İbrahim Kahveci
Acaba neden oy istersiniz?
Dün dündür demek için mi?
Ya da en yakın arkadaşlarını dahi “Tüyü bitmemiş yetimin hakkını faiz lobisine yediriyorlar” diye suçlamak ve ardından da ‘Acı gerçekleri kabullenerek tüyü bitmemiş yetimin hakkını faiz lobisine vermek’ için mi?
Evet, artık faizler artacak; Merkez Bankası faiz artıracak. Piyasaya bu koşulsuz acı gerçek ilan edilmiş oldu. Daha dün bu gerçeği dile getirenler hain ilan edilirken şimdi vatan sevgisi adı altında Yerli ve Milli faiz artışına gidiyoruz.
Oysa dün Ankara’da çok daha tutarlı bir ekonomi programı sunuldu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 4 temel eksende yeniden programı izah etti. İlk 2 kural tarihi önemde;
1- Can ve Mal güvenliğinin sağlanması
Maalesef ülkemiz açısından en sıkıntılı durum bu. Mülkiyet güvencesi bile piyasadan gittiği için 2015’ten beri özel yatırımlar geriliyor. Yatırım olmazsa büyüme ve istihdam da olmaz.
2- Üretim seferberliği...
Fakat buradaki üretim sadece fabrika üretimi değil. Öncelikle fikri üretim temeline dayanıyor. O nedenle fikri suçlar tarihe gittiği gibi fikri özgürlük teşvik bile ediliyor. Ama bu madde fikrini şeyhine veya liderine bağlamış kesimler için ciddi sorun olacak.
Kılıçdaroğlu bunu şu şekilde izah ediyor: “Buradan bütün KOBİ’lere, sanayicilere, çiftçilere, turizmcilere, esnafa... hepsine sesleniyorum. Bize oy verin, bize oy verin. Bizi sevdiğiniz için değil... İktidara geldiğimizde bizi en rahat eleştirebilmeniz için bize oy verin diyorum. Derdinizi rahatlıkla ifade edebileceğiniz için bize oy verin.”
Fakat burada çok daha önemli bir noktaya değinmem gerekiyor. Kılıçdaroğlu ve Ekonomi Masası gelir dağılımı ve sosyal adalet konusunda çok mühim bir değişikliği dile getiriyor. Mesela dün akşam KRT TV’de Paradoks programında eski sosyal politikalar ve şimdi de eğitim politikalarından sorumlu başkan yardımcısı Lale Karabıyık açıkladı.
AK Parti’nin ‘yoksulu yönetme’ politikası yerine “yoksulluğu yok etme politikası” öneriliyor. Yani yoksula, ihtiyaç sahibine elbette yardım yapılacak ama asıl amaç herkesi iş sahibi yapmak oluyor. Hatta bu uğurda Lale Karabıyık devletin çok daha güçlü yatırımcı olması gerektiğini ifade ediyor.
Kılıçdaroğlu ise istihdam konusunda özellikle eğitim sisteminin değişimine dikkat çekerek “Yatılı teknoloji liseleri” kurulacağını açıkladı. Bu liseler kendi alanlarında üniversiteye gidilmesi durumunda puan avantajlı olacak.
Ama en önemlisi bu liselerin yönetiminin Milli Eğitim Bakanlığı yanında, sanayi ve ticaret odalarının da olmasına bağlı. Kısaca işveren için “vasıflı eleman bulamıyorum” gerekçesi ortadan kalkacak.
***
CHP’nin Ekonomi Masası Faik Öztrak ile beraber tekrar sorunları dinlemek ve çözümler üretmek için sahaya iniyor. Kadro epey geniş... Her alanda çözümler belirlenen ana eksende üretiliyor.
Maliye politikası ile para politikasının eş güdümlü olmasının zaruri olması gibi. Oysa mevcut yönetimde genellikle ters yönde uygulanan bir politikaydı.
Personel yönetiminde ise “Kadro içindeki taşın şeklini alır” ifadesi çok şey gösteriyor. Yani taban kadrolar devam edilecek ama yönetim şekline uyarak... Ve liyakat esasına dayalı bir kadro yönetimi.
Tarımda ise varlık içinde yokluk çektiğimizi zaten biliyoruz. Çiftçi de sürünüyor, tüketici de perişan. Bu işin düzelmesi sadece arsa desteğinin ürün desteğine döndürülmesi ile değil, perakende sistemine kadar dayandığı söyleniyor.
Ama en dikkat çekici noktalardan biri de vergi ve kamu yükünün orta sınıfı yok etmesi. Orta direk artık dayanacak noktada değil. Okumanın değerini düşüren, toplumu asgari ücrete mahkûm eden bir düzenin değiştirilmesi amaçlanıyor.
***
İşin özeti aslında şu: Varlık içinde yokluk çeken bir Türkiye var.
Kimse umutsuzluğa düşmesin, çözümler çok geniş bir çerçevede planlanıyor. Mesela ertesi gün yönetime gelindiğinde Milli Eğitim politikasında hemen o saatte nelerin yapılacağı bile hazırlanmış.
Oysa bugün Türkiye tam bir yap boz tahtasına göre yönetiliyor. Bakınız faiz takıntısı yüzünden sadece son 1,5 yılda ülkeye 2 trilyon lira maliyet yüklendi bile. Ama şimdi ne olacak?
Faizleri yükseltip, tüketimi durdurunca kur düşecek ama esnaf kepenk kapatacak. Çünkü ülkede döviz kazandıracak üretim yok.
Uzakdoğu’dan kaçması beklenen üretimin Türkiye’ye gelmesi için ucuz işgücü programı uygulayan AK Parti’ye en sert cümle şu olsa gerek: “Türkiye Avrupa’nın Çin’i olmayacak.”
Bu çok önemli nokta. Sağ partilerin her sıkıştıklarında ucuz işçiliğe dayalı politikalar uygulaması sanırım bardağı çoktan taşırdı.
Ortalama ücretin 500 doların altına düştüğü bu ülkede hangi okuyan ve bilim adamı kalır ki? Profesörün maaşı Avrupa’da çöpçünün maaşının gerisine düşmüşse nasıl bilimsel gelişme sağlanacak?
Yoksa bütün işlerimizi itaat ve inançla halletmeyi mi düşünüyorsunuz? O zaman karşınızda kazandıran bir politik alternatif bulunuyor. Haberiniz olsun.
Fakirlik mahkumiyetinden kurtulmamız gerekiyor, yoksa evlatlarımız için bile çok geçe olacak.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.12.2025
26.12.2025
24.12.2025
22.12.2025
18.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
11.12.2025
9.12.2025
8.12.2025