nedir? Ankara, AB'ye katılımı stratejik bir hedef olmaktan çıkarıyor mu? Küresel türbülansın yoğunlaştığı bir dönemde Turexit'in (ya da Trexit) zamanının geldiğini mi düşünüyor? Böyle bir referandum danışma amaçlı mı olur, Meclis'i bağlayıcı karar çıkarılabilir mi? Yerel seçimlerden önce mi, birlikte mi ya da sonra mı gerçekleştirilir?
Anlaşılan önümüzdeki aylarda bu soruların cevaplarını arayacağız. Öncelikle Avrupa ile ilişkilerimizin birbirinden mesafeli hareket eden iki düzlemde yürüdüğünü vurgulamalıyız. İlki, tek tek Avrupa ülkeleri ile ikili stratejik ilişkiler düzlemi. İkincisi de AB ile kurumsal bütünleşme düzlemi. Son dönemde başlayan normalleşmenin (Almanya ve Hollanda gibi) ikili ilişkileri kapsadığını, kurumsal açıdan ise tıkalı olduğunu söyleyebiliriz. Sözgelimi Berlin, mültecilerin Avrupa'ya gelmesinin engellenmesi, ikili ticari ilişkilerin sıhhati, Suriye'de etkili olma, ABD yaptırımlarına karşı işbirliği ve ülkesindeki Türklerin yönetilmesi açısından Ankara ile ilişkileri toparlama iradesi gösteriyor.
Bu iradenin, Trump'ın NATO ve AB'nin güvenliği konularındaki eleştirileri yüzünden stratejik bir boyutu olduğu da söylenebilir. Hatta Fransa Cumhurbaşkanı Macron, yeni kaotik dönemde Rusya ve Türkiye ile Avrupa'nın güvenliği için stratejik ortaklıklar kurulabileceğini ifade etmişti. Ancak bu "ikiliortak stratejik ihtiyaç" ile "kurumsal bütünleşmenin" arası bir türlü kapanmıyor. İkili ilişkilerdeki iyileşmenin AB sürecine olumlu etkide bulunacağı ileri sürülebilir. Bu iddia pek de güçlü argümanlara sahip değil. Bırakın yeni müzakere başlıkları açmayı, AB mülteci akınını durdurmak için söz verdiği vizelerin serbest bırakılması hususunu bile tıkamış durumda. Gümrük birliğinin güncellenmesi konusu da benzer halde.
AB ülkeleri Türkiye'ye olan stratejik ihtiyaçlarını yeni bir politika ile karşılama eğilimindeler. "Ankara ile gerilimlere son ver, ikili ilişkileri toparla, ticaret ve mülteci konularında işbirliği yap ve Türkiye'yi AB limanında, içeri almadan ama kaçırmadan tut. Böylece Washington ve Moskova karşısındaki stratejik bir partneri koru. Kurumsal angajmanı da genişletme." İşte Erdoğan'ın AB başkentlerine verdiği "halka gitme" mesajının bu yeni politikaya itirazından kaynaklandığını düşünüyorum. Elbette AB ve Türkiye'nin birbirine ihtiyacı ortada. Ekonomik türbülans sebebiyle kısa vadede Ankara'nın daha muhtaç olduğu düşünülüyor. Orta ve uzun vadede ise Avrupa, yabancı düşmanlığından İslamofobiye aşırı sağın yükselişinden güvenlik mimarisine kadar çok konuda Türkiye ile yakın işbirliğine mecbur.
Berlin ve Paris'teki yeni "stratejik" yaklaşım Ankara'ya sadece yatırım vaat etmekle Ankara'yı ikna edemez. İkili ilişkilerdeki iyileşme yetmez. En azından, vize serbestliği ve gümrük birliği güncellemesi ivedilikle ele alınmalı. Erdoğan'ın mesajı AB başkentlerine "stratejik hesapları" yeniden yapmaya davet niteliğinde. "Trexit zamanı geldi mi" henüz net değil. Ancak mevcut durumun sürdürülemezliği ise gayet açık.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020