Elif ÇAKIR
Yargıçlarımıza, yargıçlarımızdan sorumlu idari kurum Hakimler ve Savcılar Kuruluna, devlet yetkililerimize yalvarma noktasına geldik: Ne olur ama ne olur, ‘adalet, hakkaniyet, hukuk, masumiyet karinesi’ gibi temel kavramların zedelenmesine müsaade etmeyin.
Parmağı değil kolu kesin, ayağı değil bacağı kesin ama bizler de bilelim ki kolu, bacağı ‘adalet’ kesti. Acımaz.
Ve fakat bugün 15 Temmuz kanlı darbesinin üzerinden bir yıl geçtiği halde, toplum nezdinde hala ‘at izi it izine mi karışıyor’ sorusu sorulabiliyorsa, bakınız orada bir durup düşünmemiz gerekiyor.
Hele de meslektaşlarının yürüttüğü bir soruşturmaya dair ‘at izi it izine karışıyor’ tepkisini göstererek, ‘biz şahidiz’, ‘biz tanığız’ diyen ve ‘kefil olanlar’ ellerinde adalet terazisini tutan, sırtları cübbeli yargıçlarsa galiba orada bir kez değil iki durulması gerekiyor.
Yargı camiasının vicdanını rahatsız eden ‘gözaltını’ anlatayım.
***
Birol Erdem. Eski HSYK üyesi ve 2011 -2014 yılları arasında yani Sadullah Ergin döneminde Adalet Bakanlığı müsteşarı olarak görev yaptı.
Hatırlayacaksınız, Aralık 2016 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Birol Erdem’in tanıklığına başvurmuştu. Birol Erdem’in 76 sayfalık ifadesini bu sütunlarda (9-10-11-12 Aralık 2016) 4 gün boyunca yazdım. Mutlaka geriye dönüp okumanızı isterim.
2016 Aralığında tanık olarak dinlenen Birol Erdem ve eşi 10 gün önce (3 Haziran)
FETÖ kapsamında gözaltına alındı. 10 gündür tek bir soru yöneltilmeden gözaltında bekletiliyor.
Yargı camiasının vicdanını rahatsız eden gözaltı işte bu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 2014 seçimlerinde HSYK’ya, 16 Nisan referandumu sonrasında Danıştay’a üye olarak atanan Muharrem Özkaya, Cumhurbaşkanına, Başbakana, Adalet Bakanına ve soruşturmayı yürüten yargıçlara “Birol Erdem konusunu bir kez daha düşünmek” başlıklı bir mektup gönderdi. Yargı camiası bu mektubun aynı zamanda kendi vicdanlarının sesi olduğunu düşünmüş olmalı ki, mektup elden ele dolaşıyor.
Birol Erdem’i hukuk fakültesi yıllarından bu yana tanıdığını söyleyen Muharrem Özkaya mektubunda özetle şunları söylüyor:
“Şahsi kanaatim, 7 Şubat 2012’ye kadar sorumluluk ve günahları olabilir, bunu yok sayamayız. Ancak bu tarihten itibaren onlarla mücadelesi var. Hüküm verirken bunu görmezden gelemeyiz. Ne yapmış diyenlere; Yargıtay, Danıştay ve Yüksek Mahkemelerdeki FETÖ’cü listesini hazırladı.
***
FETÖ/PDY mensubu yüksek bürokratların sicillerine ‘grup menfaatiyle hareket eder, güvenilmez’ diye olumsuz siciller veren isimdir.
12-13 Ekim 2013 tarihinde, KGM genel müdürü ve Adalet Akademisi başkan yardımcısı ile birlikte Adalet Akademisi başkanı Hüseyin Yıldırım dahil en alt kademedeki FETÖ’cülerin görevine son verecek kanun taslağı çalışmasını yapmıştır. Nitekim bu taslak 15 Şubat 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Müsteşar olduktan sonra atadığı bütün bürokratların tamamı bugünkü bürokratlardır, Basri Bağcı’yı Sadullah Ergin’e son günlerinde atatan isimdir.
2013 Danıştay Başkanlığı seçimlerinde FETÖ’cüleri dışlayarak bugünkü Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ün seçilmesini sağlamıştır.
İdari yargıda tasfiyesi yapılan 456 FETÖ’cü ismin tespit çalışmasını yine Birol Erdem yapmıştır.
Yüksek Mahkeme üyesi arkadaşlarımızın bazıları, 2013 yılında Birol Erdem’in FETÖ’cülere karşı yaptığı mücadeleyi, bu kapsamda Yargıtay ve Danıştay üyeleriyle yaptığı toplantılar hakkında tanıklığa hazırlar.
Soruşturabilirsiniz, iddialar varsa araştırabilirsiniz. Ancak 7 gündür ifadesine bile başlanmamış olması endişeye sevk ediyor.”
İkinci itirazı yapan ve ‘tanığım, şahidim’ diyen isim ise Abdullah Yaman. Yargıtay üyesi.
Abdullah Yaman sosyal medya hesabında ‘Tanıklık etmek’ başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yaman, 2014 HSYK seçimlerini kazanan Yargıda Birlik Platformu’nun temellerinin nasıl atıldığının hikayesini kaleme almış:
“1- 25 Aralık sürecinin öncesiydi. Adalet Bakanlığı müsteşarı, telefonla arayarak Dikmen Hakimevi’ne yemeğe davet etti. Gittiğimde, benden başka iki Yargıtay üyesinin daha olduğunu gördüm. Müsteşar Bey, davet konusunda fazla merakta bırakmadı sadede geldi: “Şu ana dek cemaatle hareket eden milliyetçi muhafazakar arkadaşları gruptan ayırmaya çalışsak başarılı olabilir miyiz, şansımız nedir?”
Ben de “Valla öteden beri aynı şeyi söylüyorum ancak nifak çıkartmakla suçlanıyordum. Sizin bakanlığı temsilen bunu söylemeniz ve sizden bunu duymaları etkili olabilir” dedim.
Bir sonraki toplantıda 20 kişi olduk, sonraki toplantıda sayımız 70 olmuştu. Yargıda Birlik adını alan örgütlenmeyi oluşturmuştuk. Kurduğumuz bu grupla birlikte cemaate karşı ilk ciddi mücadelenin temellerini atmıştık.
Yargıtay’daki muhalif örgütlenmeye ön ayak olduğu gibi 2014 HSYK seçimlerinde de FETÖ’nün muhtemel seçim stratejilerini bir bir deşifre eden bir deklarasyon yayınladı. Yargıda Birlik platformunun seçimlerini almasına ciddi katkılarda bulunan o müsteşar, bir gece eşiyle birlikte FETÖ zanlısı olarak gözetim altına alındı.”
At izi, it izine mi karışıyor. Bir tuhaflık yok mu sizce de...
Yorum sizin.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.11.2025
17.10.2025
8.10.2025
7.10.2025
4.10.2025
30.09.2025
24.09.2025
19.09.2025
14.09.2025
9.09.2025