Etyen MAHÇUPYAN
Seçimlere yaklaşırken basit bir gerçekliğin altını bir kez daha çizmekte yarar var. AKP toplumsal temsiliyet açısından rakipsiz bir durumda ve bunun değişme ihtimali yok. İktidar dışında hiçbir partinin günümüz Türkiye’sinin beklentilerine ve hayallerine cevap verebilme yeteneği gözükmüyor. Dolayısıyla bu seçimde AKP ilerde yapacaklarını anlatarak yarışırken, rakipleri AKP’nin ‘yanlış’ yapacaklarını vurgulayarak yarışacaklar. Bu tespit seçim sürecinin tümüyle iktidarın kontrolünde geçeceğini söylüyor. Kısacası eğer AKP hedeflerine ulaşmakta yetersiz kalırsa bunun sorumlusu sadece kendisi olacak. Potansiyel oyun alınmaması gibi bir sonucu doğurabilecek olan tek şey, AKP’nin hatalı bir seçim stratejisi uygulaması olabilir ancak…
Diğer taraftan AKP giderek genişleyen ve çeşitlenen bir tabana hitap ettiği ölçüde, rakiplerini sosyolojik olarak da eziyor. Bu olgunun biri niceliksel diğeri niteliksel iki ayağı var. Niceliksel açıdan bakıldığında Türkiye’de orta sınıfın yüzde 20’lerden 40’lara geldiğini, açlık seviyesinde aile kalmadığını, gelir dağılımının düzeldiğini, yeni iş imkânlarının yaratıldığını, kadın emeğinin toplam içindeki payının arttığını, altyapı ve kentleşme hizmetinde olağandışı sıçramalar yaşandığını, sağlık alanının radikal bir biçimde dönüştüğünü görüyoruz. Bu yeni bir şehir, yeni bir hayat demek ve insanlar hem bu dinamik gelişmenin parçası olmak, hem de son on iki yıldaki kazanımların elden gitmemesi için AKP’nin arkasında durma eğilimi gösteriyorlar. Niteliksel açıdan ise ‘İslami’ kimliğin çoğullaştığını, esnediğini, muhafazakârlığı davetkâr kıldığını gözlemliyoruz. Laiklik/dindarlık ikilemi artık ideolojik olmaktan ziyade sosyokültürel ve iki hayat tarzı arasında bir ‘gri alanın’ oluşmasına imkân tanıyor. Bugün farklı hayat tarzlarının bir arada olduğu, birbirine değdiği mekânlar ve buna koşut komşuluk ilişkileri artıyor. Aynı şekilde ailelerin içinde farklı dindarlıkların mümkün olabildiğine, bunun farklı kesimle ilişki kurma açısından köprü oluşturabildiğine tanık oluyoruz.
Bunun anlamı AKP ile CHP arasında geçişlilik yaşayabilecek yeni bir kesimin varlığıdır. Bunun henüz çok yüksek bir oranda olması beklenemez ama kabaca yüzde 5 civarında olabileceğini düşünmekte yarar var. Açıktır ki bu ‘gri alan’ öncelikle AKP’nin hanesine yazılabilecek bir potansiyel olarak durmakta. Çünkü küresel dünyaya entegre olmaya hevesli, kendi hayat standardını yukarı çekmek isteyen bu orta sınıfı tatmin edebilecek bir alternatif siyasi duruş ve söylem yok. Ancak eğer AKP seçim stratejisinde yanlış yaparsa ve muhalefet bunu kullanmayı becerebilirse, aynı kitlenin AKP’den uzaklaşma ihtimalini de akılda tutmak lazım.
Bu tespitlere eklenmesi gereken bir boyut daha var: Saha çalışmalarında AKP’nin sağlık, ekonomi, eğitim, altyapı, kentleşme gibi değişik alandaki uygulamalarının ne denli onaylandığı sorgulandığında, toplumun yüzde elli ila yetmiş arasında bir beğeni beyan ettiği görülüyor. Ortalamasının yüzde altmış olduğunu kabul edelim… Demek ki AKP’nin performansını beğenenlerin oranı bu partiye oy verenlerden daha fazla. Kabaca 4 milyon kişi bu partiyi aslında beğenmesine rağmen şu veya bu sebeple onu desteklemiyor. Söz konusu kitlenin büyük çapta muhafazakâr kesimin dışından olduğunu varsaymak epeyce gerçekçi olur.
Dolayısıyla AKP’nin bu seçimlere bakarken kendisine ‘tersten’ yaklaşmasında yarar var. Bu parti yükselen bir oy oranına sahip olmasına karşın ‘etkinlik’ ölçütü ile bakıldığında hala yeterli performansta gözükmüyor. Toplumda yarattığı olumlu etkiyi oya tahvil etmekte belki de o kadar başarılı değil. Çünkü seçim başarısı apaçık olmakla birlikte, AKP iktidarının toplumsal dönüşüm dinamiğinde gerçekleştirmiş olduğu başarı daha da büyük ama bunun meyvesi henüz alınamamış durumda.
Açıkça söylemek gerekirse bu seçim artık AKP’nin bizzat kendisiyle girdiği bir yarış olacak. Muhalefetin anlamlı, kuşatıcı ve geleceğe gerçekçi kapı açan söylemler geliştirme ihtimali bulunmuyor. Muhalefetin tek ‘gücü’ AKP’nin yanlışları olacak. İktidar partisi ise bugün çoğulcu, rasyonel ve ferdiyetçi bir sosyoloji ile karşı karşıya. Yüzde altmışa kadar uzanabilen bu potansiyel seçmen kitlesi, artık geçmişin sesini duymak, kavganın içinde enerji yitirmek istemiyor. Gözlerini geleceğe dikmiş, onu oralara taşıyacak iradeyi ortaya koyan ve bunu o seçmenin kişiliğini öne çıkartan bir demokrasi teklifi ile yapabilecek partiyi arıyor.
AKP bu yarışta rakipsiz ve ipi önde göğüsleyeceği de açık. Ama ‘başarı’ bunun ötesinde yatıyor…
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları

































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024