Hasan CEMAL
Irak Kürdistan Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin Milliyet’e açıklamaları (2) |
Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt realitesi olduğunu söyleyen Barzani, “Bölgedeki devletlerin bunu tanımamasını anlamıyoruz. Kürdistan’ın her parçasının belli özellikleri var, değişiyor. Şimdi artık Kürt realitesini görmek lazım” dedi
Selahaddin kentinde Sere Reş’teki Başkanlık Sarayı’nda Barzani Hasan Cemal’in sorularını yanıtladı.
ERBİL
Irak Kürdistan Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’yle salı günü öğle vakti Selahaddin’de, Sere Reş’deki Başkanlık Sarayı’nda sohbet ediyoruz.
Konu, Kuzey Suriye.
Daha doğru deyişle:
Suriye Kürdistan’ı.
Kimilerine göre de:
Batı Kürdistan...
Nasıl bir zamanlar Türk kamuoyu için sadece Irak’ın Kuzeyi var idiyse...
Nasıl bir zamanlar Türk kamuoyu Kuzey Irak’ta ne olup bittiğini doğru dürüst bilmiyor idiyse...
Şimdi de, 400 kilometrelik Irak sınırından sonra bu kez 900 kilometrelik Türkiye sınırına bitişik, fokur fokur kaynayan Kuzey Suriye’yi bilmiyor diye söze başlıyorum.
Gülümsüyor Barzani.
Başbakan Erdoğan’ın bazı açıklamalarında Suriye’de yeni bir Kuzey Irak’a hayır dediğini ve Suriye’de yeni bir Kandil’e izin verilmeyeceğini dolaylı bir dille söylediğini belirtiyorum.
Yüzünde kıpırtı yok.
Uzun yıllardır en yakınında sağ kolu olarak çalışan Divan Başkanı Fuad Hüseyin’in de yüz çizgileri oynamıyor.
Bakışlar bana dikili.
Suriye Kürdistan’ına daha çok PYD hakimmiş, yani PKK’nın uzantısı olan örgüt diyorum.
Şöyle bir kıpırdanıyorlar.
PYD’nin Suriye Kürdistan’ında böyle bir güç gösterisi yapabileceğini öngörüp görmediklerini sorup devam ediyorum:
“Suriye Kürdistan’ında da PYD önemli. PYD’nin varlığı hem sizin için, hem Erdoğan için olumsuz bir faktör mü? Ayrıca diyorlar ki, geçen haftaki son Doha toplantısında, perde gerisinde karar alınmış, Türkiye ve Irak Kürdistan’ı, Suriye muhalefeti ile bir olup PYD’ye karşı harekat yapmak için... Suriye Kürdistan’ı ve PYD konusunda ne düşünüyorsunuz?”
KÜRTLER ARAPLAŞMADI!
Mesut Barzani’nin yanıtı şöyle:
“Suriye Kürdistan’ında bir Kürt sorunu var, bir Kürt realitesi var. Bölgedeki devletlerin Suriye’deki Kürt realitesini tanımamasını anlamıyoruz. Kürdistan’ın her parçasının belli özellikleri var, değişiyor. Suriye Kürdistan’ındaki sorun nasıl çözülecek? Bunun üzerinde duruyoruz. Arap tarafı, 1962’den itibaren Suriye Kürdistan’ında Araplaştırma politikası güttü. Fakat bunu başaramadılar. Şimdi artık Kürt realitesini görmek lazım.”
Sözü yine PYD’ye getiriyorum.
Barzani’nin yanıtı şu oluyor:
“PYD inkar edilemez. PYD Suriye Kürdistan’ında mevcut. Ama Suriye’nin dışında bu iş çok büyütülüyor. Suriye’de Kürtler var! Oradaki Kürtler Suriye’nin Kürtleri. Oranın Kürtleri PYD’ye de, PKK’ya da sempati duyabilirler. Ama başka gruplara da sempati duyabilirler.”
Irak Kürdistan Yönetimi Başkanı Barzani, PYD’nin tek başına olmadığını, fazla abartıldığını, ondan başka Suriye Kürtlerinin KDP’ye, yani kendi partilerine de sempati duyduklarını üstü örtülü bir dille belirttikten sonra ekliyor:
“Bizim için önemli olan Suriye Kürdistan’ında Kürtlerin kendi aralarında çatışmamasıdır. Bu bizim için çok önemlidir. Diğer yandan hiç kuşkusuz Kürtlerle Araplar arasında çatışma yaşanmaması da önem taşır.”
DEMOKRASİ DIŞINA ÇIKARSA
Suriye Kürdistan’ında hangi tarafın başarıya ulaşacağını demokrasi geldiği vakit göreceğiz diyen Barzani, sanki üstü kapalı bir dille PYD’ye ayağını denk al diyor ve şöyle devam ediyor:
“Kürtlerin kendi aralarında, Kürtlerin Araplarla olan ilişkisinde, Arapların kendi aralarında, yani Suriye’deki halkların kendi sorunlarını demokrasi içinde çözeceklerine inanıyorum. PYD’nin bu süreç içinde bozucu ve baskıcı bir taraf olduğunda bu kabul edilemez. Henüz erken. Demokrasi sürecine bağlı kaldığı sürece PYD’ye hiç kimse karışamaz. Ama demokrasi dışına çıkar, farklı programlara yönelirse, ne Suriye’deki Kürtler, ne diğer taraflar, ne de biz bunu kabul ederiz.”
Şöyle soruyorum:
“Irak’tan sonra şimdi de Suriye’de Baas diktası çöküyor. Anlaşılan o ki, Irak’tan sonra Suriye’de de Kürtler kendi yönetimlerine kavuşacaklar. Eskiye dönüş olmayacak. Bu çerçevede nasıl bir Suriye hayaliniz var?”
SURİYE’DEKİLERİN HAKLARI...
Barzani’nin yanıtı:
“Suriye’de bugüne kadar Kürtlerin kimliği tanınmış değil. Nüfus kağıtları bile yok. Her şeyden önce Suriye’deki Kürt realitesini göz önünde bulundurmamız lazım. İki buçuk üç milyon Kürt var. Suriye’deki bu Kürt mevcudiyeti bizim için önemlidir. Onların haklarına kavuşmaları, biz Irak Kürtleri için çok önemlidir. Onların haklarının inkar edilmesini biz kabul edemeyiz. Yalnız Suriye’ye nasıl bir sistem geleceği de, onların karar verecekleri bir konudur.”
Sorumu yineliyorum:
“PYD’nin Suriye Kürdistan’ında bu kadar güçlü olabileceğini öngörmüş müydünüz?”
ESAD BAĞI...
Barzani bu sorumu gayet ihtiyatlı yanıtlıyor. Diplomatik bir dilin incelikleriyle, PYD ile Esad rejimi arasındaki muhtemel bir bağa şöyle işaret ediyor:
“Burda önemli olan, Suriye Kürdistan’ında PYD’ye açılmış bir şans kapısı mıdır söz konusu olan? Yoksa bugün geldiği nokta, PYD’nin kendi etkisinin ürünü müdür? Henüz bilemiyoruz. Değerlendiriyoruz. Daha cevabını almış değilim ben de... Kafamdaki soru işareti henüz dağılmadı.”
Soruyorum:
“Bu kapıyı açan Esad mı?”
Barzani:
“Bizde soru olarak durmaktadır. Henüz cevabını almış değiliz. Esad mı, başkası mı? Soru olarak kalıyor. Karar veremiyorum. Ama şu bir gerçek: PYD’nin kendisi Suriye Kürdistan’ını kontrol edecek güçte değil. Başka taraflar da var, güçler de var. Özellikle Suriye Kürdistan’ında istihbarat ve asayişle ilgili yerlerin nasıl PYD’ye teslim edildiğini, bunun Suriye makamlarıyla yan yana nasıl durduğunu hâlâ anlamıyoruz. Açıklığa kavuşmuş değil bu. İki taraf arasında bir ittifak mıdır? Bunun cevabını hâlâ almış değiliz. Bir ittifak mı, yoksa Beşar Esad rejiminin bir zayıflığı mıdır? Biz bunun üzerinde duruyoruz. Tekrar ediyorum. Biz şimdi Suriye Kürdistan’ında Kürtlerin kendi aralarında bir çatışmaya yönelmemesi üzerinde duruyoruz.”
‘GERİ ADIM YOK!’
Sözü bölgede yaşanmakta olan karışıklığa getiriyorum. 1993’te Dohuk’ta kendisiyle yaptığım ilk mülakatta sorduğum soruyu anımsatıyorum, bağımsız Kürt devletiyle ilgili olarak.
O da bana soruyor:
“Yanıtımı herhalde hatırlıyorsun. Bağımsız devlet idealimizi belirtmiştim.”
Şöyle devam ediyor:
“Her şeyden önce bu bizim doğal hakkımız. Buradaki en büyük sorun, Kürtlerin dört devlet (İran, Türkiye, Irak, Suriye, HC) arasında paylaşılmasıdır. Asıl sorun burada, işi zorlaştırıyor. Eğer böyle olmasaydı, Kürtler iki devlet arasında paylaşılsaydı veya hepsi bir devlete bağlı olsalardı Kürt devleti daha kolay olabilirdi. Bütün Kürtlerin haklarına kavuşmasından yanayız. Onların en doğal haklarıdır.”
“Taşlar yerinden oynadı!”
Mesut Barzani:
“Artık dünyada hiçbir şey imkansız değil. Büyük dava uğrunda kan da dökülebilir, büyük bedeller de ödenebilir. Ama çözüm sonunda mutlaka gelir. Yanlış ortadan kalkar, biz buna kesin gözüyle bakmaktayız. Doğu, Batı Almanya örneği var. Çeklerle Slovakya örneği var. Ne zorla birleştirme oluyor, ne de zorla ayrılma... Milletin kendisi karar vermelidir. Başka taraflar, o milletin hakkında karar verme hakkına sahip değildir.”
Ve ekliyor:
“Bakın, bu açılardan dünya son on, on beş yılda epey değişti.”
Sözü bölgenin karışıklığına getirince, Barzani şöyle devam ediyor:
“Bölgede çok karışıklık olabilir. Ama burada benim için önemli olan Kürt davasıdır, ben buna inanıyorum. Biz Kürt sorunu ya da Kürt davası başkalarının hesapları üstünden çözülsün istemiyoruz. Türkler, Farslar, Araplar olsun, biz bölgedeki tüm halklarla iyi ilişkiler kurmak istiyoruz. Kürt sorununun da bu iyi ilişkiler çerçevesinde çözümünden yanayız. Başka milletlerin üzerinden bu sorunu çözmek istemiyoruz. Biz hiç kimse, hiçbir taraf için tehdit unsuru olmak da istemiyoruz. Kesinlikle başka taraflar için, başka devletlerin çıkarları için biz Kürt davasından geri adım atmayacağız, kesinlikle bunu yapmayacağız. Ve biz Kürt olarak hiçbir yerde ve hiçbir cephede yer almıyoruz. Biz sadece Kürt davasına inanıyoruz.”
Cephe konusunu sorunca, şöyle bir açıklık getiriyor:
“Bizim herhangi bir cephemiz yok. Amerika olsun, Türkiye olsun bugüne kadar bize, ‘Şu cephede, bu cephede yer alın’ teklifi yapmadı. Bizim amacımız Kürt davasıdır. Bunun için çalışıyoruz.”
TÜRKİYE ÇÖZEBİLİRSE...
Soruyorum:
“Türkiye kendi Kürt sorununu barışçı yoldan çözebilse, herhalde bölgesel istikrar ve barış açısından çok önemli olur, ne dersiniz?”
Barzani’nin yanıtı, “Kesinlikle öyle” oluyor.
Nuri Maliki, Celal Talabani!
Irak Kürdistan’ının Irak’ın Şii Başbakanı Nuri Maliki Bağdat’ıyla sıcak, gergin bir yaz geçirdiğini, özellikle Ezidi Kürtlerin yaşadığı Şengal’la Kerkük’ün Hanekin bölgesinde iki tarafın silahlı çatışmanın eşiğinden döndüklerini belirtiyorum.
Yanıtı şöyle oluyor:
“Sorunlar var, bu inkar edilemez. Fakat sorunların anayasal çerçevede çözümünden yanayız. Bizanayasa dışında hiçbir şeyi kabul etmeyeceğiz.”
Soruyorum:
“Sizinle Cumhurbaşkanı Celal Talabani arasında, İran ve Türkiye ilişkileri konusunda farklı düşünceler var galiba...”
Bu soruyu yanıtlarken biraz zorlandığını, meselenin boyutunu küçültmek istediğini hissediyorum.
Şöyle diyor Barzani:
“Aslında biz aynı görüşteyiz. Her ikimiz de, İran ve Türkiye’yle iyi ilişkilerin devamından yanayız. Mam Celal Cumhurbaşkanı, ben de Kürdistan bölgesi başkanıyım. Bunları göz önünde bulundurduğunuzda bazen farklılıklar olabilir, ama basit konulardır. Gerekli ve esaslı konularda aynı görüşteyiz. Önemli olan bu...”
YARIN: Talabani cephesi ve Bağdat yönetiminden izlenimler.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024