Hadi ULUENGİN
NASIL ki Cumhuriyet bizimdir, bugün yetmiş dördüncü ölüm yıldönümünü idrak ettiğimiz Mustafa Kemal Atatürk de bizimdir!
Yağma yok ve kimse heveslenmesin, kişiliğini de, mirasını da hibe edecek değiliz!
***
OYSA biz yukarıdaki idraki Kemalistlerden ve Atatürkçülerden farklı yaşayacağız.
Cırtlak sirenlerin komutuna itaat edip saat 9’u beş geçe susta durmayacağız.
Malzemesi alçı ve estetiği kitsch büstlerin karşısında puta tapınmayacağız.
İbadet bahanesiyle yine provokasyona kalkışacak ulusalcılara da kapik vermeyeceğiz.
Olsa olsa, sözkonusu kişilik ve miras hakkında her zamankinden biraz daha fazla düşüneceğiz ve her zamankinden biraz daha fazla sorgulayıcı davranacağız.
Zaten de biz böyle olduğumuz için Mustafa Kemal Atatürk bizimdir!
***
O Mustafa Kemal diktatör müydü? Aslında soru abes ama hiç şüphesiz, evet!
Fakat bu kimlik Gazi’nin devasa zaferine zerre kadar halel getirmez! Getirmiyor da!
Burada çok milletli bir imparatorluktan ulus-devlete geçişin zorluklarını; İslami kimlikli bir toplumdan laik değerler yaratmanın güçlüklerini; fukara bir ekonomiden maddi kalkınmaya yönelmenin handikaplarını ayrıntılarıyla ve tekrar tekrar sıralayacak değilim.
Esas üzerinde durmak istediğim şey, tabii ki sorgulanması gereken ama yargılanması asla mümkün olmayan tarihin bugünkü kıstaslarla da değerlendirilemeyeceği gerçeğidir.
Aksini yaptığımız takdirde “zamanın ruhu”nu ıskalar ve anakronik yanılgıya düşeriz.
***
O “zamanın ruhu” ki, her türlü otoritarizmin ve totalitarizmin, dolayısıyla da diktatörlüklerin muazzam dalgalarla yükseldiği bir okyanus fırtınasına tekabül ediyordu.
Yahya Kemal’e, Avrupa’daki tek tük demokrasilerden biri olan Çekoslovakya’nın başkenti Prag için dahi, dönemin liderine yönelik yüceltmeyi kastederek “Bir şehr idi güneşsiz/ Görmedim tek semtini Beneş’siz” dedirtiyordu.
Rusya Stalin’ini, İtalya Mussolini’sini, Almanya Hitler’ini zaten geçiyorum.
Fakat bunlara ek olarak Polonya’daki Albay Beck’ten Macaristan’daki Amiral Horty’ye veya Portekiz’deki Salazar’dan Yunanistan’daki Venizelos’a, İskandinavya, Fransa ve İngiltere gibi birkaç istisna hariç hemen bütün Kıta diktatoryal yönetimler altında yaşıyordu.
Hatta aynı İngiltere’nin Churchill’i bile Roma’nın “Duce”sine methiyeler düzüyordu.
Eh, hâl böyleyken Mustafa Kemal’in “Ebedi Şef” sıfatı taşıması da, ilk Cumhuriyet’i “tek adam”olarak yönetmesi de öyle fazla yadırganacak ve fazla abartılacak bir şey değildir!
***
ÖTE yandan Atatürk’ü diğerlerinden farklı kılan en temel, en hayati, en belirgin unsur, niyet olarak kalsa dahi aslında daima liberal demokrasiyi tasavvur ve hayal etmesidir.
Diyebiliriz ki, zaten Batı düşüncesinin uzantısı olan Gazi bu düşüncenin hedefini de benimsediği için yukarıdaki “tek adamlığı” aslında “utangaç” biçimde yaşadı.
Baştan beri yansıttığı “esas ruhiyat”a akim kalmış iki çok parti tecrübesini ve Fethi Okyar’a ifade ettiği “halimiz ‘dictature’ manzarasıdır” özeleştirisini eklersek, Mustafa Kemal’in özünde çoğulcu ve sivil rejim amaçladığını söylemek hiç de zorlama olmaz.
Dolayısıyla, biz özgürlükçüler ki yine “esas ruhiyat” olarak aynı değer ve hedefleri sahipleniyoruz, tabii ki Mustafa Kemal Atatürk’ü de sahiplenmekle yükümlüyüz.
Bizler, o değer ve o hedefleri kendi zihin kalıplarına göre yontan Atatürkçülerden, Kemalistlerden, ulusalcılardan sonsuz defa daha fazlasıyla Büyük Kemal’in mirasçılarıyız.
Evet, bugün 74. ölüm yıldönümünü idrak ettiğimiz Atatürk zaten sirenine susta durmadığımız, zaten putuna tapınmadığımız, zaten secdesine varmadığımız için bizimdir!
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015