Fehmi KORU
Hani adım geçmese ben de “Herhalde olmuştur” diyeceğim, sonuçta Abdullah Gül bir politikacı, her politikacı gibi o da partisi adına gerekli gördüğü herkesle görüşmüş olabilir.
Ancak benim tanık gösterildiğim olay beni de içine çekiyor: Abdullah Gül ile birlikte Fethullah Gülen’i ziyarete Pensilvanya’ya gitmişiz; onlar öyle sarmaş dolaş olmuşlar ki, ben “Birbirinizi özlemişsiniz” demişim; aradan bunca yıl geçmiş, benim hatırlamadığım bir söz bugün gündeme geliyor.
İyi de, cümle âlemin duyduğu üzere Pensilvanya’ya ben gittim gitmesine de, Abdullah Gül ile birlikte hiç gitmedim ki…
Garip bir olay
En iyisi olayı en başından anlatayım:
Fethullah Gülen ABD’nin npr radyosundan bir muhabire röportaj vermiş; orada kendisini ziyarete gelenleri sayarken bir Ahmet Davutoğlu’nun ve bir de Abdullah Gül’ün adlarını vermiş…
Ahmet Davutoğlu, daha henüz dışişleri bakanı iken, 2013 yılı eylül ayında (17/25 Aralık’tan önce), Birleşmiş Milletler’in (BM) açılış toplantısına katılmak üzere Cumhurbaşkanı Gül ile birlikte geldiği New York’tan Pensilvanya’ya kadar gitmişti.
Eşiyle birlikte.
Bu biliniyor zaten. Ben de 2016 yılı nisan ayında çıkan ‘Ben Böyle Gördüm: Cemaat’in Siyasetle Sınavı’ kitabımda bu bilgiye de yer vermiştim.
npr röportajında verilen “Davutoğlu buraya gelmişti” bilgisi doğru.
Peki Abdullah Gül?
Haberi ilk okuduğumda onun adını görünce “Herhalde bir tercüme hatasıdır” diye düşünmüştüm.
Öyle düşünmemin sebebi de şu: Bildiğim kadarıyla, ne 2013 Eylül ayında, New York’ta bulunduğu günlerde, ne de daha önce, 2002 sonrasında, başbakanlık, dışişleri bakanlığı ve cumhurbaşkanlığı dönemlerinde yaptığı çeşitli ABD ziyaretlerinde, Gül’ün Gülen’le bir karşılaşması olduğundan, ikisinin görüştüğünden haberdar değilim. Böyle bir görüşme olsaydı kulağıma gelirdi; en başta kendisi bunu bana söyleme ihtiyacı duyardı.
Nitekim, npr röportajı bizim medyada kendisine yer bulunca, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ofisi Twitter üzerinden şu açıklamayı yaptı:
“11. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’ün bugün bir medya organında hakkında çıkan asılsız haberler ile ilgili açıklamalarıdır:
“Düşünce, din ve siyaset anlayışım açısından hayatımın hiçbir döneminde yakınlık duymadığım bu örgüt lideri ile; Başbakanlığım, Dışişleri Bakanlığım ve Cumhurbaşkanlığı görevlerim süresinde kesinlikle bir görüşmem olmamıştır. / Kamuoyunun bilgisine.”
Olaya adım karıştırılıyor
Konu bu açıklama üzerine artık kapanmıştır diye düşünürken, akşam saatlerinde Pensilvanya’dan şaşırtıcı bir yeni mesaj verildi.
Yakın çevresinden Osman Şimşek tarafından verilen mesajın konuya ilişkin bölümünde adım geçirilerek aynı iddia ileri sürüldükten sonra şu satırlar yer alıyor:
“Belki beraber geldikleri Fehmi Koru’nun Hocaefendi ile sarılmalarını seyredince ‘Birbirinizi çok özlemişsiniz!..’ dediğini hatırlatmam sayın Gül’ün hafızası için yeterlidir. Şayet bu kafi değilse, mekanımıza dair bazı hususları anımsamaları da faydalı olabilir.”
Hayda.
Şaşırmam boşuna değil: Abdullah Gül’ün başbakan, dışişleri bakanı ve cumhurbaşkanı olarak çıktığı pek çok gezisinde –hepsinde değilse bile– çalıştığım gazeteyi temsil ederek bulundum; özellikle de ABD ziyaretlerinin tamamını izlediğimi sanıyorum. Ancak hiçbir gezisinde birlikte Pensilvanya’ya yolumuzu düşürmediğimiz gibi, onun yalnız başına böyle bir özel ziyaret yaptığını işittiğimi de hatırlamıyorum.
Henüz Gülen’in ABD’ye yerleşmediği ve eğitime önem veren yapının henüz ‘Cemaat’ veya ‘Hizmet Hareketi’ olarak anıldığı dönemlerde, bir politikacı olarak Gül de kendisiyle görüşmüştür. Bülent Ecevit‘in bile görüştüğü biriyle Abdullah Gül neden görüşmesin ki…
Benim hatırladığım bir birliktelikleri var. O birliktelik, birçok başka siyaset adamının da katıldığı Bank Asya’nın (o zamanki adı ‘Asya Finans Kurumu’ idi) açıldığı gün yapılan törende yaşanmıştı (24 Ekim 1996).
Fotoğrafını, son zamanlarda çok yaygınlaştığı için, sizler de hatırlayabilirsiniz.
O zamanlar bu tür faaliyetlerde ön planda görünmeyi arzu etmediği için, Fethullah Gülen, fotoğraflarda, açılışa başbakan yardımcısı sıfatıyla katılan Tansu Çiller, Refahyolhükümetinin devlet bakanı Abdullah Gül ve İstanbul’un belediye başkanı Tayyip Erdoğan’ın hayli arkasında yer alıyor…
‘Cemaat’ tarafından açılan okulların kendi adıyla anılmasına bile itiraz ediyordu o dönemde Gülen…
Siyasiler açılış günü Gülen’le görüştüler doğal olarak; belki sonrasında da Gül‘ün Gülen‘le Türkiye’de yolları kesişmiş olabilir…
Gülen ABD’ye yerleşmek üzere 1999 yılında gitti. 1999 ile 2002 yılları arasında Abdullah Gülmilletvekiliydi; o dönemde ABD’ye gitti mi, gittiyse yolunu Pensilvanya’ya düşürdü mü? Gerçekten bilmiyorum.
Bildiğim, Ofis’inin açıkladığı üzere, 2002 sonrasında Pensilvanya’ya ayak basmadığıdır. Ne benimle birlikte, ne de bensiz.
Unutulan bir noktayı daha hatırlatayım: ‘Paralel yapı’ sıfatı 17/25 Aralık 2013, FETÖ yakıştırması ise 15 Temmuz 2016 sonrasına aittir.
Merakım sanıyorum sizlerin de merakınızdır: Böylesine hassas bir konu neden bizzat Gülen’in kendisi ve çevresi tarafından dile getiriliyor?
Özellikle de şu günlerde?
Vardır bir açıklaması, ama ben bilmiyorum.
Yazarlar
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
26.09.2025
19.09.2025
18.09.2025
16.09.2025
22.08.2025
19.08.2025
17.08.2025
15.08.2025
14.08.2025