Fikret Bila
İstanbul’da dün meydana gelen deprem ciddi boyutlarda hissedildi.
Bilim insanları İstanbul’da bekledikleri büyük depremin öncüsü müydü yoksa bağımsız bir deprem miydi sorusuna net bir yanıt verilemeyeceğini söylediler televizyon yayınlarında.
İstanbul için 1999'daki büyük Marmara depreminden beri söylenen büyük deprem riski devam ediyor.
Marmara depreminin üzerinden 20 yıl geçti. Bu süre zarfında İstanbul’da binaların güçlendirilmesi için bazı çalışmalar yapıldı ancak yine deprem uzmanı bilim insanlarının söylediğine göre binaların çoğunluğu büyük risk altında.
Marmara depremi gibi büyük depremden sonra deprem beklenen bölgelerde önlemlerin hızla alınması ve insanların da bilgilendirilmesi gerekirdi. Ancak başta İstanbul olmak üzere riskli bölgelerde dahi deprem anında toplanılacak binasız alanların korunmadığı aksine imara açıldığı bilgisi çok üzücü.
İstanbul gerçekten de sağlıksız bir binalar yığını görüntüsü veriyor. Deprem toplanma merkezlerinin birçoğunun yerinde de AVM’lerin yükseldiği gerçeği bu üzüntüyü daha da artırıyor.
Hazırlıklı olmak ve denetlemek
Bilim adamları her fırsatta büyük depreme hazırlıklı olmak gerektiğini vurguluyorlar. Bu uyarıyı resmi makamlar da yapıyor ama ne yapılacağı, nasıl yapılacağı konusunda yeterli bilgi ve iletişim yok. İnsanlar deprem anında bulundukları binayı terk etmek dışında ne yapılacağı konusunda yeterli bilgiye sahip değil.
Deprem gibi çok riskli bir konuda her binanın tek tek elden geçirilmesi, yeni yapıların inşaatı sırasında depreme dayanıklılık derecesinin çok ciddi denetlenmesi gerekiyor. Keza müteahhitlerin bu konuda savsaklayıcı bir tutum içine girmemeleri ve denetlenmeleri de çok önemli. Müteahhitlerin kâr marjını artırmak için malzemeden nasıl çalarak bina yaptıklarını Marmara depreminde gördük. Deniz kumu kullanılarak yapılan binalar başta olmak üzere, zayıf inşa edilmiş birçok binanın yıkılması sonucu çok can kaybettik.
Bu kez aynı fırsatçılığa izin vermemek resmi makamların görevi, bunu denetlemek de vatandaşın farkındalık sorumluluğudur.
Vatandaşlar denetleme yetkilerini sonuna kadar kullanıp, sorumlu makamları sorgulamalı, denetlemelidir.
Bu görev aynı zamanda halk adına denetleme görevi bulunan medya tarafından da yapılmalıdır. Bu denetim görevi iktidara veya muhalefete yakınlık ölçüsüyle değil, vatandaşın yaşam hakkı ve güvenliği ölçüsüyle yapılmalıdır. Belediyeler ve ilgili bakanlıklar bu ölçüyle denetlenmelidir.
Depremde ölmek kader değildir
Doğal afetlerde veya kazalarda can kaybını “kader” diyerek kabullenmek doğru bir tutum değil.
Kültürümüzden, inancımızdan gelen bu yaklaşım, vatandaşları kaderciliğe, sorumluları ise rehavete itiyor.
Bugüne kadar geçirdiğimiz tren kazalarını, selleri, toprak kaymalarını, bina göçmelerini düşünün. Bu afet ve kazalarda yüzlerce insanımızı kaybettik. Ancak hiçbirinde hiçbir sorumlu görevinden istifa etmedi, asli failler yargılanmadı, “bu da geçer” denilip konu kapatıldı.
Çorlu tren faciasından sonra da aynı yöntem izlendi. Bu facia sonrasında Cumhuriyet yazarı Özlem Özak’ın dikkat çektiği bir araştırma vardı:
IBM’de yapılmış ve farklı kültürlerin davranış biçimlerini irdeleyen Hofstede araştırması. Hofstede Modeli olarak bilinen bu araştırmanın ortaya koyduğu ölçülerden biri de “belirsizlikten kaçınma” konusundaydı. Bu ölçüye göre Batı kültürünün hâkim olduğu kültürlerde insanlar, belirsizlikle karşılaştıklarında bunu mümkün olduğu kadar küçültecek önlemler alıyorlar, belirsizliğin giderilmesi için kurallar konulmasını istiyorlar. Buna karşın bizim gibi kültürlerde yaşan insanlar ise böyle bir gayret göstermek yerine işi “kader”e havale ediyorlardı.
Biz ve bize benzeyen kültürlerde yetişmiş insanlar kaygılarını azaltmak için kaderi peşinen kabullenmek yolunu tercih ediyorlar.
Oysa belirsizliği gidermek için önce elden gelen bireysel ve kamusal önlemlerin alınması gerekir. Bu davranış biçimini doğrulayan "Tedbir senden takdir Allah’tan” diye bir özdeyişimiz de var. Bu özdeyiş insanımıza, elinden gelen önlemi almasını, alınmasının sağlanması için gayret sarf etmesini öğütlüyor.
Yaşadığımız onca felâketten sonra deprem riski de dahil tüm afet risklerine ve kaza olasılıklarına karşı bizim önce bilimsel önlemleri almamız, yetkili makamların da sorumluluk bilinciyle görevlerini yerine gerekiyor.
Yoksa “kader” deyip, ölümleri sineye çekmek, en kolay fakat en pahalı yol.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları













































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.10.2025
8.10.2025
24.09.2025
23.05.2022
19.07.2021
14.07.2021
5.07.2021
21.06.2021
9.06.2021
24.05.2021