Hasan CEMAL
Yerel yönetim reformu...
Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi...
Demokrasinin ete kemiğe bürünmesi, güçlenmesi için şart olan bu reform, yıllar yılı partilerin seçim bildirgelerinde, hükümet programlarında yer aldı.
Ama gerçekleşmedi.
Bir türlü yapılamadı bu reform.
Çünkü asker engel oldu.
Her seferinde son söz, halkın oyuyla gelen hükümetlerden değil, askerin ağzından çıktı.
2001 yazıydı.
DSP lideri Ecevit başbakan, ANAP lideri Mesut Yılmaz başbakan yardımcısı.
Yerel yönetim reformu yine gündemde.
Ankara’da, ANAP yöneticilerinden biriyle bu konuda sohbet ederken eski İçişleri Bakanı Saadettin Tantan şöyle demişti:
“Boşuna uğraşmayın bu işlerle, asker izin vermez!” (*)
Nitekim izin çıkmamıştı.
Çünkü asker, yerel yönetimleri güçlenen bir Türkiye’de bölünme yolu açılır, PKK güç kazanır ve yetkileri artan yerel yönetimlerle PKK arasındaki ilişkiler kontrol edilemez hale gelir diye düşünüyordu.
Çünkü asker, böyle bir reformdan uzak duran Türkiye’de demokrasi ikinci sınıflığa mahkûm olsa da, tüm yetkileri Ankara’da toplamak, Türkiye’nin yönetilmesini her geçen yıl zorlaştırsa da, reforma hayır demeyi sürdürüyordu.
2003 yılı.
AKP iktidar koltuğuna yeni ısınıyor.
Yerel yönetim reformu gündeminde.
İlk AK Parti hükümetinin ilk bakanlar kurulu toplantısı.
Gündemindeki iki konudan biri, kamu yönetimi reformuydu.
Proje, obezlikten hantallaşmış devleti yarı yarıya küçülterek forma sokacak ve Ankara’daki aşırı merkezileşmeye karşı yerinden yönetimi güçlendirecekti.
Başında da 2003-2007 yıllarının Başbakanlık MüsteşarıProf. Ömer Dinçer vardı.
Fakat AK Parti’nin bu en iddialı ve öncelikli reformu çöktü.
İbre, devleti daha da büyütmeye, abur cubur yetkileri de toplayarak yönetimi daha da merkezileştirmeye döndü.
Devletin yeniden yapılandırılması başarılabilseydi, terör örgütünün bugünlerdeki ‘özyönetim’ istismarı belki de yaşanmayacaktı. Kadere bakın ki bölünme paranoyasıile engellendi...
Bu alıntı, Akif Yerel yönetim reformunun AKP döneminde de nasıl yattığını, 2003-2007 yılları arasında Erdoğan’ın Başbakan Müsteşarlığı’nı yapmış olan Prof. Ömer Dinçer’in yeni çıkan kitabından özetlemiş Akif Beki.
Kitabın adı ilginç:
“Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor?” (Alfa Yayınları)
Evet neden?..
Değişimi engelleyen, seçilmişlerden daha güçlü olan devlet ya da ‘asker-sivil oligarşi’ydi.
Seçimle gelen hükümetler de değişim konusuna fazla asılmayınca, yerel yönetim reformu her seferinde yattı.
Evet, Tayyip Erdoğan’ın havası, 2003’te Başbakanlık koltuğuna otururken farklıydı. Reformu ilk bakanlar kurulunun gündemine bile koymuştu.
Ama yine olmadı.
Reform buharlaştı, eski deyişle tebahur etti gitti.
Peki neden?..
Erdoğan devletleşti de ondan...
Erdoğan Ankaralılaştı da ondan...
Kim bilir, belki Erdoğan da askere kulak verdi de ondan...Beki’nin Hürriyet’teki köşesinden.
Şimdi Erdoğan, tankla, topla, tüfekle, askerle birlikte ‘barikatlar’a savaş açmış durumda...
Sormak gerekiyor:
Peki ya reform yapılsaydı...
Yerel yönetimler güçlendirilseydi...
Ve güçlü yerinden yönetim konusu, ‘çözüm süreci’ne ciddiyetle dahil edilmiş olsaydı...
Şimdi bu kadar kan ve gözyaşı akar mıydı?..
Yazık değil mi canlara?..
‘Bölünme paranoyası’yla reformu bunca yıl savsakladınız da sonuç ne oldu, Türkiye bölünmenin eşiğine biraz daha yaklaşmadı mı?..
Daha fazla kan akmadı mı, akmıyor mu?
Düşünün.
Bakın, Irak fiilen bölünmüş, tepesinde Irak Kürdistan Yönetimi var, Türkiye’ye bitişik...
Suriye fiilen bölünme yolunda, tepesinde Suriye KürdistanıRojava var, Türkiye’ye bitişik...
Kendi kendilerini şöyle ya da böyle yönetiyorlar. Türkiye Kürtleribunları görmüyor mu, bu gerçeklerden habersiz mi sanıyorsunuz?
Bizde ise Ankara hâlâ yerel yönetim reformundan bile korkmaya devam ediyor.
Ve kan gölü gitgide büyüyor.
Allah akıl versin!
Yazımı, 1980’lerin başından itibaren 14 yıl Fransa’yı yöneten Cumhurbaşkanı ve sosyalist lider Mitterrand’ın şu sözleriyle noktalıyorum:
“Fransa’nın kurulabilmesi için, geçmişte, güçlü ve merkeziyetçi bir iktidar gerekmiştir. Bugün ise dağılmaması için, siyasal iktidarın ağırlıklı olarak yerel yönetimlere bırakılması zorunlu hale gelmiştir.” (**)
İyi pazarlar!
* Hasan Cemal, Türkiye’nin Asker Sorunu, Doğan Kitap, Mayıs 2010, sayfa 312-315.
** Baskın Oran, Türkiye’de Azınlıklar, s. 154; Hasan Cemal, Türkiye’nin Asker Sorunu, s. 314.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024