Hasan Bülent KAHRAMAN
Pazartesi günkü yazımda işçi sınıfının gerek içinde bulunduğumuz dönemde gerekse daha sonraki dönemde hayli değiştiğini, değişeceğini belirterek yeni bir solun 1848'deki proletarya tanımı üstünden inşa edilemeyeceğine değinmiştim. Bu, solun bugünkü anlamının geniş ölçüde değişmesine de tekabül ediyor. 1848 ve sonrası dönem solu/ sosyalizmi belli bir tarihsellikperspektifinden tanımlamıştı. Hegelci ereksellik (teleoloji) içinde proletaryanın iktidar mücadelesi sonul bir noktaydı. Öylelikle tarih tamamlanacak, iktidar işçi sınıfına geçecekti.
Oysa 1959 sonrasında bu dar sınıf anlayışına dayanan model değişti. Soğuk Savaş, Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin, Willy Brandt önderliğinde geliştirdiğiBad Godesberg manifestosundaki geniş tabanlı, geniş katılımlı, kapitalizmle dirsek teması arayan modelinin hemen benimsenmesine imkân vermedi. O metinden on yıl sonra bile Prag İlkbaharı, SSCB tanklarıyla eziliyordu.
Aslına bakılırsa Bad Godesberg, Bernstein'ın yüzyıl başında Marx'ın görüşlerine yaptığı eleştirinin benimsenmesiydi. Bernstein, parlamenter demokrasiyi, kapitalizmi ve dönüşen işçi sınıfı gerçeğini işaret ediyordu. Bunun o dönemde "radikal sol" tarafından kabul edilmemesi anlaşılabilir bir şeydi. Ama1968 sonrasında da benimsenmedi. Ancak 1975 civarında oluşan Akdeniz Sosyalizmi, proletarya diktatoryasını partilerin nihai hedefi olmaktan çıkardı. O da ne mücadeleler pahasına.
Bugün gelinen nokta gene Bernstein çizgisi mi? Muhtemel bazı "pedantik" (aşırı detaylı) irdelemeler ve bazıentelektüel tercihler bu önermeye bazı itirazlar geliştirebilir. Geliştirmeli de. Fakat bu temel gerçeği değiştirmiyor. Bugün dar sınıf temeline oturmuş, salt işçi sınıfının mevcudiyetini ve geleceğini gözeten bir sosyalist projeninuygulanması imkânsız denecek kadar zor.
O zaman söz konusu geniş katılımlı model nasıl oluşacak? Murat Belge bu bağlamda dinselliğin/ İslam'ın önemine değiniyordu. Ben onu biraz daha açayım: böyle bir tasavvur, elbette sömürü, haksızlık, eşitsizlik üstünden gelişecek bir itici güce dayanır. Öncelikle. Ama bu model aynı zamanda kitleleri bünyesine çekecek yeni unsurları da içerir. Zorluk burada başlıyor. Bugünkü dünyada sömürü sadece ekonomik ve tarihi dönüştürecek (yani "artık değerle" ilgili) bir kavram değil. Aynı zamanda bir insan hakları ve demokrasi kavramı. Dolayısıyla çok geniş bir kesim, bazen kapitalizmle de hiç sorunu olmaksızın, çıplak bir sömürüye şiddetle karşı çıkıyor. Mikro-demokrasi anlayışı da bunu gerektiriyor.
Böylesi bir düzen içinde durum karmaşıklaşıyor. Geçen yazımın sonunda bu projenin sol/sosyalist bir model olarak oluşturulmasındaki güçlüğe değinmiştim. Gerçekten zor. Tarihin sonu-proletarya iktidarı söz konusu değilken, işçi sınıfı teknolojiye bağlı olarak dönüşmüşken, emek kavramı değişmişken, artık sadece ekonomik değil çok daha zengin bir değerler yelpazesi kitleleri etkiliyor ve bu durum 1980 sonrasında sürekli olarak gelişiyor.
Yeni bir sol bütün bunları kapsamalı. Ama bunu hangi itici güçle yapacak? Cumaya ona değineyim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024