Etyen MAHÇUPYAN
Üç seçimlik maratonun birincisi olan Mart 2014 yerel seçimini zararsız atlatan, ardından Ağustos’taki cumhurbaşkanlığı seçimini ilk turda kazanan AKP, geçen Pazar yapılan seçimde takıldı. Yolsuzluk iddialarının ve El Kaide spekülasyonlarının gündemde olduğu kaotik yerel seçim atmosferinde yüzde 44 alan iktidar, bir yıl sonra çok daha ‘rahat’ koşullara rağmen yüzde 41’e indi. Oysa 2011 genel seçimlerinde neredeyse 50 alınmıştı. Aradaki 9 puanlık fark açıklanmaya muhtaç ve bir sonraki yazının konusu.
Sonuçlar birkaç temel gözlem fırsatı veriyor. Birincisi bu Meclis’in temsil yeteneği siyasi tarihimizin en üst düzeyinde. Dışarıda kalan seçmen tercihi sadece yüzde 5 civarında. Bunun anlamı önümüzdeki süreçte Meclis’in yürütmenin önüne geçen bir işlevi ve önemi olabileceğidir. İkincisi hiçbir parti tek başına hükümet kuramadığı gibi, ortaya çıkan denge ilerde de bir çoğunluk hükümeti kurulabilmesinin epeyce zor olduğunu hatırlatıyor. Dolayısıyla hükümet kurma ve bozma yeteneği artmış bir parlamentoya kendimizi hazırlamamızda yarar var. Üçüncüsü yüzde 10’luk baraj gibi tümüyle araçsal ve gayrı meşru yöntemlerin Türkiye seçmeni tarafından artık kabul görmediği anlaşılıyor. Seçmenin istikrarı önemsemediği söylenemez. Ama haksız bir temel üzerinde inşa edilecek bir istikrardan da rahatsız olduğu açık. Dördüncüsü AKP bu seçimi de kazandı ve bundan sonraki birkaç seçimi daha kazanması son derece doğal. İlk kez yapılan yanlışların bedeli ödendi. Ayrıca geniş ve iddialı bir anti-AKP koalisyonla mücadele edilmek zorunda kalındı. Yine de oy oranı bazılarının beklediği üzere 35’lere düşmedi. Söz konusu yanlışlar yapılmasaydı bu partinin yine 45 civarında almasını beklemek gerçekçi olur. Nihayet beşinci olarak MHP anahtar parti haline gelmiş durumda ve önümüzdeki dönemin olasılıklar çerçevesini o çizecek.
Bu tablo önümüze dört koalisyon ihtimali ya da sonucu pek de farklı olmayacak bir erken seçim çıkarıyor. Seçim atmosferi dikkate alındığında bir CHP/MHP işbirliği akla yatkın gibi duruyor. HDP’nin dışardan desteklemesi beklenen bu koalisyonun Batı’da teşvik bulması çok mümkün. Ancak bunun çok kısa ömürlü olacağı ve ülkeyi erken seçime götüreceği açık. O zaman böyle bir alternatifin yararı ne? Tabii ki bürokrasinin yeniden tanzimi ve yargı üzerinden AKP’yi vurma isteği.
Dolayısıyla AKP böyle bir ihtimalin önünü kesmek için uğraşacak ve kendi alternatifini yaratmak isteyecektir. Birçoklarının hayalini süsleyen AKP/HDP koalisyonu gerçekçi gözükmüyor, çünkü AKP’nin Kürt siyasetine olan güveni tamamen tükenmiş durumda. İşbirliği halinde HDP’nin bilinçli ‘şımarıklığı’ AKP’nin daha da oy kaybetmesine neden olabilir. AKP ile CHP arasında bir koalisyon siyasi meşruiyet açısından ideal olurdu ama CHP’nin temel meselelerde ne istediği ve nerede durduğu konusunda yeterli açıklığın olduğu söylenemez. Muhtemelen kuruluş aşaması yıpratıcı bir sürece dönüşecektir ve sonunda koalisyonun gerçekleşmeme ihtimali çok daha fazla. Ayrıca CHP’nin AKP’yi iktidardan indirme misyonuna fazlasıyla bağımlı hale gelmiş olduğunu kayda geçmek lazım. Geriye kalıyor AKP/MHP koalisyonu. Aslında ideolojik, sosyolojik ve kültürel açıdan en doğal işbirliği bu. Bahçeli buna yanaşmayacaklarını söyledi ama bunun pazarlık gücünü maksimize etmekten öte bir anlamı yok. Bürokrasiye yeniden yerleşme karşılığında MHP birçok konuda zımni destek verme ve bunu yaparken yeniden devleti temsil etmekten çok memnun olacak, AKP de geçiş döneminde iktidarını sürdürecektir. Şimdilik gerçekçi bakış bunu söylüyor…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları

















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024