Hasan CEMAL
Tayyip Erdoğan’ın az konuşan, eski deyişle ketum bir lider olduğu söylenebilir.
Belki daha doğru deyişle:
Önemli gördüğü bazı kritik konulardaki düşüncelerini daha çok kendine saklayan bir lider... Yakın kurmaylarını bu kritik konularda dinleyen ama fazla renk vermeyen bir genel başkan...
Bu bakımdan Özal farklıydı.
Bazen en olmayacak, en gizli kalması gereken konularda, en olmadık zamanda pat diye açıklamalar yapar, herkesi şaşırtır, ‘devlet’in, özellikle askerin kaşlarının çatılmasına yol açardı.
Erdoğan daha kontrollü.
Bir lider olarak susulması gereken kritik konularda susuyor, yutkunabiliyor, çok az açık veriyor.
Laf uzadı galiba.
Erdoğan’ın kafasında, öyle sanıyorum ki, 12 Haziran genel seçimlerine giderken çok fazla tilki dolaşıyor.
Ve bu tilkilerin kuyruklarını birbirine değdirmemek için büyük çaba sarf ediyor.
Çünkü, önüne koymuş olduğu hedef böylesini gerektiriyor.
Erdoğan’ın hedefi 2023.
Şu rahatça söylenebilir:
Cumhuriyet’in 100. kuruluş yıldönümünü iktidar dizginleri kendi elindeyken, temel sorunları çözülmüş bir Türkiye’de kutlamak ve tarihe böyle bir büyük lider olarak geçmek istiyor.
Başkanlık sistemi hiç kuşkusuz bunun için yatıyor Erdoğan’ın gönlünde.
Başkanlık sistemiyle birlikte idari bakımdan gerekli bazı kritik düzenlemeler de var kafasının arkasında...
Ama bu öncelikle yepyeni bir anayasa demek... 12 Haziran’da 367 ve üstünü yakalamak demek...
Diyelim ki:
12 Haziran seçimlerinde Ak Parti, tek başına anayasa yapmak için gerekli sayı olan 367’nin üzerinde milletvekili çıkardı.
Ama burada bir başka soru devreye giriyor:
Cumhurbaşkanı seçimleri hangi yıl?
2012’de mi?
2014’te mi?
Kimine göre 2012, kimine göre 2014.
Tayyip Erdoğan’ın bazı kurmayları, 12 Haziran seçimleri için çıkartılan yasaya da işaret ederek, cumhurbaşkanı seçiminin gelecek yıl yapılması gerektiğini savunuyor.
Eğer öyleyse, Erdoğan’ın gönlünde yatan başkanlık sistemini gerçekleştirecek yeni anayasanın 2012’ye yetiştirilmesi mümkün olabilir mi?
Çok güç, uzak ihtimal.
Bu durumda ne yapabilir Erdoğan?
Cumhurbaşkanlığı’nın mevcut yetkileriyle yetinip bir Özal gibi, bir Demirel gibi başbakanlık, liderlik koltuğunu bırakıp Çankaya’ya çıkmak mı?..
Yoksa Abdullah Gül’ün 2012’den 2017’ye kadar bir beş yıl daha Çankaya’da kalmasına kapıyı açmak mı?..
Bu arada 2011’le 2015 arasında, kendi deyişiyle ustalık döneminde, Başbakan olarak Türkiye’nin temel sorunlarını çözerken başkanlık sistemini de gerçekleştirmek mi?
Bu durumda bir başka soru akla takılıyor. 2015’le 2017 arasındaki o iki yıl ne yapacak Erdoğan?
Kendini dinlendirebilir.
2017’de de haydi Başkanlık seçimine...
Biraz karışık oldu değil mi?
Şöyle devam edelim.
Yine diyelim ki:
Tayyip Erdoğan 12 Haziran’da seçimi kazandı ama 367 çıtasının altında kaldı.
Bu da uzak ihtimal değil.
Bu durumda, eğer cumhurbaşkanı seçimi de 2012’deyse, Erdoğan ne yapar?
Özal ve Demirel gibi siyasal sonuçlarına katlanarak, yani bir süre sonra iktidar dizginlerine şöyle ya da böyle veda etmeyi göze alarak Çankaya’ya çıkmak mı?..
Bir başka soru:
Başkanlık sistemi yolunda siyasal enerjisini tüketirken, Türkiye’nin temel meselelerini elinden kaçırmak, yıpranmak ve de ülkeyi istikrarsızlık yoluna sokmak mı?..
Başka sorular da yok değil.
Tayyip Erdoğan, yeni Ak Parti Meclis grubunu bugün kendi istediği gibi şekillendirdiğine inanabilir. Lider olarak son sözü söylediği milletvekili listelerinde kendine uysal bir grup mimarisi yontmuş olabilir.
Ama ne olursa olsun, 300 ve üzerindeki bir Meclis grubunu, başkanlık sistemi gibi köklü değişiklikleri gerektiren bir dönemde yönetmek hiç de kolay değildir diye düşünüyorum.
Uzun lafın kısası:
Siz ne düşünüyorsunuz Sayın Başbakan?
Kafanız ne kadar berrak?
Önünüzü ne kadar görebiliyorsunuz?
Ancak işinizi zorlaştırmak da, kolaylaştırmak da kendi elinizde...
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024