Etyen MAHÇUPYAN
Haziran seçimleri öncesinde kritik soru HDP’nin barajı geçip geçmeyeceği idi. Ama Kürtler dışında buna varoluşsal bir anlam veren yoktu. Anti-AKP cephe için HDP’nin barajı geçmesinin tek bir işlevi vardı: AKP’nin büyük ihtimalle tek başına hükümet olamaması… Kasım seçimlerine gidilirken tablo tersine dönmüş durumda. Görünürde tartışılan AKP’nin yeniden tek başına iktidar olmayı sağlayacak yüzdeyi elde edip edememesi. Toplumun çoğunluğu HDP’nin barajı geçeceğini düşünüyor ama ona rağmen AKP’nin parlamento çoğunluğunu sağlayabileceğini de görüyor. Öte yandan arka planda artık normatif bir başka tartışma da yaşanıyor: HDP barajı geçmeli mi?
Bu noktaya PKK’nın ‘devrimci halk savaşı’ ile gelindiği açık. PKK’nın genç kentli Kürtleri çeteleştirerek ayaklandırması ve buna paralel olarak mazereti olmayan cinayetleri, toplumun genelinde HDP imajını da zedelemiş durumda. Bunda HDP’nin ve Demirtaş’ın reddedilmesi güç bir sorumluluğu var. Çünkü Demirtaş hemen her kritik tercih noktasında PKK’nın yanında yer aldı ve örgütün diline sarıldı. Kendi göreceli alanını genişletmek ve siyasetin gerçek bir aktörü olmak isteseydi, herhalde anti-AKP cepheye katılma kararında bu denli ısrarcı olmazdı. Seçimlerden sonra AKP ile her türlü siyasi işbirliği ihtimalini reddetmesi yanında, ‘sultan’ ve ‘saray’ metaforunun kolaycılığına sığınması da Demirtaş’ı bir siyasetçi olarak küçülttü. Yaşanan çatışmanın Erdoğan tarafından ve hele iktidarda kalmak için zorlandığı iddiası gerçekten de fazlasıyla gülünç olmasına rağmen Demirtaş tarafından halen sahipleniliyor.
Bunun siyasi açıdan basit bir çıkarsaması var: Kürt meselesinin çözümü bağlamında maalesef ne HDP ne de Demirtaş bir özne değil… Nitekim bölgeye gittiğinizde örgüt çevrelerinden Demirtaş’ın Avrupa’ya gittiğinde ‘hizaya getirildiğini’ duyabiliyorsunuz. Demirtaş’ı aktörleştiren bir soru sorduğunuzda, karşınızdaki örgüt mensubunun rahatsız olup ‘onu biz getirdik, istediğimiz an biz götürürüz’ demesine tanık olabiliyorsunuz.
Türkiye’nin genel ‘Kürt olmayan’ çoğunluğu için bu muhakkak ki karamsarlık veren bir durum. Kürt meselesinin barış ortamında ve siyaset üzerinden çözülmesi ihtimalinin epeyce az olduğunu ima ediyor. Bu geniş kesim giderek HDP’nin aldığı oyun PKK’ya yaradığını, PKK tarafından kullanıldığını ve HDP’nin bu ilişki içinde kişiliksizleştiğini düşünüyor. Böylece söz konusu soruya geri dönüyoruz: Acaba Kürt meselesinin çözümü açısından HDP’nin barajı geçmesi bir avantaj mı, yoksa dezavantaj mı?
PKK’nın ‘yanında’ da dursa HDP’nin desteklenmesini, varlığını sürdürmesi için yardımcı olunmasını savunanlar belki hala çoğunluktadır. Ancak aksi görüşte olanların ağırlığı hızla artıyor. Eğer seçimlere PKK eylemleri devam ederken girilirse, AKP’nin de siyaseten daha muhafazakar bir pozisyona kayması kaçınılmaz hale gelebilir. Nitekim geçenlerde bir mitingde Davutoğlu ‘eğer çözüm isteniyorsa HDP’nin baraj altında bırakılması gerekebileceğine’ işaret etti.
Ancak Türkiye’nin sağduyusunu koruması gerekiyor.
HDP gerçekten de güvenilmez bir muhatap ve PKK karşısında fazla pazarlık gücü yok. Ancak yine de eğer bu süreç olumlu bir doğrultu edinecekse, o etapta HDP’ye ihtiyaç olacak. Diğer taraftan yüzde 10 barajlı bir sistemde HDP’siz bir Meclis’in meşruiyet zaafı AKP’nin omuzlarına ilave bir yük olacak ve ülkeyi yönetilemez hale getirmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürecek.
HDP’yi önemsemek gerekmiyor. Ama ayakta kalmasında ve oyunun içinde olmasında yarar var.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023