Etyen MAHÇUPYAN
Birçok kişi için Gezi olaylarının önemi, Türkiye için yeni sayılabilecek bir olgunun yaşanmasıydı.
Kendi isteklerini siyasete taşıyamayan ve iktidarın dinlemeyen tavrına tepki duyan bir toplumsal kesim, sosyal ağlar üzerinden örgütlenerek belirli bir mekâna sahip çıkmış, giderek o mekâna el koymuştu. Aslında bu olay pek de yeni sayılmazdı, çünkü şimdiye dek üniversite içi direnişlerde çokça örneği görülmüştü. Ama bu kez ülkeyi yönetenleri doğrudan muhatap alan ve kentin bir alanını ‘kale' haline getiren bir hareketlenme yaşandı. Daha önemlisi katılımcıların bir kurumsal aidiyeti veya belirgin bir ideolojik konumu temsil etmemesi, aksine amorf ve karmaşık bir yapı oluşturmasıydı. Bu yapı katılımcıların siyaseten güçsüz, ama sosyolojik olarak özgün olmasını sağladı. Yenilik kimliklerde, kişiliklerde, cesarette, zekâda, itirazda değildi... Yenilik kendiliğindenlikte ve ilişkilerdeydi. Diğer bir deyişle yenilik aktörlerde ve siyasette değil, sosyalin yeniden kurgulanma potansiyelinin ortaya çıkmasındaydı. Buradan zaman içinde yerelin, kentin, kültürün ve hayat tarzının sahiplenilmesini ifade eden bir siyaset de çıkabilirdi. Eğer bu siyaset ilişkilerin açtığı alanda çoğulcu ve melez bir ağ oluşturabilse, ülke demokratik bir ‘yeni' toplumsal muhalefetin de tohumlarını atmış olurdu.
Bu ihtimalin tamamen yok olduğunu söylemek doğru olmaz. Ama büyük ölçüde ortadan kalktığını görmemek de mümkün değil. Bunun nedeni kimliğin, aktörün ve siyasetin söz konusu potansiyeli iğdiş etmesi, araçsallaştırması, boğarak kendisine malzeme yapmasıdır. Kaybedilen bu imkânın birçok sorumlusu var ve bir yelpaze halinde Gezi'nin içinden dışına doğru diziliyorlar. En dıştan başlarsak sorumlulardan biri AKP iktidarıdır. Sadece bu sosyal olguyu anlayamadıkları, ürktükleri, yönetemedikleri için değil. Bütün bu unsurların da etkisiyle, yaşananı ancak siyaseten okuyabildikleri ve karşılarındaki olguyu özellikle siyaset bağlamında tanımladıkları için. Bunun kamusal alanın daraltılması, nefes alacak yer kalmaması anlamına geldiğini göremediler. Öte yandan iktidarın zaten ‘siyasi' bir varlık olduğu, doğal eğiliminin çevresindeki her şeyi siyasi olarak algılamak şeklinde tecelli ettiği, İslami kesimin kamusal alana çıkışının zaten öncelikle siyaset üzerinden yaşandığını ileri sürebiliriz. Sonuçta hükümet görevi gereği sorumludur ama ideolojik açıdan herhalde en az sorumlu olanlardan biridir. Nitekim eğer AKP muhalefette olsaydı bu tartışmada epeyce marjinal bir öğe olarak kalırdı...
Dolayısıyla Gezi'nin sosyal potansiyelinin iğdiş edilmesindeki daha büyük sorumlu CHP muhalefetidir. Bu partinin kendi seçmen tabanı olması gereken bir kitleye bu denli yabancılaşmış olmasını belki öngörebiliriz. Ama olaylar başladıktan sonra böylesine etkisiz kalmasını sadece beceriksizlikle açıklayamayız. Karşımızda karar organları olan, tercih yapan bir siyasi aktör var. CHP en hafif şekliyle söyleyecek olursak, Gezi'nin iğdiş edilmesine ‘ses çıkarmadı' ve ‘dolaylı onay verdi'. Oradaki sosyal zenginleşme ihtimalinin önünün açılmasını istemedi. Çünkü böyle bir açılım hem hedefi AKP'nin üzerinden çekerek daha sisteme doğru yöneltecek, hem de CHP'nin içinde yeni aktörleşmeler, istenmeyen dengeler yaratabilecekti. Tam da seçimlere giderken bu risk alınmadı. Bu partinin hâlâ genç kadrolara ulaşamamasının nedeni, sadece Gezi efradının CHP'yi de makbul bulmaması değil. CHP'nin zaten böyle bir isteği hiç olmadı ve Gezi'den en az iktidar kadar korktu.
Ama tabii ki en büyük sorumlu, eylemin sorumluluğunu taşımakta olanlardır. Çünkü başka hiçbir aktörün tercih ve kararı onlarınki kadar belirleyici olamaz. Gezi'nin sosyal potansiyeli de kendisine ‘sol/sosyalist' diyen tayfa için iştah açıcı bir av gibi, korunaksız ve masum, yenmeye hazır halde bekliyordu. Üzerine atlamakta, onun entelektüel ve siyasi temsiline soyunmakta gecikmediler. Amaç iktidarın devrilmesini sağlayacak bir direniş hareketini kesintisiz bir mecraya sokmaktı. Kesinti, hükümete yanlış yapmadığı bir dönem yaratabileceği, Gezi'deki ‘yeni' olan elden kaçabileceği için tehlikeliydi. Bu nedenle ahlakı bile bir yana koyabildiler. Mahalle baskısı uygulayarak, yaşananların paylaşılmasını engellediler. Gezi'deki henüz tomurcuklanan ‘yeni' onların eski siyasetine çerez oldu.
Sonuçta şaşırtıcı olmayan bir biçimde iktidar kazandı. Eğer Gezi'de daha nesnel ve ahlaki bir duruş sergilense böyle olmayabilirdi. Ama duyguların yarattığı akıl tutulmasını aşmak kolay olmuyor... [email protected]
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023