Dün sabah saatlerinde telefonum çaldı. Arayan TRT İnsan Kaynakları Dairesi Başkanı Nurullah Er’di. Sözcü Gazetesi’ne, CHP ve İYİ Parti milletvekillerine referansla böyle bir yazı yazmamın kendilerini üzdüğünü, bu haberin gerçeği yansıtmadığını, hatta Atilla Sertel’e KİT Komisyonunda 2 bin kişinin - ki önce 2 kişi diyorlardı- sınavsız işe alınmadığını anlattıklarını ancak bütün bunlara rağmen bu asılsız iddialarını devam ettirdiklerini söyledi.

Kendi adıma şunu söylemeliyim ki, elbette ki partizanlığa, kayırmacılığa dair bir haber keşke iktidara yakın gazetelerde yer alabilseydi, (sonuçta partizanlık yok denilemez) ve böylesi bir haberi dile getiren iktidar siyasetçileri olsaydı, onlara da referans verirdim. Hazreti Ömer’leri, Hazreti Hatice’leri aradığını söyleyen iktidara da bu yakışırdı elbette.

Sonuçta bütün vatandaşlarını vergileriyle ayakta duran bir kamu kurumuna bir değil iki değil, beş değil, yüz değil 3 bin 149 kişinin sınavsız, mülakatsız girmesi oldukça ciddi bir iddiadır. 

Sayın Er’e 16 Temmuz 2019’da Sözcü’de yer alan haber üzerine CHP milletvekili Atilla Sertel’i arayarak konunun teyidini aldığımı anlattım.

Atilla Sertel bana telefonda şöyle demişti: “KİT komisyonunda yaptığımız araştırmaların sonucunda ve sorduğumuz sorular üzerine bu hadise ortaya çıktı, bu rakamlara ulaştık.” 

TRT İK Başkanı Nurullah Er’le uzun bir konuşmamız oldu. İki yıldır TRT’de çalıştığını, daha öncesinde ise THY ve Türkcell’de insan kaynakları müdürü olarak görev yaptığını, kendisinin çalıştığı bütün kurumlarda  liyakat ve ehliyet ilkesi konusunda olağanüstü titiz davrandığını anlattı. “Ben şuna üzülüyorum, iki yıldır biz kendimizi anlatamamışız” diyen Er’e, bir açıklama gönderirse buna köşemde memnuniyetle yer verebileceğimi ifade ettim. Bunun üzerine şu açıklamayı gönderdi. Aynen yayınlıyorum:

“TRT’de memur dışı kadrolarda yani taşeron, program üzeri gibi farklı statülerde çalışan arkadaşlarımız vardı. Bu arkadaşlar çok uzun zamandır TRT’ye hizmet ediyorlardı. Yıllardır ekranlarda gördüğünüz ve simaen ekrandan tanıdığınız arkadaşlarımız var bu kişiler 
arasında.

Bu taşeron problemini çözmek için; 2018 yılı Temmuz ayında yürürlüğe giren kanun ile birlikte TRT iş kanuna tabi personel çalıştırma yetkisi aldı ve adayların nasıl işe alınacağı prosedürlerle belirlendi. (Örneğin benzeri bir yol haritası kariyer.trt. net.tr kariyer sitemizde yer alıyor.) Bu arkadaşlarımızdan sınavlarda başarı gösterenler kadroya geçti. Bu şekilde taşeron  üzerinden hizmet verip sınav süreçlerinde başarı gösteremediği için işe alamadıklarımız da var.

Kısacası 3.149 yeni işe alım yapılmamıştır. Yeni alım diye iddia edilen grup yıllardır TRT’ye hizmet veren binlerce arkadaştan oluşuyor.

Değişen ve gelişen işlerimiz nedeniyle tabi ki yeni alımlarımız da oldu. Bu alımları da sektörle rekabet edebilecek yöntemlerle şeffaf bir şekilde yapıyoruz. Yani herkes ilanlarımıza erişsin istiyoruz. Kariyer.trt.net.tr ve profesyonel iş ağı Linkedln üzerinden tüm ilanlarımızı yayınlıyoruz.

TRT Yetenek gibi yeni mezunları istihdam etmeyi hedefleyen ve 7 aşamalı değerlendirme süreci olan kariyer programları düzenliyoruz. Bu programımıza 44.185 kişi başvurdu. Daha önce ilan ettiğimiz kriterlere uyan herkesi sürece aldık. Süreçteki genel yetenek ve yabancı dil sınavlarıyla sayı 3.500’e kadar düştü. Her aday süreçte kendi sınav puanını ve doğru yanlış sayılarını gördü. 
 

Bu kadar şeffaf süreçte 1 kişi bile sınavda başarısız olduğu halde bir sonraki aşamaya geçemedi. Yetenek sürecimizde hala devam ediyor.

TRT’nin profesyonel İK uygulamalarını ve yeniliklerini yurt içi ve yurt dışı üniversite fuarlarına gidip anlatıyoruz. Sosyal medya hesaplarımızda ilanlarımızı yayınlıyoruz. Bütün bunların tek bir amacı var; TRT’de kariyer fırsatına herkes erişsin ve liyakatli, kaliteli adaylara ulaşabilelim.

Bazı zamanlar oluyor ki gelen başvurular liyakat açısından bizi tatmin etmiyor. Daha geçen gün ilana başvuru yapmadığı halde profesyonel iş ağından arayıp bir adaya ulaştık ve sınav sürecine tabii tuttuk. Sınav sürecinde başarılı olan aday, teklifimizi kabul ederek işe başladı. Aday, maalesef ardından şunları duymaya başladı: “Senin aracın kim, bize de referans olur musun?” Tüm bu profesyonel işleri yapmak değil de bu ithamlarla zaman kaybetmek oldukça zor.

Ayrıca, lafı uzatmadan önemsediğim bir konu daha var. Kurumda yönetici rollerine atanması düşünülen tüm adaylarımızı yönetsel yetkinliklerinin bir tam gün boyunca test edildiği uygulamalara tabii tutuyoruz.

Hal böyleyken, asılsız iddialarla devletin en güzide kurumlarından bir tanesini yıpratmanın inanın kimseye hiçbir faydası yok. “Nurullah Er TRT İnsan Kaynakları Dairesi Başkanı"

Sayın Er’in açıklaması böyle. “Devletin en güzide kurumlarından bir tanesini yıpratmanın kimseye faydası yok” sözüne şu ilaveyle katılıyorum: Sadece TRT değil devletin hiçbir kurumunun yıpratılmasının kimseye faydası yok, bilakis zararı var. Hiçbir kurum yıpratılmasın gerçekten. Neden? Çünkü iktidarlar gelirler, giderler, kalıcı olan kurumlardır da ondan. O yüzden iktidarlara emanettir o kurumlar. Yıpratılmaması, hoyratça kullanılmaması, kurumların güvenirliliğinin sarsılmaması lazımdır. Devleti ayakta tutan kurumlarıdır.  O kurumlar liyakat ve ehliyet sahibi kişilere teslim edilmezse kurumlar çöker, işlemez hale gelir.

O yüzden kamu kurumlarını yönetenler kurumları yıpratan bu tür davranışlardan sakınmalıdır.

Evet TRT devletin en güzide kurumudur. Bu ülkenin bütün vatandaşlarının üzerinde hakkı olan bir kurumdur. Vatandaşların vergileriyle çalışan bir kurumun personel işlerinde şeffaflık, sınav ve liyakat gibi ilkelere dikkat edildiğine kamuyu inandırması gerekir. Yayınlarında da objektif olması lazımdır.

Sayın Er’e şu itirazımı kendisine de söyledim: Zaten liyakat ve ehliyet ilkesini alaşağı eden de partizanlığın, kayırmacılığın yolunu açanda bu değil mi?. Önce sınavsız taşeron olarak işe başlat, ardından sınav kazanmış gibi kadroya al, sonra zaten yıllardır çalışan insanlardı, işe bunlar alındı de…