Ekrem DUMANLI
Gündem yoğun. Labirentlerin içine sıkışmış durumdayız. Güncel telaşların ardına bakmak, popüler tartışmaların ötesine sıçramak çok zor. Günlük hadiselerin devâsa dalgalarıyla boğuşurken içten içe kaynayan gelişmeleri çoğu kez ıskalıyoruz. Karşımıza çıkacak sorunlar kartopu gibi büyüyor. Çığ olup başımıza düşeceği an, yapacak çok şey de kalmıyor; tıpkı bugün ihmaller eşliğinde canavara dönüştürdüğümüz kadim konular gibi.
Bir anda pek çok süreç birden yaşanıyor. Eşzamanlı süreçlerin farklı yönlere doğru hareket etmesi kafamızı karıştırıyor çoğu kez. Hangi oluşum hangi derinliktedir ve ne zaman daha görünür hale gelecektir; kestiremiyoruz. Eğer bu ülkeyi gerçekten seviyorsak ve insanlığın geleceği adına ciddi bir kaygımız varsa yobazlaşma süreci üzerine de kafa yormalıyız. Zira bu süreç, hem Türkiye’nin önünü kesmeye namzettir; hem yeryüzü barışının.
Yobazlaşma nedir? Yobaz kimdir?
Fanatikliğin dini referanslara dayandırılarak (çoğu kez de yanlış tevil ve tefsir yapılarak) keskin bir inanca dönüştürülmesidir yobazlaşma. Başkasına hayat hakkı tanımamanın adıdır yobazlaşma. Dünyayı siyah ve beyaza ayırıp herkesi dost ve düşman diye yaftalamanın cinnet halidir yobazlaşma. Sevdiklerini yücelte yücelte haddi aşmanın, nefret ettiklerine bir damla suyu çok görmenin tecessüm etmiş halidir yobazlaşma…
Üstad Necip Fazıl sıkça kullanırdı “ham yobaz, kaba softa” tabirini. Şeyhinden (Abdülhakim Arvasi) aldığı bir sözdü. Aşırıya kaçan insanların sathî yorumlarla ve şeklî izahlarla estirdiği terörü anlatmak için kullanılan kavramlardı. Necip Fazıl’ın endişesi bütün İslam âlimlerinin ortak kaygısını yansıtıyordu. Kur’an ve sünnet gibi en temel referansları yanlış anlayan, yanlış yorumlayan; üstelik herkesin de kendisi gibi inanması gerektiğini savunan insanların Müslümanlık adına İslam’a verdiği zarar söz konusuydu. Bu tehlike her zaman var oldu. Kimi dönemlerde yobazlık sırat-ı müstakime zahirî bir şekilde galebe çaldı, popüler hale geldi. Allah’tan ki Kuran, Sünnet ve Selef-i Salihin’in safiyane içtihadlarından beslenen on dört asırlık İslam geleneğinde bu tür yobazlıklar kalıcı olamamış ve konjonktürel kalmışlardır.
Şimdi bütün âlem-i İslam çok çetin bir sınavla karşı karşıya. Birkaç gün önce Yemen’in başkenti Sana kan gölüne döndü. Dört intihar bombacısı şehrin en kalabalık camiine saldırdı, 137 kişi hayatını kaybetti, 350’den fazla insan yaralandı. Ve saldırıyı IŞİD üstlendi. Camide, cuma namazı esnasında! Bu kaçıncı cinayet, bu kaçıncı hunharlık? Aynı örgüt (IŞİD) insanların kellesini kesiyor, vahşet dolu anı videolara kaydedip bütün dünyanın seyretmesi için internet sitelerinde yayınlıyor. Müslüman olduğu halde kendi mezheplerinden olmadığı için kamyon şoförlerini katlediyor, bir pilotu yakarak infaz ediyor. Sadece IŞİD değil ki! Boko Haram’ın işlediği cinayetler de tüyler ürpertici! Kız çocuklarına karşı takındıkları ve cahiliye devrini çağrıştıran fanatik tavrı güya, İslam ile tevil ve tefsir ediyorlar. Suriye’de yapılanlar, o korkunç vahşete bilfiil destek veren ülkeler, varlığını terör eylemine bağlamış Ortadoğu’nun karanlık örgütleri. Ne acıdır ki eli kanlı bu örgütlerin hemen hepsi kendine Kuran’dan delil göstermeye çalışıyor. Ve yaptıkları her bir eylemle İslam’a, insanlığa telafisi zor zararlar veriyor.
Türkiye de bu tuzağa çekiliyor
Dünyanın dört bir yanında kanlı eylem gerçekleştirip “global emperyalizme karşı cihat” yaptığını söyleyenler Türkiye’yi de etkiliyor maalesef. Türkiye’de radikalizm derinden derine mevzi kazanıyor. Öteden beri fanatik gruplar Türkiye’ye nüfuz etmek istemiş; ama diledikleri çapta başarılı olamamıştı. Bu konuda pek çok faktör rol oynadı. Türkiye’nin tâ Osmanlı’dan başlayan parlamenter sistem tecrübeleri, Anadolu topraklarında yaşayagelen farklı kültürlerin devam etmesi, aşırı eğilimlerin ortalama vatandaş indinde rağbet görmemesi… Ayrıca kökü yüzyıllar öncesine dayanan sufi geleneği, tarikat ocakları ve cemaat dayanışması da radikal İslam’ın bu toprakları işgal etmesine engel olmuştu. Şimdi o tabii mecralar ya devlet kontrolüne alınarak siyasi amaca alet ediliyor ya da tâbi olmadığı için yok edilmek isteniyor…
Daha düne kadar ceza yasalarına göre suç sayılan bazı radikal ve müsamahasız söylemler artık devlet cenahında sık sık telaffuz ediliyor. Yakın zamana kadar marjinal grupların ve ‘Siyasal İslamcılar’ın dile getirdiği kışkırtıcı konular devlet yetkilileri tarafından tribünleri coşturmak maksadıyla kullanılıyor. Elinde siyasal güç bulunan ve diplomatik temaslarla sorunların üzerine gidebilecek kişilerin hâlâ küçük bir dernekte militan kitlelere konuşuyor gibi davranmasının başka bir manası var mı? Yobazlaşma süreci ‘bir arada yaşama kültürü’nü yerle bir eder. Çünkü farklı düşünceye savaş açar yobaz. Herkese ‘kâfir’ der, herkesi ‘hain’ diye yaftalar. İnsanlara ‘casus’ demek için ciddi karineye ihtiyaç yoktur onlara göre. Derdest edilmeleri, hapse atılmaları, kellelerinin alınmaları onlar için ‘mübah’tır, haktır; hatta ‘farz’dır.
Tarihte de böyleydi
Tarih boyunca yobaz, Müslümanları hedef almıştır. Her ne kadar ‘küfür dünyası’na savaş açmış gibi davransa da bütün yobazlaşma süreçlerinin ortak özelliği Müslüman grupları hedef almasıdır. O, kitlelere kâfir mührünü vururken hiçbir endişe taşımazlar, kat’i inançları gereği cihat ettiklerini sanırlar. Mesela Hazreti Ali’yi şehit eden Harici militanı yaptığını cihat sanıyordu. ‘Hakem Olayı’ndan önce Hazreti Ali’ye baskı yapmış “hakem tayin etmezsen kâfir olursun” demişlerdi. Hakem tayininden umduğunu bulamayınca kafası karışan yobaz, bu sefer de dönüp Hazreti Ali’ye (haşa) “kâfir” dedi. Hazreti Ali’nin kanını mübah sayarken o dar kafasıyla bunu Kuran’dan bir ayete dayandırıyor ve sık sık “Allah’ın hükmettiği ile hükmetmeyenlerin kâfirlerden başkası olmayacağını” tekrarlıyordu. Halbuki onun minnacık aklı o muazzam ayeti tefsir etmeye yetmiyordu. İşte o kafa binlerce Müslümanı (ki bunlar içinde sahabe-i kiram da vardı) şehit etti ve asla yaptığının zulüm olduğunu düşünmedi.
Türkiye yobazlaşma süreciyle yeni bir sınav veriyor. İktidarın arka bahçesi olmakla suçlanan bazı yerlerde genç insanlar için çok keskin bir dil geliştiriliyor. Aynı camide namaz kıldıkları insanlara kâfir, İsrail uşağı, Amerikan ajanı, haşhaşi, sahte Müslümanlar gibi akla, insafa, vicdana, ahiret inancına sığmayan sıfatlar kullanılıyor. Bu yakıcı dilin sanal âlemdeki yansıması daha korkunç. Ve ne yazık ki “ham yobazlık”ın bu tahripkâr tavrına âkil insanlardan yeterince itiraz gelmiyor.
Daha ötesi de var. Türkiye’den IŞİD’e katılanlar, El-Nusra’ya nefer yazılanlar, El Kaide’ye militan olanlar, Hizbullah’ın emrine girenler bu ülkede ilk defa resmi makamlarca bu kadar teşvik görüyor, kollanıyor, cesaretlendiriliyor. Silah yardımı yapılmasından eleman temin edilmesine kadar birtakım ağır ithamlar dile getiriliyor dünya medyasında. Bu iddiaları destekleyen oluşumlar da gözden kaçmıyor. Kurulan dernekler, adam devşirmek için kullanılan mekanlar, o malum örgütlere yönlendirilen kitleler bugün halkın çok dikkatini çekmeyebilir; ancak yakın zamanda Türkiye’yi büyük bir tehlikenin beklediğini perdelemek imkansız hale gelmiştir. Silahlı mücadelenin kutsandığı ve ‘cihatçı’ lejyonerlerin sırtlarının sıvazlandığı bu dönem aşıldığında Türkiye yeni sorunlarla karşı karşıya kalacak. Afgan savaşı sonrası Pakistan’da yaşanan karmaşa, Suriye iç savaşı sonrasında Türkiye’de yaşanmaz mı?
Türkiye, tarihi ve coğrafi şartlarının getirdiği yükümlülük esasına göre normalleşmek zorunda. Her türlü fanatizmi çoğulcu demokrasinin müsamaha kültürüyle aşamazsa ve Ortadoğu’nun kadim fanatizmine râm olursa, üzerinde durduğu fay hattında büyük bir kırılma yaşanır. Ve maalesef öyle bir ihtimalde toplumsal barış da tehlikeye girer, İslam’ın gerçek mesajı olan huzur da… Kimsenin hakkı yok ki kendi ayıplarını örtmek için etten duvar oluştursun ve bu güzelim ülkede fitne tohumu saçsın…
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2015
6.01.2015
3.01.2015
30.10.2015
27.10.2015
23.10.2015
20.10.2015
16.10.2015
13.10.2015