Fehmi KORU
Böylesine büyük bir sarsıntıdan az sayıda can kaybıyla çıkıldığı için ne kadar şükretsek az.
Elazığ ile Malatya’yı sarsan depremde hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara da şifa diliyorum.
Milletimizin başı sağolsun.
Daha ilk andan itibaren, devletin güvenlik ve yargı mekanizmalarının devreye girerek deprem konusuna farklı yaklaşanların peşine düştüğünü fark etmek, benim zihnimde yine 20 yıllık flash-back’lere sebep oldu.
Yaşanan trajedileri kendi ruhsal sıkıntılarına malzeme yapacak tıynette insanlar her toplumda bulunur. Birlikte göğüsleyerek, topluca tepkiler vererek acıları azaltmak yerine, depremi kendi küçük hesaplarına alet etmeyi daha uygun görenler çıkabilir.
Ne yapacaksınız, onları kendi huzursuzluklarıyla baş başa bırakmaktan başka?
Yanlış uygulamaya örnek aranırsa…
Bundan 20 küsur yıl önce yaşanan ve binlerce insanımızın hayatına mal olan Marmara Depremi siyasi tarihimize ’28 Şubat süreci’ diye not düşülen bir döneme denk geldiği için, dini bazı gruplar tarafından bir ‘ilahi ikaz’ olarak değerlendirilmişti.
En kaba ifadelerle “Yanlış işler yapılıyor, deprem bunlara karşı Allah’ın bir ikazı” diye özetlenebilecek yaklaşımlar…
Aslında dünyamızın deprem tarihine biraz yakından bakılırsa, deprem gibi doğal afetlere bu tür din eksenli yaklaşımların, neredeyse bütün kültürlerde ve din farkı olmaksızın neredeyse benzer ifadelerle yapılabildiğini görürüz.
Deprem kuşağında bölgeleri bulunan ABD’de sözgelimi, en hafif yer sarsıntılarından sonra bile, kendi özel televizyon kanalları bulunan dini cemaatler, doğal afeti Allah’ın bir uyarısı olarak gördüklerine dair yorumlarla izleyicileri karşısına çıkarlar.
Hep tekrarlanan bir rutindir bu ve en aşırı yorumlar yapıldığında bile oralarda devlet adına hareket edenlerin kılı kıpırdamaz.
Bizde 17 Ağustos 1999 depremi sonrasında kıpırdadı.
Devletin güvenlik ve yargı mekanizmaları derhal devreye girip “Deprem, yapılan yanlışlıklara Allah’ın ikazıdır” yolunda yorum veya yayın yapanlara karşı harekete geçti. Bu tür yorumlar yapanlar gözaltına alındı, haklarında davalar açıldı.
O dönemde gazete yazıları yanında Kanal 7’nin ‘Haber Saati’ programı içerisinde her akşam güncel konularda yorum da yapıyordum. Kanalın, depremden aylar sonra haklarında ‘sakıncalı yorum yaptıkları için’ dava açılan bazı kişilere ilişkin bir haberi üzerine, ne kadar saçma olursa olsun herkesin görüşlerini serbestçe ifade etme hakkı bulunduğundan hareketle, ‘ikaz’ yollu yorum yapanları savundum.
Depremden yaklaşık iki ay sonra, 12 Ekim 1999 tarihinde.
Kendim “Deprem Allah’ın ikazıdır” görüşünü savunmadım yorumumda, bu yorumu yapanların bunu söyleme hakkını savundum.
Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) benim hakkımda da dava açtı. Hem de depremden ve benim yorumumdan iki yıla yakın bir zaman geçtikten sonra, 2001 yılı Mayıs ayında…
Savcının mütalaasına göre, o görüşü savunmakla, ‘kin ve düşmanlığı tahrik’ etmiştim.
Türk Ceza Kanununun (TCK) 312. maddesi ‘halkı ırk, sınıf, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etme’ diye bir suç tanımı yapıyor ve o suçu işleyeni çok ağır bir ceza bekliyordu.
Biri sonradan AK Parti saflarında siyasete atılıp grup başkan vekilliği ve TBMM başkan vekilliği de yapmış bir kadın avukat olmak üzere İstanbul Barosu’nda yönetici konumundaki iki avukat Kanal 7 adına savunmamı üstlendi.
Hem onlar hem de ben çıktığımız duruşmalarda, ısrarla, yorumla yaptığımın insanların demokratik hak ve özgürlüğünü savunmak olduğunu belirttik.
Hükümetin zarar hanesine
O günler farklıydı, görüş ayrılıklarımız bulunsa bile, özgürlükler söz konusu olduğunda birbirimizin yargılandığı duruşmalara geniş bir meslektaş grubu destekçi olarak katılırdı. Birkaç ayda bir yapılan duruşmalarıma her görüş ve inanıştan gazeteciler destek için katıldılar.
Mahkeme başkanının azarına bile tahammül etti deneyimli gazeteciler…
Devir, başında Bülent Ecevit’in bulunduğu DSP, ANAP ve MHP hükümeti devriydi. Hükümetin bazı unsurları, o günlerde sıkça uygulamaya koyulmuş özgürlükleri kısıtlayıcı TCK’nın 159 ve 312. maddelerinde Avrupa’dan gelen yoğun itirazlar üzerine değişiklik yapmak istiyor, ancak kendi içindeki MHP muhalefeti yüzünden bunu erteleyip duruyordu.
Karar duruşmam Meclis’e değişiklik önerisi verilmesiyle aynı günlere denk geldi.
Avukatlarım Meclis’teki değişiklik tasarısı üzerine kararın geciktirilmesini talep ettiğinde, mahkeme heyeti başkanı olan yargıçın, bana dönüp “Ne yani, yasa maddesi değişince kurtulacağını mı sanıyorsun” demesini unutamıyorum.
Yine de mahkeme kararı bir sonraki duruşmaya bıraktı.
Arada TBMM TCK 312’de beklenen tadilatı suç tanımını biraz değiştirerek yaptı, son duruşmaya çıktığımda savcının değiştiğini fark ettim; yeni savcı beraatimi istedi, mahkeme de savcıya uydu ve beni beraat ettirdi.
Tarih 17 Mayıs 2002 olmuştu.
Yasada değişiklik yapılmasaydı en az üç yıl hapis yatacaktım.
Bereket, o sıralarda, basın mensupları için tutuklu yargılama uygulaması henüz başlamamıştı.
Bunları niçin anlattım?
Şundan: Deprem sonrasında yapılan en saçma, hatta en galiz yorumları bile görmezden gelmek en doğru tercihtir. Yanlış tercihler baş ağrıtır.
“Bu deprem Allah’ın ikazıdır” diyenler ile onların bunu deme hakkı olduğunu savunanlar yargılandı da ne oldu?
Sonunda yasa maddeleri değiştirilse bile o dönem hükümetinin zarar hanesine bizler de yazıldık.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025