Hasan CEMAL
Darbelerden hesap sormak elbette önemli. Ama sadece bununla, sadece bunun için yasaları değiştirmekle olmaz demokrasi. ‘Kafalar’ın da değişmesi şart. Yoksa milliyetçi, ırkçı kafaları yetiştiren eğitim sistemiyle, asker sorunu bitse bile, sivil sorunu devam eder.
Dikkat ediyor musunuz? Darbeleri savunan yok artık.
Varsa da sesleri çıkmıyor.
Darbe kötü sözcük oldu.
Askerin siyasete karışması da öyle. Asker siyasete karışsın, fren koysun diyenler bugün artık kapalı kapılar arkasında konuşabiliyorlar.
Demokrasi adına iyi bir nokta.
Bu hayırlı noktaya gelmek öyle kolay olmadı. Bedeller ödendi, kopuşlar yaşandı.
Askeri darbelerin çıkarmış olduğu büyük maddi ve manevi faturalar ve buna karşı direnişler sonunda Türkiye’yi darbelerden hesap sorma noktasına getirdi.
Şimdi bu süreci yaşıyoruz.
Bir geçiş dönemi bu.
Sancılı, inişli çıkışlı bir dönem. Demokrasi kolay değil. Sabır, zaman ve mücadele gerektiriyor.
Belki en önemlisi siyah beyaz bir süreç değil demokrasi. Bugünden yarına bitmiyor. Uzun bir zamana yayılıyor. İyilerle kötülerin içiçe geçerek işlediği bir süreç bu.
Sonu görülecek bir film değil.
Devletlerin de, toplumların iyiye doğru değişmeleri kolay olmuyor.
Devletlerin demokrasiyi benimsemeleri de, toplumların demokrasiyi öğrenmeleri öyle, zaman alıyor.
Bireyler için de geçerli bu.
Kendi içimize dönüp demokrasi konusunda bir geçmiş muhasebesi yaparsak, hepimizin bazı kırık notları ortaya çıkabilir.
Demokrasinin hiç de kolay olmadığını, çok uzun yıllar alan karmaşık süreçleri gerektirdiği aklıma gelince, ben hep Avrupa’ya bakarım.
Özgürlükler, insan hakları, hukukun üstünlüğü, eleştirel düşünce gibi bugün demokrasiyi demokrasi yapan ne kadar değer varsa, bunların beşiği Avrupa’dır.
Ama aynı Avrupa aynı zamanda bu düşünceleri boğmaya çalışmış totaliter zihniyet ve rejimlerin de, insanları diri diri yakan Engizisyon’un da, din savaşlarının da, soykırımların da beşiği olmuştur.
Yaşlı kıta ancak İkinci Dünya Savaşı sonrasında milliyetçilikleri Avrupa Birliği projesiyle aşmaya çalışarak, barış ve demokrasiyi yakalamaya başlamıştır.
Başlamıştır diyorum, çünkü Avrupa’da da demokrasi taşları hâlâ yerli yerine tam oturmuş değil.
Borç krizi ve işsizlik Avrupa’da yabancı düşmanlığı, ırkçılık, İslamofi gibi demokrasi düşmanı akımları yeniden yükselişe geçirdi.
Demin de belirttiğim gibi demokrasi zaman ve sabır gerektiriyor. Bugünden yarına olmuyor. Uzun zamana yayılan karmaşık ve sancılı bir süreç demokrasi.
Biz de bu süreçten nasibimizi almaya devam ediyoruz.
Ama hayırlı bir noktadayız.
Çünkü yüzeysel değil, derin bir tartışmanın içindeyiz. ‘Derin’, çünkü bu toprakların asker sorunu tartışmaların odak noktasında.
Darbe tertiplerinden, darbelerden, muhtıralardan hesap sormak bugüne kadar ilk kez yapılıyor.
Kökleri İttihat Terakki’ye uzanan ‘darbe geleneği’yle yüzleşmek ve 1923’den beri yaşananları asker sorunu açısından mercek altına almak, bu ülkede demokrasi ve hukuk yolunu daha çok açar.
Bu süreci yaşıyoruz bugün.
Bir sürü ‘doğru’ların yanında ‘yanlış’larla da yaşıyoruz. ‘Saçmalık’lar da eksik olmuyor, yakın geçmişin acılarından kaynaklanan intikamcı, rövanşist duygular da...
Bunların olmaması gerekir.
Keşke olmasa...
‘Demokrasi kültürü’nü edinmek elbette ‘darbeci mikrop’tan arınmakla mümkün.
Bunun hem devlet, hem toplum, hem birey olarak başarılması lazım.
Devleti ve askeri demokratik hukuk devletinin kurallarıyla bağlarken, toplumu ve bireyi ‘demokrasi kültürü’yle tanıştıracak bir ‘eğitim sistemi’ni uygulamaktan başka çaremiz yok.
Bu konu hâlâ uzağımızda.
Sadece yasaları değiştirmekten geçmez, geçmiyor demokrasi. Aynı zamanda ‘kafalar’ında değişmesi şart.
Yoksa bugünkü milliyetçi, ırkçıkafaların temelinde yatan Türk eğitim sistemiyle, Türkiye’nin asker sorunubitse bile,sivil sorunudevam eder.
Uzun lafın kısası:
Darbelerden hesap sorarak ya da darbelerle hesaplaşarak Türkiye’nin ‘asker sorunu’na dokunmak elbette önemli demokrasi açısından.
Ancak, demokrasinin yalnız bu yolla olamayacağını, zira Türkiye’nin ‘asker sorunu’nun aynı zamanda bir sivil sorunu olduğunu da bilmek gerekiyor.
Günümüzün hayırlı tartışmalarında bu boyut fazlasıyla eksik...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024