Etyen MAHÇUPYAN
Yeni parti arayışları açısından ilk bakışta en yadırgatıcı olan AK Parti cenahında böyle bir gelişmenin olmasıdır. Devasa bir teşkilata ve üye sayısına ulaşmış, halkın yarısının oyunu alan ve geçmiş performansı açısından büyük ölçüde başarılı bir parti niye bölünsün? Ya da seçmen alternatif bir harekete niçin ihtiyaç duysun? Üstelik kültürel muhafazakar dünyadan yeni bir partinin çıkmaması için daha ‘köklü’ bir neden de var. Yıllar önce Refah Partisi’nin iktidar ortağı olmasının ardından da bu partinin bölünmesi spekülasyonları yapılmıştı. O dönemde bir gazetecinin bu minvaldeki sorusuna her partinin bölünebileceğini ama Refah Partisi gibi bir parti bölünse bile bunun ortadan ikiye ayrılmak şeklinde olmayacağını, ana kitlenin yine tek bir parti tarafından taşınacağını söylemiştim.
***
Bu cevabın temel mantığı bugün de büyük ölçüde geçerli… AK Parti çeperin, yani devletçi bürokratik elitin çizdiği ‘merkezin’ dışında kalanların taleplerini ve hayallerini taşıyor. Çeperden gelme sadece siyasi değil sosyolojik bir dışlanmışlığı, yıllara yayılan bir ideolojik mahkumiyeti ve kültürel aşağılanmayı ifade ediyor. AK Parti seçmeninin derdi bugün kimin iktidar olacağıyla sınırlı değil. Bir daha geçmişe dönülmeyeceğini garanti eden bir sistemin kurulmasıyla bağlantılı… Ne var ki bir daha geçmişe dönmemeyi garanti edebilmeniz için henüz gerekli dönüşümü gerçekleştirmiş değilsiniz. Dolayısıyla sürekli seçim kazanmak ve iktidar olmak zorundasınız. Aksi halde, tek bir kez iktidardan uzaklaşmak bile kazanılmış hakların yitirilmesine neden olabilir, bir daha iktidar yüzü göremeyebilir ve sistemi dönüştürme hayalinize de veda edersiniz.
***
AK Parti’nin tabanı konsolide etme yeteneği buradan geliyor. Seçmen iktidarın elden kaçmasından o denli korkuyor ki bütün yanlışlarına rağmen partiyi desteklemeye devam ediyor. Yolsuzlukların varlığını, antidemokratik uygulamaları, giderek ‘kanserleşen’ kariyerizm ve oportünizmi herkes görüyor. Ancak seçmenler son kertede ve daha geniş perspektif içinden baktıklarında AK Parti’nin zayıflamasının kendi aleyhlerine olduğunu düşünüyorlar. Açıkçası son derece haklılar da… Muhafazakar seçmenin blok olarak parti ve lider ile biat ilişkisi içinde olduğunu sananlar yanılıyor. Biat ilişkisi tabanın muhtemelen yarısında mevcut… Liderin çevresinde de ‘gönüllü kişiliksizliği’ benimsemiş çok kişi olabilir. Ama parti seçmeninin kabaca diğer yarısı böyle değil. Onları son on küsur yıl kategorik AK Parti seçmeni yapan unsur ‘rasyonel’ olmaları.
***
Ne var ki son iki yıl söz konusu rasyonel AK Partililerin rahatsızlıklarının çok daha fazlalaşmasına tanık oldu. Erdoğan çok sayıda hata yaptı. Haziran seçimlerindeki oy düşüşüne neden oldu. Kasım seçimleri onun geride durması sayesinde kazanılmış olsa da tutumunu değiştirmedi… Davutoğlu’nun ‘azli’ ise birçok kişiyi manevi kopuşun eşiğine getirdi. Şimdi AK Partililerin yarısı için soru şu: Acaba partiyi yeniden ortak aklın egemen olduğu bir noktaya getirmek mümkün mü? Eğer bu mümkün değilse, acaba parti içi bir dönüşüm ya da yenilenmenin önü açık mı? Eğer bu da olamayacaksa son çare olarak acaba yeni bir partileşme ile iktidara ulaşılabilir mi?
İhtimaliyetler fazla değil… Bu durumda AK Parti tabanının yarısı bir süre daha ‘izleyici’ olarak kalacak demektir. Eğer hamasete bulanmış lider kültü siyaseti sürdürülür, gerilim ve kavga stratejisinden medet umulmaya devam edilirse, başarı ihtimali pek yok. Elinizde günü kurtaracak U dönüşleri de kalmayabilir… O zaman seçmenin ‘izleyen’ kanadıyla karşı karşıya gelirsiniz ve siyaset hükmünü icra eder.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023