Hasan CEMAL
Türkler de barış istiyor, Kürtler de. Artık silah, şiddet ve terör çıkmaz sokaktır. Bugün devletin PKK konusunda izlediği yöntemlerin daniskası 1990’larda uygulandı, hatta Öcalan yakalandı. Ama sorun bitmedi, derinleşti. Unutmayın, İspanya’da ETA’yı silah değil, demokrasi yendi.
Uludere katliamı nasıl oldu? Bu soruya ilişkin spekülasyon yapmayı sevenler var.
Kimi diyor ki:
“Bu PKK’nın işidir; yanlış istihbaratla yaptırdı, Türklerle Kürtler birbirlerinin gırtlağına yapışsın ve Türkiye bölünsün diye..”
Kimi diyor ki:
“PKK-Ergenekon işbirliğinin yanlış yönlendirmesiyle gerçekleşti bu katliam; amaç, Türkiye’nin demokrasi ve barıştan uzaklaşmasıdır.”
Kimi diyor ki:
“Kuruluşundan beri ‘derin devlet’in kontrolünde olan PKK’nın içindeki bir çekirdeğin yanlış istihbaratıyla açıldı katliam yolu; böylece, hem Ak Parti hükümeti zayıflatılmak, hem de tuzağa çekilmek isteniyor.”
Spekülasyonlar çoğaltılabilir.
Bunları geçip diyelim ki:
“Hükümetin açıklamasıdır doğru olan, yani ‘operasyon hatası’dır faciaya yol açan...”
Ya da varsayalım:
Bombardımanda 35 PKK’lı ölmüş olsaydı.
Veyahut diyelim ki:
35 asker hayatını kaybetmiş olsaydı.
Değişen ne olurdu?
Evet, bu spekülasyonları, varsayımları alt alta sıralayıp soralım:
Ne değişirdi?
35 can geri gelmeyecekti.
Sorun hafiflemeyecek, ağırlaşacaktı.
Bir başka deyişle:
‘Savaş’ı bir çözüm yolu olarak bellediyseniz, her seferinde yukarıda sıralanan spekülasyon ve varsayımlardan bir tanesi başımıza gelebilir.
Yanlış istihbarat, kasıtlı yönlendirme ya da tam tersi doğru istihbarat ve akıllı yönlendirmeyle isabetli vuruş, darbe...
Ama ölümler?.. İnsanlarımız ölmeye devam edecekti.
Medyada sadece başlıklar değişecek, bazen teröre darbe, bazen şehitler ölmez vatan bölünmez diye atılacak, o kadar.
Yıllarımız böyle geçti. Güvenlik politikalarına bel bağladık.
Elde silah sonuç almak istedik.
Bu hem devlet için, hem PKK için öyle oldu. Ama Türkiye kanlı bir kısır döngünün içinde kıvranmaya devam etti gitti.
2005’le 2010 arasında Ak Parti hükümeti bu kısır döngüyü kırmak istedi.
İmralı’daki asker tekelini kırdı. Başbakan Erdoğan 2005 yazında ‘Diyarbakır konuşması’nı yaptı. “Kürt sorunu bizim de sorunumuzdur; devletin de bu konuda yanlışları oldu” dedi. Kandil’e kanallar açmaya başladı.
Belli bir altyapı oluşturulduktan sonra da, 2009’da demokratik açılım için düğmeye basıldı.
Erdoğan’ın bu yolu doğruydu.
Ama özellikle 2011’e gelince de, “Kürt sorunu yoktur” demeye başladı Erdoğan ve bir başka yola saptı.
Sözü uzatmak istemiyorum.
Başbakan Erdoğan eğer “Teröre rağmen demokrasi!” sözünde gerçekten samimiyse, o zaman demokratik açılım yolunu yeniden açmasıdır doğru olan...
Tersi, çıkmaz sokaktır.
Tersi, yeni yeni ‘Uludere katliam’larıdır.
Başbakan Erdoğan eğer PKK’nın barış ve demokrasi diye bir derdi olmadığını düşünüyorsa -ki anlaşılan öyle düşünüyor- o zaman da, yeni bir anayasayla birlikte, Kürtçe eğitimi de içeren dört dörtlük bir ‘demokrasi projesi’ni bir an önce gündeme getirmesidir aklın yolu...
İspanya örneği unutulmasın.
Bu ülkede ETA’ya havlu attıran ya da ETA’yı yenen silah değil, demokrasi oldu.
Bugün Türkler de barış istiyor, Kürtler de. Elde silahla, şiddet ve terörle bir yere gidilemez.
Bugün devletin PKK konusunda izlediği yöntemlerin daniskası 1990’larda uygulandı. Hatta Öcalan yakalandı, İmralı’ya konuldu.
Değişen ne oldu?..
Sorun bitmedi.
Uludere’ler yaşanmaya devam ediyor.
Yazıktır, günahtır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024