Elif ÇAKIR
18 Nisan seçimlerine iki kritik hadise damgasını vurdu.
- Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesi
- 28 Şubat Süreci
Bu iki hadise seçimlerde seçmenin tercihini olumlu ve olumsuz yönde etkiledi.
Genel ve yerel seçimlerin birleştirildiği 18 Nisan 1999 erken seçimlerinin sonuçları, araştırma şirketlerinin tahminlerini de siyasi analizcilerin beklentilerini de altüst eden bir tablo ortaya çıkarttı.
1995 seçimlerinde aldığı yüzde 14.6 oy oranı ile TBMM’nin dördüncü partisi durumunda olan DSP’ye seçmen genel seçimlerde verdiği oy ile (yüzde 22.2) Meclis’te birinci parti durumuna yükseltirken, yerel seçimde ise yaptığı tercih ile Fazilet Partisi’ni (yüzde 18.4) birinci parti durumuna yükseltmiştir.
1995 seçimlerinde aldığı yüzde 21.4 oy oranı ile TBMM’nin birinci partisi olan Refah Partisi (Fazilet Partisi), 28 Şubat post modern darbesinin muhatabı olmasına, partisinin kapatılması gibi mağduriyetlerle karşı karşıya kalmasına rağmen, yeterli desteği bulamamıştır.
Seçmen, Fazilet Partisi’ne belediyelerdeki hizmetlerine devam et, hizmetlerinden memnunum dediği halde ülke yönetiminde verdiği desteği geri çekmiştir.
Peki, ama neden?
Temel hak ve özgürlükler konusunda ağır mağduriyetler yaşayan dindar kesimin temsilcisi durumunda olan, dahası hakkında kapatma davası açılan Fazilet Partisi’ne 28 Şubat’ın mağdur ettiği kitlenin bir kısmının dahi oy vermediği ortaya çıkıyor.
Soralım... Neden?
Şundan...
28 Şubat’ın mağduriyetini yaşayan kesim, karşılaştığı baskılar karşısında Fazilet Partisi’nin mağduriyetlerin yeterince sözcülüğünü iyi yapamadığını, dirayetli ve arkasında durabileceği beyanlar yerine kaçamak açıklamalarla yetindiğini, kendisine oy veren kesimlerin hakkını yüksek sesle savunmaktan kaçındığını, yani yeterince dik duramadığına kanaat getirip, Fazilet’e olan inancı sarsıldı.
Fazilet Partisi ve tabanı arasında bir güven sorunu ortaya çıktı.
Algı böyleydi çünkü.
Fazilet Partisi kendisini, derdini iyi anlatamadı. Süreci iyi yönetemedi.
Süreci iyi yönetemeyince, kafası karışık olan dindar kesim oyunu Fazilet Partisi’nden sakındı.
Elbette ki tek sebep bu değil, büyük umutlarla oy verdikleri Fazilet Partisi’nin yereldeki gibi hükümette aynı başarılı performansı sergilememiş olmasını, genç seçmene ulaşamamasını, artık heyecan yaratmıyor olmasını da yenilgi sebepleri arasında sayabiliriz.
28 Şubat iradesiyle karşı karşıya kalan ve karşılaştığı hadiseler karşısında zaaf gösteren Fazilet Partisini seçmen cezalandırmıştır.
Öyle bir süreçti ki, hatırlayın, 19 Nisan’dan itibaren yapılan yorumlar şu minvaldeydi: 28 Şubatçılar ve 28 Şubatçılara karşı çıkanlar kaybetti. 28 Şubatçılar haklı!
Yerelde yüzde 15 oy alan DSP’nin, parlamento seçiminde sandıktan birinci parti olarak çıkmasının sebebi ise, seçimlerden kısa bir süre önce Abdullah Öcalan’ın yakalanıp Türkiye’ye teslim edildiği süreçte, Meclis’in aldığı erken seçim kararı ve Türkiye’yi seçime götürecek koalisyon hükümetinin ortağı olması.
Peki, bugün...
24 Haziran’da 18 Nisan seçimlerindeki gibi bir tablo nasıl ortaya çıkar?
Türkiye uzunca bir süredir olağanüstü bir süreçten geçiyor.
Ve 24 Haziran seçimlerine gidilmesinin ana gerekçelerinden birisi “sistem değişikliği”.
16 Nisan Referandumu ile Türkiye’de yönetim olarak Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçti.
16 Nisan referandumunda dahi gidilen anayasa değişikliğini, sistem değişikliğini iyi anlatamayan AK Parti bugün hala Cumhurbaşkanlığına dair sistemin ne olduğunu kamuoyuna iyi anlatabilmiş değil.
Hal böyle iken, referandumdan bu yana gelişen hadiseler bugün referandumda evet oyu veren seçmenin “sistem hakkında” kafasında sorulara oluşturmaya başladı.
2002’den bu yana yaptığı icraatlardan ve AK Parti’nin 17-25 Aralık, 15 Temmuz darbesi gibi karşı karşıya kaldığı antidemokratik kalkışmalardan dolayı destek ve hükümetteki çift başlılığın bitmesi için evet oyu veren AK Parti seçmeninin kafası karışık.
Çünkü, Cumhurbaşkanlığı Sistemin’in denetimsiz bir güç olduğunu düşünüyor.
15 Temmuz darbesi sonrası Türkiye’nin bekasını ilgilendiren FETÖ davasında oluşan hukuksuzlukları görüyor.
AK Parti’nin Cumhurbaşkanlığı Sistemini iyi anlatamaması sonucunda, AK Parti tabanı oyunu Erdoğan’a verirken, sistemde bir denge denetim oluşsun diye parlamentoda başka bir tercihte bulunabilir.
Kaldı ki, AK Parti’ye yönelik pek çok eleştiri var. İtirazlar var. AK Parti’nin bugün en büyük dezevantajı bugün kendisiyle mukayese ediliyor olması.
Eski reformcu, demokrat, bütün kesimleri kucaklayan AK Parti ve reformcu kimliğinden uzaklaşan AK Parti.
24 Haziran’da tıpkı 1999 seçimlerindeki gibi bir tablo ile karşı karşıya kalabiliriz derken bunu söylüyordum.
Bir dip dalga var. AK Parti eğer derinden gelen bu dip dalganın, beklentilerine cevap veremezse, zihinlerindeki karışıklığı gideremezse, o dip dalga akacak başka mecralar bulacaktır.
2 ay fena bir süre değil. AK Parti hamaset yapmadan, popülizme kaymadan, seçimi kazanmak için yapıyor algısına sebebiyet vermeden, samimiyetle pek çok şeyi değiştirebilir, olumlu adımlar atabilir.
Mesela, kendisine yakın medyada çıkan, Afrin Harekatında hayatını kaybetmiş acılı şehit aileleriyle “ben de oyumu Erdoğan’a verecem” röportajlarını yasaklatabilir.
Afrin Harekatı bu ülkenin bir meselesidir. Milli bir meseledir. Siyasete alet edilmemesi gerekir. Hele bu şekilde şehit aileleri hç kullanılmamalıdır.
“Önce siz kendi kitabınıza bakın”
Biliyorsunuz. Fransa’da aralarında eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin de bulunduğu 300 hadsiz Kuran’ı Kerim’den “şiddet ve Yahudi karşıtı fikirleri yaydığı” gerekçesiyle bazı ayetlerin çıkartılmasını istedikleri bir bildiri yayınladılar ya...
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 300 hadsiz Fransıza, Sakarya’dan hem de İlahiyat Fakültesinde düzenlenen “Bilgiden Bilince Gençlerle Baş Başa” konferansından tepki göstermiş:
300 hadsiz Fransız’a demiş ki:
“Önce siz kendi kitabınıza bakın..”
Görünce inanamadım. Yanlış okuyorum sandım. Tekrar tekrar okudum.
Yanlış mı anlıyorum deyip deyip tekrar okudum.
Gençlere sohbet ettiğiniz bir mekandan, ki o gençler yarın İlahiyat Fakültelerinde gençlerimize hocalık edecekler, camilerimizde halka vaaz edecekler, din adamlarımız olarak topluma rol model olacaklar.
Kutsal kitabımıza hakaret eden 300 Fransız hadsize had böyle mi bildirilir.
“Önce siz kendi kitabınıza bakın”.
Bir din adamına yakışan cevap bu mudur? Kendi kutsal kitabımızı savunurken “bizim kitabımız iyi sizin ki kötü” anlamında bir cevap mı verilir.
Ben, Diyanet Kurumumuzun başında olan, sırtında, bütün imamların başı anlamına gelen ağır cübbeyi giyen, başında sarık bulunan Ali Erbaş Hoca’dan, “kutsal kitapların önemini anlatan, ayetlerin çıkartılamayacağını, hükümlerin değiştirilemeyeceğini, hatanın kutsal kitaplarımızda değil, onların yorumlanmasında yaptığımız hatalardır” diyen şöyle bütün dünyaya ders niteliğinde bir manifesto yayınlamasını isterdim.
Bütün dillerde 300 Fransız’ın da düşünmesini, tefekkür etmesini sağlayacak mülakatlar vermesini isterdim.
Diyanet İşleri Başkanı’nın “önce siz kendi kitabınıza bakın” gibi oldukça tuhaf, yakışıksız cevap verdiği bir ülkenin cami imamları ne yapar ?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024