İmralı heyeti genişliyor. Geçtiğimiz ziyarete Hatip Dicle’nin katılmasının ardından, bir sonraki ziyarette Leyla Zana’nın da yer alması kesinleşti. Son ziyaretten elde edilen bilgiye göre, Öcalan “barış ve çözüm taslağı”nı tamamladı. Dört başlıktan oluşan taslağın tartışılması ve 14 Aralık’ta son şeklini alması bekleniyor. Ama bunların hiçbirini son HDP grup toplantısında duymadınız. HDP Eş Başkanı Demirtaş, klasik bir Gülenci gibi ayakkabı kutusu edebiyatı yaptıktan sonra, IŞİD’in Türkiye sınırından YPG’ye saldırdığı yalanını savunmaya devam etti. Üstelik tam da o gün akşam saatlerinde, Türkiye’nin onayıyla 150 kişilik bir peşmerge grubu daha, Türkiye sınırından IŞİD’le savaşmak için geçmekteydi. Ama Demirtaş, 6-8 Ekim Kıyımı’na yol açan provokatif tavrından ötürü zerre pişmanlık duymuyor olacak ki, fabrika ayarlarına dönüp, aynı kışkırtıcılığa devam etmekte beis görmedi.

Söz konusu iddiayı ilk Associated Press’in Lübnan ofisi geçti. Kaynakları Türkiye sınırındaki bir muhabirleri değil, YPG yanlısı bir aktivistin tivitiydi! Özlediğimiz objektif araştırmacı gazeteciliğe dayanan bu iddia, IŞİD’in YPG’ye Türkiye sınırından saldırdığıydı. Hatta YPG’ye yönelik intihar saldırısında kullanılan bomba yüklü aracın Türkiye sınırından geçtiği de söyleniyordu. Resmî kaynaklar jet hızıyla yalanladı. Nitekim, IŞİD’cilerin, YPG mevzilerinin arkasından dolanarak bu saldırıyı gerçekleştirdiği sonradan ortaya çıktı. Hatta PKK’ya yakın sitelerin yayınladıkları görüntülerde IŞİD’ci diye yansıtılan üç kişinin de YPG militanı olduğu anlaşıldı. İftiranın adı iddia olmuş ya, HDP Eş Başkanı dışındaki çevreler için iddia kendi kendine sönümlendi.

Peki, gerçekte ne oldu? IŞİD’in Mürşitpınar Sınır Kapısı’nın Suriye tarafını ele geçirmek istediği malum. O gece de sabaha kadar süren çatışmalar, Suriye-Türkiye arasındaki kontrolsüz bölgeye (no man’s land) sıçradı ve iki saate yakın Türkiye sınır hattı yakınında gerçekleşti.

Çatışma sürerken, PYD mevzilerinin olduğu bölgeye, sınır kapısına doğru, YPG’lilerin arkasından dolanmayı başaran IŞİD’ciler saldırıyor. Arka taraftan ateş eden 4 IŞİD’ciyle YPG arasında yaşanan çatışma, resmî kaynaklardan öğrendiğim kadarıyla tam 1 dakika 39 saniye kadar Türkiye topraklarına en yakın noktada gerçekleşiyor ve Türk Silahlı Kuvvetleri anında panzerle müdahale edip IŞİD’cileri kontrolsüz bölgenin içlerine doğru püskürtüyor. HDP-PKK kaynakları, bunu nasıl yansıtıyor? IŞİD’cileri, TSK panzeri getirdi! TSK, tam da aylardır HDP’nin ağzına doladığı angajman kurallarını IŞİD aleyhine işletiyor ama bundan bile fantastik senaryolar üretmekten geri durmuyorlar.

Bir de IŞİD’cilerin Toprak Mahsulleri Ofisi’nin silolarını kullandığı iddiası var. Silolara, çatışmalardan dolayı sığınanlar var, doğru. Ama bunlar IŞİD›ciler değil, PYD militanları! Onları takip eden 2-3 IŞİD militanı da saldırı için o noktaya gelmişler. Türkiye tarafı, PYD’li militanlara silahlarını bırakıp Türkiye’ye geçmeleri ya da silahlarını bırakmak istemiyorlarsa, Kobani’ye geçmeleri çağrısını da yapmış. Hatta Çetiner Çetin’in haberinden (“Kontrolsüz bölgede dehşet) öğrendiğimiz kadarıyla, içlerinde peşmerge güçlerinin de olduğu 18 kişi, çatışmalar sonrası Türkiye’ye geçmiş ve Suruç Devlet Hastanesi’nde tedaviye alınmış.

Türk halkına Kobani’yi anlatabilirdiniz, neden önemsediğinizi, neden önemsenmesi gerektiğini, neden Suruç-Kobani arası sınırın anlamsız olduğunu ve daha pek çok şeyi... Bunları yaparken büyük ölçüde destek de alırdınız. Kamuoyu algısındaki Türkiyeli imajınızın bir yerine Kobani duyarlılığını da yazdırırdınız. Ama siz matine suare “Türkiye, IŞİD’i destekliyor’ tekerlemesini yuvarlamyı tercih ettiniz. Müfteriden politikacı olur ama barış elçisi olamaz.