Fehmi KORU
İktidar partilerinin ömürleri uzadıkça seçimlerde oylarının düşmesi işin doğasındandır. Uzak-yakın geçmişe bakıldığında hemen bütün partilerin iş başındayken gittikleri seçimlerde -ilkinde değilse bile ikincisinde- oylarının azaldığını görebiliriz.
[Bir fikir olsun diye Demokrat Parti’nin 1950 (53.35), 1954 (57.50) ve 1957 (47) seçim sonuçlarını, onun devamı sayılan Adalet Partisi’nin 1965 (52.9), 1969 (46.5), 1973 (29.76) ve 1977 (36) oy serüvenini aktarmış olayım.]
Tek istisna, 2002 yılında yüzde 36 ile iktidara gelip bugüne kadar yapılan neredeyse bütün seçimlerde oylarını artıran AK Parti’dir.
AK Parti de 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan seçimde kendisinden önceki iktidar partileri gibi oy sarsıntısı geçirdi, beş ay sonra (1 Kasım 2015) seçimi tekrarlayarak yine oyunu artırmayı başardı.
Bu defa ne olabilir?
En zorlanacağı seçime gidiyor AK Parti
Galiba 24 Haziran, AK Parti için, şimdiye kadar girdiği en netameli seçim macerası olacak.
Derdini anlatmakta zorlandığını herhalde sizler de fark ediyorsunuzdur.
AK Parti genel başkanlığını da üstlenmiş olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün partisinin ve kendisinin seçim beyannamesini açıkladı. Her seçim beyannamesi gibi bu defaki de çekici vaatler içeriyor. Daha önce açıklanan ve derhal gereği yapılan emeklilere bayramlarda biner lira ikramiye vaadine ek olarak, belirli görevlerdeki devlet memurlarının maaşlarını artırmaktan belli başlı kentlerin eskiden başka amaçla kullanılmış geniş alanlarını büyük parklara çevirmeye kadar bir dizi yeni vaat de pakette yer alıyor.
“Yeni döneme yepyeni bir anlayışla başlıyoruz; çünkü vakit birlik vakti, vakit Türkiye vakti”dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan…
Onun vaatler paketini açıkladığı günün akşamı CNN-Türk kanalına konuk olan cumhurbaşkanlığı yarışındaki rakibi CHP’li Muharrem İnce, “Peki de, bunları neden daha önce yapmamış?” sorusuyla zihninde zaten aynı soruyu taşıyan insanları yanına çekmeye çalıştı.
Soru hiç kuşkusuz yerinde.
İnce, bazı vaatlerin kendilerinin geçmişte gündeme taşıdığı, ancak iktidardan ilgi görmemiş projeler olduğunu söylemeyi de ihmal etmedi. İşlevsiz kalacak Atatürk havalimanın park yapılması vaadi için de, “Göreceksiniz, bir punduna getirip oraya da gökdelenler dikecekler”beklentisini dillendirdi.
Aynı gün tanık olunan bu söz düellosu iktidarın en önemli sorununu herkese göstermiş olmalı: İnandırıcılık…
Evet, ben de 2007 yılına kadar ülkeye pek çok yeniliği AK Parti’nin getirdiğini, 2010 yılına kadar da iktidar partisinin demokratikleşme yönünde ciddi adımlar attığını biliyorum. Ülkenin gördüğü en yenilikçi partilerden biri AK Parti. Ancak, 2010 sonrasında FETÖ yüzünden giderek artan biçimde yaşanan ve yaşatılanların geçmişi unutturacak etkisini de görmezden gelemeyiz.
Ülke son iki yıldır temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan OHAL uygulamalarıyla yönetiliyor, nasıl unutabiliriz?
İnandırıcılık sorununu çözecek bir formül var
Yine de AK Parti’nin elinde inandırıcılık konusundaki sorunun hiç değilse kısmen üstesinden gelmeyi sağlayacak bir fırsat bulunuyor.
Anlatayım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın açıkladığı bayağı kapsamlı (360 sayfaymış) seçim beyannamesinde en önemli bölüm, demokrasi, temel hak ve özgürlükler ile yargı bağımsızlığına ayrılmış. O bölümü özetlerken şunları söyledi Cumhurbaşkanı Erdoğan:
“Seçim beyannamemizin üçüncü bölümünde milletimizle güçlü demokrasi hedefimizi paylaşıyoruz. Biz demokrasiyle kalkınmayı birbirinin tamamlayıcısı olarak gördük ve tüm çalışmalarımızı bu anlayışla yürüttük. (..) 24 Haziran seçimlerinden sonra da demokrasimizi geliştirmeye devam edeceğiz. 24 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’yi ekonomide olduğu gibi demokrasi liginde de bir üst sınıfa çıkartacağız (..) Devletin siyasi, idari, adli ve ekonomik düzeninin temel haklar merkeze alınacak şekilde geliştirilmesini sağlayacağız.”
Güzel vaatler bunlar.
Ancak, bu cümleler arasında yer alan “Yeni dönemde cemevlerine hukuki statü tanıyacağız”cümlesinin de akıllara düşürdüğü bir zaafı da içerisinde barındırıyor. Elinde fırsat varken ve o yolda ilk adımlar da atılmışken cemevlerinin de içinde yer aldığı dini anlayışla ilgili sorunu erteleyen AK Parti olmuştu.
Temel hak ve özgürlükler ile demokrasi iddiasına nakise getiren uygulamalar da bu alanlarda ülkeyi bir üst lige çıkarma iddiasını sakatlıyor.
Fırsat, işte bu konuları seçim sonrasına bırakmak yerine hemen ele alarak vaatlerin yerine getirileceğine dair güçlü bir mesaj vermektir. OHAL‘den cezaevlerindeki gazeteciler ile siyasilere kadar Türkiye’nin dışarıdaki imajını zedeleyen uygulamaları sona erdirmek iktidar partisinin elinde.
Bu yolda derhal atılacak adımlar iktidar partisinin yüz yüze kaldığı ekonomik sorunları bütünüyle ortadan kaldırmasa bile yumuşatacaktır.
Yumuşatacaktır, çünkü beyannamesini açıklarken Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın da ifade ettiği gibi, “Demokrasi ile kalkınma birbirinin tamamlayıcısıdır.” Demokrasiden fedakarlık edildiğinde ekonomide sıkıntılar peyda olduğunu yaşayarak bizler de öğrendik.
Zor mu bu? Hayır, hiç değil. Meclis olağanüstü toplantıya çağrılır ve halen milletvekillikleri devam eden iktidar mensuplarının da oylarıyla OHAL sona erdirilebilir; aynı oturumda tutukluluk hallerini kısıtlayacak ve sözgelimi cumhurbaşkanı adayı olan Selahattin Demirtaş‘ın serbest kalmasını da sağlayacak yasal düzenlemelere gidilebilir.
Demokrasi vaadinde samimiyet sınavından seçim öncesi geçmiş iktidarın başka konulardaki vaatleri de böylece daha inanılır hale gelebilir.
Aksi halde?
Onu da AK Parti yöneticileri düşünsün.
ΩΩΩΩ
NOT: Fotoğraflar Hürriyet gazetesinden…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025