Hilâl KAPLAN
"Müslümanlar, Kürt meselesinin neresine düşer?" tartışmaları yapıladursun, Doğu-Batı Kardeşlik Platformu yıllardır sürdürdüğü eylemselliğiyle işin teorik kısmını pratikle aşarak hayırlı işlere imza atmaya devam ediyor. Tüzüklerinde amaçlarını şöyle özetlemişler:
"İçinde bulunduğumuz coğrafyanın doğu ve batısında yer alan STK'ların İslam ortak paydasından hareketle Kürt sorunu ve özgürlüklerle ilgili algı paylaşımında bulunmak, sorunu doğru tanımlamak, ortak bakış açısı elde etmek, ortak söylem geliştirmek, dayanışma ve ortak duruş sergilemek, Kürt Sorununun çözümü yönünde irade beyanında bulunmaktır."
Bu hayırlı birlikteliğin öncülerinden Ahmet Ay'ın JİTEM'e dair kişisel tanıklığından da yola çıkarak kaleme aldığı, Star gazetesinin son Açık Görüş ekinde yer alan önemli bir yazısından kesitler paylaşmak istiyorum. Okuyalım ki "Bölgede 1990'lara geri dönülüyor" propagandasının yapıldığı zamanlardan geçerken o günlerin en acı gerçeklerinden birisiyle yüzleşelim:
JİTEM neden kurulmuştu?
"JİTEM'i kuranlara göre: Siyasi iktidar ve muhalefet, kendi menfaatlerini önceliyor, PKK ile ciddi ve etkili mücadele için kanun, genelge ve yönetmelikleri düzenlemiyorlar, değiştirmiyorlar. JİTEM'e göre o gün bütün yöneticiler, hıyanet ve delalet içerisindeydiler. Devletin terörle mücadelede sonuç alıcı, mantıklı ve stratejik bir planı bulunmamaktadır ve sadece günü kurtarmaya yönelik mücadele yöntemleri uygulanmaktadır. Şimdiye kadar ele geçirilen PKK militanları, mahkemelerde ya serbest bırakılıyorlar ya da hafif cezalarla kurtuluyorlar. Bu sebeple yargı da PKK'yı zor durumda bırakacak kararları alamamaktadır. Bizim ülkemizin şartlarında eğitim alan askeri birliklerle, gerilla mücadelesi veren PKK karşısında başarılı olmak mümkün değil. Bu sebeple PKK ile savaşacak anti-gerilla güçlerine bir an önce sahip olmak için kollar sıvanmalıdır. İşte bu anlayışla kurdurulan JİTEM, yıllarca Jandarma Genel Komutanlığı ve Genel Kurmay Başkanlığı yetkililerinin "böyle bir yapılanma/birim yoktur" dedikleri, ama bölgede yaşı müsait herkesin iğrençliklerini, cinayetlerini, uyuşturucu ticaretini gördükleri bir örgüttür JİTEM. Bölge insanının beyaz Toroslu, genellikle gerilla kıyafetli ama kâh spor, bazen de alelade kıyafetlerle gördükleri elemanlardı JİTEM'ciler."
JİTEM'in kanlı tarihi
"Devlet olsa, bir gece yarısı köye baskın gerçekleştiren JİTEM elemanları köyün bütün kadın ve erkeklerini daracık meydana toplar ve erkeklere hanımlarını hedef alan akıl almaz küfürler ettikten sonra "ul.o şeref...ler, namusunuz varsa bu küfürlerden sonra dağa çıkarsınız, yoksa bir daha ki gelişimizde hepinizin..." diyebilirler miydi? Devlet olsaydı, bu olaydan sonra (JİTEM amacına ulaşır ve) o gece 4, bir sonraki gün de 2 genç dağa çıkar mıydı? JİTEM'in özellikle böyle kötü ve zalim davranarak gençleri dağa göndermeye zorlaması önemli hedeflerindendi."
Bölge insanı için JİTEM
"Kurumlarımızın bir türlü bulamadıkları JİTEM'i bölge insanı 7'den 77'ye bilir, tanırdı. JİTEM ile ilgili anlatılan hiçbir hikaye "şehir efsanesi" değildir. Özellikle Hakkâri, Şırnak illerinde JİTEM'i, eylemlerini, yaptıklarını bilmeyen yok gibiydi. Öyle ki hangi cinayetin JİTEM'e ait olduğunu hemen anlayabiliyorduk. Mesela sabaha karşı alınıp götürülen Vedat'ların vücutlarına her türlü işkence uygulandıktan sonra yolun kenarına bırakıldığını duyarsanız şaşırmayın. Mesela Ali'lerin okul çıkışı beyaz Torosa bindirildiğini ve cesedinin iki gün sonra kulakları, burnu, dili kesilmiş halde bulunduğunu duyarsanız asla yalan sanmayın. PKK ile ilgili davadan mahkemeye çıkarılıp serbest kalanların adliye kapısından çıkarken beyaz Toros'lara bindirildiğini, hâkimlerin savcıların veremedikleri cezaları JİTEM'in işkencelerle öldürerek verdiğini az duymadık."
JİTEM, devlet içinde devletti
"JİTEM derken güvenlik güçleri içinden birileri "rutin dışına" çıkmış algısı oluşuyorsa bu ciddi bir yanılgı ve yanlıştır. Bu algı baştan hatalı olunca JİTEM hakkında doğru bir kanaat oluşturma imkânsızlaşır. JİTEM devlet içinde devlet gibi bir yapılanmaydı. Bilahare kendilerinin itiraflarından öğrendiğimize göre başına buyruk, her birim kendi inisiyatifiyle eylem yapacak kadar rahattı. Elbette ki çoğu cinayet ve eylemlerini planlayarak yapıyorlardı ancak spontane gelişen pek çok eylemi de gerçekleştirebiliyorlardı."
Uğruna binlerce şehidin toprağa düştüğü bir ülkeden o şehitlerin çocuklarının, torunlarının kemiklerinin topraktan fışkırdığı bir ülke inşa ettiler. Merhum şairin "şüheda gövdesi bir baksana dağlar taşlar" dediği memleketin dağına taşına "Ne mutlu Türküm diyene" yazarak becerdiler bu işi... Lanet olsun o zalimlere!
JİTEM karargâhının arka bahçesinden çıkan kafatasları haberini dehşet içinde izleyenler... Ve bu acı haberler karşısında "Acaba oğlum mu?", "Yoksa babam mı?", "Sonunda ziyaret edeceğimiz bir mezarımız olacak mı?" diye bekleşenler... İşte Kürt meselesi bu iki duygu hali arasındaki uçurum üzere kuruludur; biz toplum olarak o uçurumu kapatmaya çalışmadıkça da kanamaya devam edecektir.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Her şey güzel olur tabii!
17.06.2019 - Mazlum Başbakanım
27.05.2019 - Sağa sola T.C. yazmakla olsaydı...
6.05.2019 - Kılıçdaroğlu’na YPG için ‘terörist’ dedirttik
1.05.2019 - Havalimanı canavarı, metrobüs sapığı ve diğerleri
29.04.2019 - Papa ve 1915
24.04.2019 - Mundar seçim!
16.04.2019 - Assange’a karakol, Dündar’a saraylar
15.04.2019 - Akdeniz’den geliyorlar
12.04.2019 - Belediyelerde yeni dönem: Koalisyon yönetimi
8.02.2019
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
abdurrahman çelebiyan
üstad...sorun DOMUZ da... haram olmasında...çok bilinen çok basit bir konu...proteinden fakir beslenme...EN ÇOK ÇOĞALAN HAYVAN DOMUZUN ÇOK UCUZ OLAN ETİ HRİSTİYAN -BATI TOPLUMLARI İÇİN protein kaynağı oluyor.ucuz tavuk eti asla onu karşılamıyor..cinsellik te dde maalesef abartılı övünmelerimiz doğru değil...o da et e bağlı...et yiyen varlar azgın-kızgın...ot yiyenlerde tık yok..köpek-- her an....inek yılda bir...sevgilerle..