Hilâl KAPLAN
Bu yazıyı yazmamam için bütün şartlar olgunlaş(tırıl)mış durumda aslında.
Devletin savaş uçakları Uludere'de kendi halkını bombalayıp öldürdüğünden beri, PKK da 'elinden geleni ardına koymadı'!
Yaklaşık on yıldır nerdeyse hiç çatışma haberi gelmemiş bir arazi olan Uludere'den aylardır arka arkaya kara haberler geliyor.
Asker cenazelerini gözü yaşlı izlerken herkesin kafasında öldürülen masum Uludereliler, PKK ile eşdeğer ve eşanlamlı olarak yerleştiriliyor.
Hâlbuki bir Türk olarak benim Uludere'de "vur emri"ni verenlerle ne ilgim varsa, 34 canını katırlar üzerinde taşıyıp toprağa veren Uludereli kardeşlerimin de PKK ile o kadar ilgisi var.
Bu satırları yazarken tabutlara 'PKK bayrağı' örtülmesine ilişkin soruya ağabeyini kaybetmiş Uludereli bir kızın verdiği cevap hâlâ kulaklarımda: "Devlet geldi, acımızı paylaştı, cenazelerimizi taşıdı da biz mi Türkiye bayrağı konmasın dedik?"
Devlet ve PKK içinde şiddet sarmalını tırmandıran tüm odaklara inat Uludere davasının takipçisi olmaya devam etmek gerek. Zira sadece Uludereli 34 kardeşimizi değil, Uludere kırsalında saldırılarını yoğunlaştıran PKK'nın da istediği bu işin karanlıkta kalmaya devam etmesi, durmadan kanayan yaralarımıza bir tanesinin daha eklenmesi ve bu 'şikeli savaş'ın sürmesidir.
En son Genelkurmay, Uludere Katliamı'yla ilgili raporunu Meclis'teki Uludere Komisyonu'na ulaştırdı. Rapor, katliamın "sınırdışı harekât kurallarına göre yapıldığı" şeklinde özetlenebilir. Demek ki sevgili ordumuz kuralına uygun olduktan sonra daha çok sivil katledebilirmiş, öğrendiğimiz iyi oldu!
Rapor üzerine basın toplantısı yapan ve çalışmalarının büyük bir titizlikle sürdüğünü belirten Komisyon Başkanı Ayhan Üstün, Milli Savunma Bakanlığı'nın istedikleri belgeleri gizlilik gerekçesiyle göndermediğini söylemiş. Yani Uludere'nin aydınlatılacağı sözünü veren Başbakan'ın kabinesindeki bir bakan 'karartma' uygulamış.
Yalnız herkes topu birbirine attığından Millî Savunma Bakanı da dosyaya ilişkin gizlilik kararı aldıran Özel Yetkili Diyarbekir Cumhuriyet Başsavcılığı'nı işaret ediyor. Özel Yetkili Savcılık'taki atanmışlar, seçilmişlere pek öfkeli. Meclis'in bilgileri Genelkurmay Başkanlığı'ndan istemesine şöyle karşı çıkmışlar:
"Uludere soruşturmasıyla ilgili soruşturmanın patronu biziz. Biz burada adli bir soruşturma yürütüyoruz. Genelkurmay Başkanlığı'ndan bugüne kadar soruşturma için istediğimiz bütün bilgi ve belgeleri aldık. Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun soruşturmayı yürüten kurum olarak Genelkurmay'dan değil bilgi ve belgeleri bizden istemesi gerekir. Biz Genelkurmay Başkanlığı'na bu tür bilgi ve belgelerin istenmesi durumunda bunların verilmemesi ve bu belgeleri isteyen kurum ve kuruluşların bize yönlendirilmelerini istedik. Dosyada gizlilik kararı var. Bu nedenle bizim bilgimiz dışında, hiç kimse bilgi ve belge veremez."
Savcılık, kendini soruşturmanın patronu, tüm kamuoyunun merakla takip ettiği bu davayı da "kendi malı" olarak mı görüyor acaba? Her şey bir yana yaklaşık dört aydır soruşturma yürütüp askerî yetkililerden veya diğer devlet kademelerinden kimsenin ifadeye çağrılmamış olması bile size çok şey anlatmıyor mu?
Anlayacağınız, diğerleri gibi Uludere de Ankara dehlizlerinde kaybolmak üzere gibi görünüyor.
Kamuoyuna ve Sayın Başbakan'a saygıyla hatırlatılır...
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019