Hasan Bülent KAHRAMAN
Amerika, sanki bendenizin pazartesi günkü 'Arap Baharı Amerikan Sonbaharı'başlıklı yazısını teyit edercesine Suriye'deki büyükelçiliğini kapattı, diplomatlarını geri çekti. Onu, zaten Amerika'nın dümen suyundan çıkmayan İngiltere takip etti. Her ne kadar, büyükelçiler bulundukları yerden diplomatik görevlerini sürdüreceklerse de bütün bunlar OD denkleminin derinden değiştiğini gösteren çok önemli işaretler.
Peki şimdi ne olacak?
Bu sorunun kırk çeşit cevabı varsa da bizi ilgilendiren Türkiye'nin bölgede bundan böyle oynayacağı rol.
Bundan böyle diyorum, çünkü, Türkiye'nin bilhassa Suriye konusunda bugüne kadar aldığı tavırdan çok daha farklı bir tutum içine girmesi zorunlu görünüyor.
Bu bizim talebimiz ve beklentimiz değil.
Amerika'nın arayışı ve bastırmasıyla gerçekleşecek.
Öyle anlaşılıyor ki, Obama tarafından ilan edilen Yeni Strateji esas itibariyle Amerika'nın dünyada, OD odaklı kötü imajını daha da derinleştirmemek maksadını taşıyor. Obama sadece yeni bir strateji ilan ederek OD ve Avrupa'yla artık eskisi kadar ilgilenmeyeceğini beyan etmekle kalmadı. Dikkatle izleyenler gene bir süredir Obama'nın yeni bir anlayışı devreye soktuğunu da fark etmiş olmalıdır. Obama artık paylaşımcı dostluk/liderlik gibi bir kavramı öne sürerek, müttefiki olan ülkelerin ilgili oldukları, hinterlantlarında bulunan bölgelerde ABD'nin yükünü omuzlamaları gerektiğini vurguluyor.
Obama'nın Başkan olarak kalmasına karar verilmesinin altında yatan en önemli neden budur. Amerika içine girdiği bataklıklardan bu yoldan çıkmak istiyor. Böyle bir politikanın eli kanlı, imajı berbat, nefret edilen Cumhuriyetçiler ve neo-conkatillerle gerçekleştirilmesi olanaksız. Onu ancak Obama gibi ılımlı solcu, demokrat kabul edilen biri yapabilirdi. Dolayısıyla bu politika bir heves değil kalıcı bir yaklaşım ve modeldir.
Bu koşullar altında, önümüzdeki dönemde Obama ve Amerika'nın 'güvenilir dost' Türkiye'den OD konusundan daha ileri adımlar atması ve bilhassa Suriye'de askeri bir harekata başlamasını isteyeceği muhakkak ve mukadder. HeleRusya'nın ve Çin'in elveremeyeceği müdahale politikaları söz konusuyken Amerika'nın Türkiye üstündeki baskılarını artırmasını beklemek niye yanlış olsun? Tersine ABD her bakımdan Türkiye'yi değerlendirilecek bir olanak olarak görüyor.
Amerika'nın beklentisi bu iken, Türkiye ne yapacak? Bir yandan bugüne kadar Suriye'deki rejime karşı çıkmış bir Türkiye var. Suriye muhalefetinin Türkiye tarafından desteklendiği açık. Bir yıl önceki Tahrir Meydanı olaylarından başlayarak bölgede ağzının içine bakılan ülke olduğu da hatırlanırsa tüm bunlardan sonra Türkiye'nin şimdi Suriye konusunda tavır almaması kendisiyle çelişir.
Ama şu da muhakkak ki, Türkiye, Amerika'nın ve İngiltere'nin Irak'ta içine düştüğü bataklığa yürümek istemeyecektir. Hele askeri olarak hiç... Bir Müslüman ülke olarak Erdoğan yönetiminin kalkıp Suriye'ye silahlı kuvvet göndermesi sonuçları kolay kolay taşınır bir politika olmaz. Ama öyle bir durumda da Türkiye'nin ABD ile ilişkileri gerginleşecektir. 1 Mart tezkeresini ince ayarlarla ortadan kaldırmayı başaran ama bu nedenle ABD ile onarılması hayli zaman alan kötü ilişkiler yaşayan Türkiye bu defa daha da zor bir pozisyonda (kalabilecektir).
Bir de İran ve İsrail, bir de Irak ve Kürdistan düşünülünce denklemin karmaşıklığı daha da iyi anlaşılıyor.
Arap Baharı Türkiye yazı oldu, devam etmeli!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024