O kadar 'kör gözüm parmağına' haline geldi ki gözü kapalı devlet destekçisi CHP bile rahatsız oldu, nihayet kanuni bir şeyler söyledi, "mahkeme kararı yoksa belediyeye kayyım atayamazsın, belediye meclisi kendi içinde seçim yapar" dedi.

Söylemesi geçliğinden iyi tabi.

Ama CHP bu söylemi timsah gözyaşından çıkarması için içinde yer aldığı anti HDP/KÜRD devlet kararına karşı çıkmalı, yanlıştır, ülkede sosyal yaşam, barış, huzur kalmamıştır, değiştirilmelidir demeli.

CHP'de kendini demokrat sananlar konumlarını bozma pahasına bunu düşünmelidir, aksi halde sıra kendi saflarında ayıklanmaya geldiğinde iş daha da zorlaşacaktır.

Artık farkına varıp hatlar belirginleştirilmelidir: Demokrasi ve ticaret sermayesi diktası.

Siyaset kristalize olsun, halk safını bulsun.

Eğer demokratlar doğru laik, demokratik duruşlu bir demokrasi ittifakı kurarsa, gidişattan tüm gayrı memnunları saflarına çeker ve bu anti demokratik tırmanış durur, baskılar geri teper, ülke kayyım tehditinden kurtulur.

Türkiye'de bu demokrasi potansiyeli var.

HDP'nin 6 milyondan fazla Kürd oyu fiili demokrasi dinamiği ve tüm partilerde de en azından din soslu sermaye diktasına karşı çıkacak 20 milyondan fazla aile var.

Ortaklaşmak için asgari burjuva demokrasisi ilkeleri yeterli.

Bu CHP çadırında veya başka bir örgüt çatısı altında olmaz.

Bunu organize edecek bağımsız bir demokrasi ittifakı örgütlenmesi şart!

Partiler, STK'ler, çevreler, mesleki örgütler, varlıklarını koruyarak, kendi bağımsız çalışmalarını bırakmadan, sadece kabul ettikleri ortak ilkeleri destekleyerek yer alacağı bir ittifak bu gidişi değiştirmek için acil ihtiyaçtır.

Geç kalınmamalıdır.