Etyen MAHÇUPYAN
Referandum öncesinde “evet” oylarının hızla yükselmekte olduğu, yüzde 60’a ulaştığı söylemini bir propaganda aracı olarak kullanan çevreler doğal olarak sonuçtan memnun olmadılar. Onlar büyük bir oy farkıyla geçtiği takdirde yeni sistemin kendilerine “doğal” bir güç bahşedeceğini, siyasi ve iktisadi nüfuz alanı üzerinde çok daha etkili hale geleceklerini düşünmüş olabilirler. Bu nedenle hayıflanmaları ve şimdi daha da sertleşen bir siyasi ortamdan medet ummaları şaşırtıcı olmaz. Ama açıkça söylemek gerekirse son dönemde “reisçilik” veya seviyesiz haliyle “pelikancılık” denen bu tutumun AK Partili olmakla fazla bir ilgisi yok. Bu kişiler bir başka parti içinde de kapılanacak bir reis bulmayı yadırgayacak tıynette gözükmüyorlar. Asıl soru partinin niçin ve nasıl olup da bu kişilere mahkum hale getirildiği olmalı…
***
Bu sorunun irdelenmesi için önümüzde bir yıl var. Sonrası 2019 Kasım seçimlerinin gölgesi altında yaşanacak ve eğer AK Parti kendi içinde sağlıklı bir yapıya doğru evrilmezse, o seçimde de “zorunlu” kutuplaşma ve “beka ihtiyacı/hain üretimi” girdabında yüzde 43-45 aralığına inecektir. Oysa ortada çok ilginç bir gerçek var...
Referandumda “evet” oyunun yüzde 51-52 olacağı görülüyordu ve bunun AK Parti tabanının yüzde 15 kadarının çekimser veya olumsuz bakışının sonucu olduğu hesaplanıyordu. Ancak aynı saha araştırmalarında “bugün seçim olsa” hangi partiye oy verecekleri sorulduğunda AK Parti yüzde 52 alıyordu! Diğer bir deyişle tabanın bir bölümü tüm yetkileri tek elde toplayan ve denetlenemeyen bir yönetim sistemine “hayır” dedi ama AK Parti’ye “evet” demeyi sürdürdü. Bu çok önemli bir potansiyel… Partinin Pirus’un yoluna mahkum olmadığını, aksine yeni bir sıçrama yapabileceğinin göstergesi.
Esas mesele Erdoğan’ın bu potansiyeli değerlendirmek için atılması gereken adımlara ne kadar hazır olduğu veya bunu ne denli istediğidir. Çünkü açıktır ki söz konusu adımlar parti içi kurumların öne çıkmasını, kifayetsiz kadroların arka plana itilmesini, ortak aklın ve liyakatin egemen olmasını gerektiriyor. Ne var ki bu, “her şeyi bilen ve işaret eden” bir tek adam değil, “her şeyi öğrenen ve koordine eden” bir tek adam modeli…
Erdoğan şimdi bu ikilemle karşı karşıya, son iki yılda devşirilen kadrolarla tek adamlığın keyfini çıkarabilir ama başarılı olma şansı az. Buna karşılık başarılı olma fırsatı önünde duruyor ama bunun için tek adamlığı bir zihniyet değişimi ile birlikte hayata yansıtmak ve bunun gereğini yapmak zorunda.
***
Elimizde bu yönde tek ölçü referandum sonrasındaki tepkiler. Nitekim önümüzdeki dönemi asıl belirleyecek olan unsur referandumun sonucu değil, onun hükümet ve Erdoğan tarafından nasıl taşındığı. Maalesef şu an için performans pek olumlu değil. ‘Hayır’ vermiş olan bazılarının ergen davranışı karşısında “mağlubiyeti kutlama” benzetmesi yapılarak toplumsal kırılmanın sabitleştirilmek istenmesi; yazarları kim olursa olsun, TRT imkanlarının kullanımından siyasi atmosfere bütün tespitlerinin objektif olduğu okuyan herkesçe sabit AGİT raporunu itibarsızlaştırma çabası ve ayrı bahsi hak eden idam çağrısı ile şimdilik sıkışma ve katılaşma yönünde ilerliyoruz…
Usulsüzlük iddialarının maalesef ilk kez kamuoyunda tartışıldığı bir referandum sonrasında, gücün denetimsiz kullanımında ısrar, AK Parti’ye ve kitlesine sadece zarar verecektir. Bakalım Erdoğan hangi yolu seçecek…
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023