Hakan AKSAY
Hay Allah, tam da iktidarın defterini dürmek üzereydik ki...
Küüüt diye düşüverdik.
Hayal kırıklığı büyük, çok büyük.
O kadar büyük ki...
Yani “bu kadar da olmaz!”...
Ve hayallerimiz ile gerçekler arasındaki karaltıya biraz yakından bakınca...
O da nesi?
Tam da orada duran şey...
Halkımız...
Millet...
“Millet değil illet”...
Biz hayatımızı harcarız onun için, o gider AKP’yi destekler...
Yok yok, bunlarla olmayacak!
Beter olsunlar, e mi!
Yoksa kaçıp bir yerlere gitmeli mi?
(“Patagonya’da oturma izni alması kolaymış diyorlar; doğru mu acaba?”)
Ya da ne bileyim...
Gitmeyelim de...
Başka bir şey yapalım:
Kırılalım, mesela...
Ya da küselim...
Veya küfredelim...
Şiddetle protesto edelim...
Olmadı, çaktırmadan kıvıralım; az buçuk yolumuzu değiştirelim;“atölye ayarlarımıza” (fabrika bize fazla gelir) dönelim...
Ya da işte, ne bileyim...
Her zaman akıllı ve haklı olan koskoca “egomuz” ile bu olan bitenler arasında böyle bir çelişki çıktıysa...
Sessiz kalmamız da mümkün değil haliyle!
“Egomuz” her şeyden kıymetli olduğuna göre...
Halkına da...
İktidarına da...
MHP’sine de...
CHP’sine de...
HDP’sine de...
Ooof offf!..
Rahatladık mı biraz ne!..
Yeterince değilse, bir daha:
Gidelim...
Küselim...
Küfredelim...
Halkına da...
İktidarına da...
Muhalefetine de...
Hah, galiba şimdi daha iyiyiz.
* * *
Biliyorum, çoğunuz hâlâ barut gibisiniz.
Ve bunları böyle yazdığım için bana da anında dümdüz gidebilirsiniz.
Kim tutar! Yolunuz açık olsun, tamam da...
Ne olacak şimdi?
Yani 1 Kasım’la birlikte bambaşka bir hayat mı başladı? Yoksa toptan öldük mü?
Yok, bildiğim kadarıyla boynuna ilmek geçiren yok şimdilik.
Ama epeyce ses çıkaran var.
Yılmaz Odabaşı Türkiye'yi terk ederek Fransa’ya yerleşmiş...
Uğur Dündar Halk TV’deki programına son vermiş...
Cüneyt Ülsever köşe yazarlığını bırakmış...
Cengiz Çandar da galiba bundan sonra iç politika yazmayacakmış...
Bülent Keneş Türkçe tweet atmama kararı almış...
Hilmi Yavuz (ve daha birçok aydın) şaşkınlığını ve hayal kırıklığını dile getirmiş...
Hürriyet’ten mektup varmış yine: “Önümüze bakalım” mesajı vermişler...
Daha küçük harflerle konuşanlar da “galiba artık bir şeyler değişmeli” arayışı içinde...
En çok da şu sıralar sessiz kalanlarda ciddi değişiklikler olacaktır mutlaka...
Peki, buraya kadar saydığım bütün örneklerle ilgili benim olumsuz bir yorumum var mı?
Hayır, asla.
Hepsinin hakkıdır.
İster gider, ister yazmaz, istediğini yazar, istediğini yapar, istediği gibi tepki verir, gerekli görüyorsa kendine çekidüzen verir.
Herkesin seçimi kendine...
Kim ne diyebilir!
İnadına mücadele diyen de olabilir.
Müzmin umutsuzu da, ebedî iyimseri de...
Kimse kimseyi kınamasın, kim ne isterse onu yapsın.
Hiçbir tercih, diğer tercihleri ezmek için silah olarak kullanılmasın.
Her hayat sahibine ait.
Özgürlük diyorsak, önce bunu teslim edelim.
* * *
Şimdi bana sert – ve her an küfre dönüşebilecek – bir vurguyla soruyorsanız eğer:
İyi güzel yazıyorsun da, kardeşim...
Ne yapalım?
1 Kasım’dan sonra nasıl yaşayalım?
Bu sorunun cevabı bende değil.
Sizde.
Ben en fazla size derim ki:
Yaşayın!
Evet, yaşayın!
Az şey mi?
Nefes alın, güç alın, zevk alın...
Hayatınızdaki sevgi bilançosunu bir dökün önünüze; eksikleri tamamlayın...
Şiir okuyun, şarkı söyleyin, dans edin...
Âşık olun; varsa biraz solan ama umudu tükenmemiş duygunuz, yeniden su verin...
Çiçek koklayın, resim yapın, fotoğraf çekin, doğayı keşfedin...
Hayvanlarla dost olun (çok keyiflidir, inanın)...
İnsanlarla da mümkünse (biliyorum, daha zordur ve ince emek ister, riski de fazladır, ama olsun)...
Onları anlamaya çalışın...
Onlara tepeden bakmayın...
Düşmanlık yapmak kolay, şifreleri çözmek zordur.
Ha bir de kendinizi anlamaya çalışın.
Kimsiniz kardeşim siz?
Niye bu kadar akıllı ve bu kadar önemlisiniz?
Nerede büyüttünüz bu egoyu, nasıl becerdiniz?
Bunları hiç olmazsa ara sıra düşünün...
Ve kendinizi daha iyi, daha özgür, daha mutlu hissettiren şeyleri eskisinden daha sık yapmaya çalışın...
Kısacası:
Yaşayın!
Az mı?
* * *
Ha, pardon, bu yazının siyasi mesajı eksik kaldı galiba biraz.
Kusura bakmayın.
Onu beceremedim.
Ve işin kolayına kaçmaya karar verdim.
Geçen gün Moskovalı yazar arkadaşım M. Hakkı Yazıcı’nın Facebook sayfasında bir Rus sanatçının (Aleksey Merinov’un) karikatürünü gördüm.
Ve onu bu yazıya koydum.
Karikatürde bir parça size (ve evet, kesinlikle haklısınız, bir de bana) benzeyen adamın umutsuzca yumrukladığı kapının üzerinde yazan iki kelimeyi sizin için ücretsiz tercüme edeyim:
“Çıkış yok.”
Sağlıcakla kalın!..
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025