Etyen MAHÇUPYAN
Demokrasisi oturmamış, olgunlaşmamış ülkelerde, siyaset özellikle hızlı değişim ve belirsizlik dönemlerinde bir anda kişiselleşebilir. Siyasi partilerin içinde ayrışmalar başlatmak üzere arayışlar ve girişimler ortaya çıkabilir. Eğer herhangi bir partide, birbirine eşit olmasa bile birden fazla taşıyıcı figür varsa, parti içi siyaset bu kişiler etrafında tasarlanmaya başlanabilir. Birçok siyasetçi kendi ayakları üzerinde duramadığı ölçüde bir liderin gölgesi altında kendine kariyer arayabilir. Diğer taraftan bu durum bazı siyasetçilerin de işine gelir, çünkü böylece etraflarında bir destek oluşturur, pazarlık güçlerini artırırlar. Nihayet çoğu zaman medya da bu tür kısır siyasetin parçası olmayı tercih eder. Sonuç ülke sorunlarını ve çıkarlarını ilgilendiren gerçek siyasetin, yerini bir kişisel çekişme döngüsüne bırakması ve toplumsal enerjinin emilmesidir.
Bu durumun örneklerine Türkiye geçmişte çok tanık oldu. Hükümetlerin başarısızlığı, sadece siyasi partiler arasındaki basiretiz ayak oyunlarından ötürü değil, o partilerin içinde sorumluluk sahibi bir kadro hareketinin oluşamaması ve neredeyse feodal nitelikte bir parçalı yapının partilere hakim olması nedeniyleydi. AKP bu hastalıklı yapıyı da kendi pratiği içinde değiştirdi. Sosyolojik dönüşümü taşıyan ve onun sorumluluğunu alan bir misyon ve kadro partisi olarak ortaya çıktı. Ancak AKP de büyüdükçe ve toplumun içine yerleştikçe, siyaset anlayışı açısından ‘kendisine benzemeyen’ birçok kişiyi doğal olarak saflarına kattı. Bu insanların bir bölümü parti üst kadrolarının ve liderliğinin yapmak istediğinin bilincine vakıf bir biçimde davrandı. Bir bölümü ise eski siyaset alışkanlıkları içinde fikre ve hedefe yoğunlaşma eksikliklerini, şu veya bu kişiye olan yakınlıklarıyla telafi etmek istediler. Yine de eklemek gerek ki bu sağlıksız durum halen de en az AKP’de yaşanıyor…
Ne var ki hayat bu partiyi de sık sık söz konusu sınava sokuyor. Örneğin Gül’ün cumhurbaşkanlığı süresinin saptanması, ilk dönem sonrasında ne olacağı türünden sorular AKP içini bir miktar ama daha yoğun olarak AKP dışını hareketlendirmişti. Bunda şaşılacak bir şey de yok… Çünkü AKP’nin ‘hakim’ parti konumu, muhalefetin ve doğrudan AKP karşıtlarının iktidar partisi ‘içinde’ siyaset aramalarına, buraya ‘çomak’ sokma girişimlerine neden olabiliyor. AKP o sınavı başarıyla geçti. Şimdi ise önümüzde çok kritik bir seçim daha var ve aynı stratejinin çok farklı yöntemlerle arandığına tanık oluyoruz.
Hedef AKP içinde bir ayrışma yaratmak ya da böyle bir ayrışmanın varlığını konu ederek iktidarı siyasi bir yanlışa zorlamak. Bunun için iki müsait alan var. Biri başkanlık sistemi, diğeri Merkez Bankası’nın tutumu... Her ikisinde de dolaylı olarak Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında bir mesafe oluştuğu ve bu mesafenin giderek açıldığı izlenimi verilmek isteniyor. AKP’lilerin isteseler de istemeseler de bu iki siyasi kişilikten birinin yanında durmak zorunda kalmaları için çalışılıyor.
Tabii ki bu noktada asıl sorumluluk söz konusu iki siyasetçiye düşüyor. Onlar halen sürdürdükleri ilişkiyi geleceğe taşıdıkları sürece AKP’nin ne parti ne de yönetim olarak bir zaafa düşme ihtimali pek yok. Bütün ‘alternatif’ siyaset arayışlarının olmazsa olmaz koşulunun söz konusu ilişkinin bozulması olduğu açık.
Öte yandan ne başkanlık ne de parlamenter sistemler kategorik olarak ‘iyi’ ya ‘kötü’ değiller. Mesele bunları nasıl tasavvur ettiğiniz ve nasıl hayata geçirdiğiniz. Türkiye şu anda kötü bir parlamenter sistemle ve delik deşik, tutarsız, çoğu noktada arkaik bir anayasa ile yönetiliyor. Bunun komple değişmesi lazım. Sonuçta hangi yönetim sisteminin tercih edileceği ise ikincil ve daha teknik bir konu... Düşünülmesi gereken sistemin adı değil, ima ettiği zihniyet olmalı.
Merkez Bankası konusu da basit bir gerçekliği ifade ediyor. Türkiye hem büyümede geri kalmamak, hem de enflasyonu düşük düzeyde stabilize etmek zorunda. Bunların birini yapamadığı zaman, diğer hedefe de ulaşamaz. Cumhurbaşkanı doğal olarak gözünü büyümeye dikmiş durumda. Merkez Bankası ise geçenlerde Yapı Kredi Baş Ekonomisti Cevdet Akçay’ın belirttiği üzere bir yatırım bankasından daha muhafazakâr olmak zorunda. Çünkü nihai dengenin nereye oturacağını bilmiyor. Deflasyon yaşayan ülkelerin faiz indirmesi kolay… Hedefiniz enflasyonu indirmekse zor. Ama bu durum ‘çelişkili’ hedefler ima etmiyor. Sadece daha iyi bilgilenme ve koordinasyonun gereğini ortaya koyuyor.
AKP seçim sürecinde bu kapsayıcı bakışa sahip çıktığı sürece kimse bir ‘alternatif’ dünya beklememeli.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023