Hilâl KAPLAN
Türkiye, Ak Parti hükümeti iktidara geldiğinden bu yana baş döndürücü hızda bir dönüşüm süreci yaşıyor. 27 Nisan muhtırasına verilen cevap bu sürecin en aşikâr kırılma noktasıysa, 12 Eylül referandumu da yeni bir düzenin kurulacağının habercisiydi. Yeni anayasa yapımıyla süreç durmayacak ama devletin ve devlet-toplum ilişkilerinin yeniden yapılanmasının gösterge metni olarak kayda geçecek.
Bu baş döndürücü hızdaki gelişmelerin en yavaş hayata geçtiği alanlardan birisi başörtüsü meselesi oldu diyebiliriz. Yavaş çünkü statükonun en yumuşak karnı... Ak Parti, nerdeyse halkın yarısının oylarını almışken, bu yüzden kapatılma tehlikesi geçirdi. Ancak referandum sonrası, yargı vesayetinin de gerilemesiyle, gözle görülür değişikler birbirini izledi.
Öncelikle Kılıçdaroğlu'nun da verdiği destekle, üniversitelerin büyük çoğunluğunda yasak kalktı. Ancak yasağın hâlen devam ettiği üniversitelerin ya da fakültelerin mevcudiyetini hiç akıldan çıkarmamak gerekiyor. Zira bu de jure değil, de facto bir özgürlük ikliminin varolduğunu, resmiyete geçmiş herhangi bir hak tesisinin söz konusu olmadığını bize hatırlatıyor.
Ardından KPSS veya ALES gibi önemli sınavlara başörtülü adayların girmesi mevzuattaki küçük bir değişiklikle sağlandı.
Kabine revizyonuyla yerine kıymetli Nabi Avcı Hoca gelmiş olsa da, döneminde en devrimci işlere imza atmış, halkla ilişkilerde olmasa da icraatta başarılı bakanlarımızdan olan Ömer Dinçer'in döneminde serbest kıyafet düzenlemesi sayesinde İmam Hatip Liseleri'nde yasak kesin olarak kalktı. Diğer devlet okullarında da seçmeli Kur'an dersi gibi dinî içerikli derslerde başörtüsü takmanın önü açılarak, devlet okulunda başörtüsünün normalleşmesinin ilk adımı atılmış oldu.
Ve en son başörtülü bir avukatın, kimliğinin yenilenmesi için Türkiye Barolar Birliği'ne başvurup, başörtülü resmi nedeniyle reddedilmesi sonucu başlattığı mücadele meyvesini verdi. Türkiye Barolar Birliği meslek kurallarının 20. maddesinin iptali istemiyle Danıştay'da dava açan Figen Şaştım Hanım, Türkiye başörtüsü mücadele tarihine de geçecek bir kararın verilmesine vesile oldu.
Danıştay 8. Dairesi, 'Avukat ve avukat stajyerleri mesleğe yaraşır bir kılık ve kıyafetle başları açık olarak mahkemelerde görev yaparlar' düzenlemesindeki 'başları açık' ibaresinin yürütmesini oy çokluğuyla durdurdu. Gerekçede avukatlığın hizmet açısından bir kamu hizmeti, ancak mesleki faaliyet olarak serbest meslek olduğu ifade edilip şöyle deniyor:
'Mesleğin kendine özgü kuralları bulunduğundan, avukatlık mesleği anayasada yapılan kamu görevlisi tanımı içinde de değerlendirilmemektedir. Aksine bir yaklaşımla, sadece yürütülen hizmetin kamu hizmeti olmasından hareketle kamu görevlilerinin tabi olduğu kurallara tabi kılınması mesleğin niteliği ve gerekleriyle örtüşmeyecektir.'
Gerekçeli karar, bundan sonraki mücadelenin 'başörtülü kamu hizmeti vermek' üzerine yoğunlaşılması gerektiğini gösteriyor.
Başbakan Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında, mevzuyla alakalı şöyle konuşmuş:
'Bizim partimiz yargılandı. Okumak ise okumak, derece ise derece. Başı açık olanla kapalıyı neden ayırt ediyorsunuz? En doğal yaşam hakkı. Hayatını idame ettirmek için çalışmak zorunda. Ev ekonomisine katkıda bulunacak. Ama bu zaman kadar bu acımasızca engellendi. Artık Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı var. Bence vatandaşlar burada bunu kullanmalı. AİHM'ne gideceğine bu hakkı var. Biz bazı gariplikleri ülkemizde yaşıyoruz. Ülkemde bazı gadre uğrayan insanımızın hakları dört dörtlük savunulamamıştır. Sabır sonunda zaferi getiriyor. Bunu imam hatip liseleri konusunda yaşadık. Meslek lisesi konusunda yaşadık. İngiltere'de gümrük görevlileri arasında Sihler var. Şu anda anayasa'da başörtüsünü engelleyen bir madde yok. 1982 yılında bir yönetmelik var. Yasalar içerisinde bu konu var, sabır.'
Başbakan Erdoğan'ın açıklamasındaki iki vurgu çok önemli. Birincisi, Ak Parti iktidara geldiğinden bu yana sadece sivil toplumda değil, hukukî bağlamda da 'boşlanan' başörtüsü mücadelesinin bu alanda sürdürülmesi gerektiği ve sonuç alınacağına dair inancıyla şikâyeti olanları bu yola teşvikidir. İkincisiyse, İngiltere'de 'kamu hizmeti veren' statüsündeki Sihleri örnek göstermesinden de anlaşılacağı gibi, yeni anayasayla bu hususun çözülebileceği sinyalidir. Ancak bunun gerçekleşmesi için kamuoyu farkındalığı oluşturmak elzemdir.
Memur-Sen'in başlattığı 'Özgürlük için 10 milyon imza' kampanyasına (http://www.ozgurlukicin10milyonimza.com) katılmak ve yaygınlaştırmak, konuyu her vesileyle gündeme taşımak, yeni anayasadan beklentilerin ilk sıralarında bu talebin olduğunu kanıtlamak gerekiyor. Sabretmek kadar kararlılık göstermek de önemli.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019