Fehmi KORU
Tahrir Meydanı’nın ıssız hali insana tuhaf geliyor; ama gerçek durum böyle: Mısır’da askerin yönetime el koymasının hemen ertesi günü Kahire’de günlerden beri “Mursi defol” sloganını atan kitlelerle kaynayan Tahrir Meydanı boşaldı... Artık işlevi bittiği için askerler mi öyle uygun gördü, yoksa yaptıklarının neye yol açtığını fark edip protestocular mı utanarak evlerine döndü, bilmiyorum.
Kahire’de meydan mı yok; Tahrir’in yerini Rabıta’t-ül Adeviyye Meydanı aldı. Bu defa o meydanda toplananlar demokratik yöntemle seçilmiş cumhurbaşkanını deviren, anayasayı rafa kaldıran askeri darbe karşıtı gösteriler yapıyorlar. Tehditlere, zorbalığa, üzerlerine ateş açılmasına aldırmadan... Sonuç alana kadar da meydanı terk etmeyecekleri anlaşılıyor.
Ne olacak şimdi?
Meydansa, ikisi de meydan... Kalabalıklarsa, Adeviyye Meydanı’nda toplananların sayısı Tahrir’dekileri fersah fersah aşıyor... Kararlılıksa, “Demokrasiye dönülsün” mesajını seslendirenlerin daha kararlı olduğu direnişlerinde karşılaştıkları zorbalıklara verdikleri tepkilerden belli... “Halkın protestosuna kulak verilmesi gerekiyor” tezini savunanlar, Adeviye Meydanı’ndan yükselen demokrasi talebine sessiz kalamazlar; kalmamaları gerekir...
Ama kalıyorlar... ABD sessiz; topu taca atarak vakit geçirmeye çalışıyor... Avrupa da öyle; mahçup ifadelerle Mısır ordusunun arkasında yer alıyor Avrupalı siyasiler... Dünya medyası onlardan da beter; demokratik yöntemlerle seçilmiş yönetimi yerinden etmeyle sonuçlanan görüntüleri vermekte cömert davranan uluslararası kanallar, Adeviyye’den yükselen ‘demokrasi’ feryatlarını duyurmada olağanüstü tıkız davranıyor...
İlginç bir durum var ortada; daha doğrusu tabloda yerlerin değiştiği fark ediliyor: ‘Demokrasinin beşiği’ sayılan, her yıl demokrasi ihlâlleri yayınlama hakkını elinde tutan, kurdukları kulübe üyelik şartlarının ilk sırasına‘demokrasi’yi yazan, dünyayı ‘demokratik ülkeler’ ve ‘demokratik olmayan ülkeler’ diye ikiye bölen Batı, askeri darbeye hulûs çakıyor... Buna karşılık, düne kadar demokrasiyle sorunu varmış muamelesine tâbi tutulan İslâm Dünyası, Müslüman halklar, ‘demokrasi cephesi’ni teşkil ediyor...
Garip, ama gerçek bu...
Sanki yeniden bir dağılım yapıldı ve demokrasi İslâm Dünyası’nın payına düştü. Batı ise, hadi ‘demokrasi-dışı’ demeyeyim ama, ‘demokrasi konusunda çifte standartlı’ bir konuma geriledi. Artık bir yanda demokratlar Müslüman halklar, bir yanda tahminde zorlanmayacağınız demokrasi-özürlü ülkeler var, bir de demokrasi konusunda çifte standartlı Batılı yönetimler...
Üç farklı tavır...
Tablonun böylesine çarpıcı bir biçimde ortaya çıkmasını hiç kuşkusuz hayırlı bir gelişme olarak görüyor ve durumun daha belirgin hale gelmesini bekliyorum.
‘Darbe’destekçiliğiyle lekelenmiş meydanlar yerine, halkın gerçek arzularını dillendirdiği demokrasi meydanlarının her ülkede belirleyici olması, insanları daha özgür kılabilir.
Hayatlarının son bir-iki yılı dışında demokrasi deneyimi bulunmayan Mısır halkına büyük bir görev yüklediğimin farkındayım elbette; ama ne yapalım, tarihin böyle cilveleri olabiliyor. Adeviyye Meydanı’nda toplananlar, ülkelerinin taze demokrasi deneyimine acımasızca son vermiş darbecileri geriletebilirlerse, bir büyük global dönüşümü de başlatacaklarını bilmeliler.
Yapabilirler mi? Zorluğu ortada, ama tarihin akışı da onlardan yana...
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
25.10.2025