Kerem ALTAN
Başkanlığını AKP Kütahya milletvekili Prof. Dr. İdris Bal’ın yaptığı Avrasya Global Araştırmalar Merkezi’nin hazırladığı “Taksim Olayları Analizi” başlıklı raporla ilgili haberleri gördüğümde ilk aklıma gelen şey, “Büyük geçmiş olsun İdris Bal” demek oldu.
Gezi olaylarını 90’lı yılların refleksleriyle ilk önce dış mihraklara bağlayan, bu tutmayınca da yaşananları sadece Kemalistlerin ya da ulusalcıların bir darbe girişimi olarak kabullendirmeye çalışan, daha da acıklısı kendileri de böyle kabullenen ve buna itiraz edeni de “darbeci” diye yaftalayan zihniyetin içinden böyle bir sesin çıkması, o sesin sahibi için pek hayra alamet sayılmaz çünkü.
Her eleştiriyi düşmanlık olarak gören başbakanın buna benzer durumlardaki tavrı ortadayken ve başbakanlarıyla ters düşenlerin “kellesini almak” için birbirini ezen onca “köşe yazarı”, “gazeteci”, “milletvekili” ya da milletvekili olma heveslisi sırada beklerken böyle kritik bir konuda partisinin ve başbakanın tutumunu “eleştiren” bir rapor sunmak, her şeyin en iyisini bilen Erdoğan’a “akıl vermeye kalkmak” öyle her yiğidin harcı değildir.
“Başbakana her şeyi söyle ama sakın doğruyu söyleme” düsturunu unutmuş görünen Bal’a tepkiler de çok geçmeden gelmeye başladı zaten. Haberlere bakılırsa raporu, Bal’ın “popüler olma hevesine” bağlayıp fazla dillendirmeden ama Bal’ın ismini de bir kenara yazmayı ihmal etmeden “yabana atacaklar”.
Asıl anlatılmak istenene kulak vermeyip gerekirse Bal’ı da “darbeci” ve “Erdoğan düşmanı” ilan edip bildiklerini okumaya devam edecekler.
Gezi Olayları’nı hiçbir hesap peşinde koşmadan algılayanların başbakana ve AKP hükümetine uzun zamandır vermeye çalıştıkları “mesajları”, partinin içinden bir milletvekilinin hazırladığı raporda okumanın kendileri için çok can sıkıcı olduğunu tahmin edebiliyorum. Özellikle de Erdoğan için.
“Diyalog kurmak”, “Demokrasinin seçimlerden ibaret olmadığını düşünmek”, “Taraf olmamak” ne başbakana ne de AKP’li yöneticilere göre değil çünkü.
Kendilerini ancak “mağdur” oldukları zaman değerli ve “güçlü” hissettikleri için bunun tersini söyleyenlerden, bu defa “mağdur” olanın kendileri olmadığını onlara anlatanlardan pek hoşlanmıyorlar.
Zaten İdris Bal da, başbakanı ve AKP hükümetini iyi tanıdığı için “tartışılan” raporun amacının AKP’yi eleştirmek olmadığını belirtme gereği duymuş olacak. Fakat bunun kendisini kurtaracağını sanmıyorum. Öyle görünüyor ki kendisi bundan sonra “raporlu” sayılacak ve partisine de raporunda “tavsiye ettiği” gibi ona da “Nerede hata yaptım?” diye sormak kalacak.
İzin verirse Bal’a yaptığı hatayı söyleyeyim.
Dürüst davrandı.
Dürüst olmanın AKP’li siyasetçilere ve AKP’li medyaya yasak olduğunu unuttu.
Büyük paralar kazanan AKP medyasının neden bunca yalan söyleyip, bunca komplo teorisi uydurduğunu, çuvallayan her teoriden sonra neden hiç utanmadan yenisini piyasaya sürdüklerini sorgulamadı.
Sadece AKP’li siyasetçilerle AKP’li medyanın görebildiği o gizli mürekkeple yazılmış “yalan söyle canımı ye” kuralını gözden kaçırdı.
Şimdi ona ne söyleyeceklerini tahmin edebiliyorum:
“Madem dürüst davranacaktın niye bizim partiye geldin?”
Haklılar.
Haklı oldukları tek konu da bu galiba.
Gençlik ve spor bakanı dopingli mi?
Açıkçası ben Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın sadece “genç” olduğu için bu göreve getirildiğini düşünüyordum ama işler öyle bir noktaya geldi ki bu işin sırrının sadece “gençlik”le ilgili olmadığına dair şüphelerim artmaya başladı.
Şike skandalı patlıyor, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç sorumluların cezalandırılması için kılını kıpırdatmıyor. Üstelik bu pisliğin üstünü örtmek için kulis üzerine kulis yapıyor, bu skandalı örtbas etmek adına yeni yasalar çıkarmak için canla başla çalışıyor.
Atletizmde neredeyse doping yapmayan kalmıyor, Gençlik ve Spor Bakanımız hiç böyle şeyler yaşanmıyormuş gibi davranmakta ısrar ediyor. Uluslararası federasyonlardan “gerekeni yapın” uyarıları geliyor ama bakanlık utanıp “Neler oluyor atletizmde?” diye sormuyor.
Milli bir güreşçi ırkçılıktan ceza alıyor Gençlik ve Spor Bakanı’ından ses yok. Üstelik bu cezayı alan sporcunun eline Akdeniz Oyunları’nın açılışında gururla bayrak tutuşturuluyor ve dünyaya “Biz sporcunun da ırkçısını severiz” mesajı veriliyor.
Suat Kılıç, tüm bunların Gençlik ve Spor Bakanı’nın sorumluluğunda olmadığını düşünüyor olmalı ki tüm bu rezaletleri bir kenara bırakıp bakanlığını, gençlik kamplarındaki kız-erkek iletişimini asgariye indirmekle, insanlara tribünlerde hangi sloganları atacaklarını söylemekle, uymayanı tehdit etmekle geçiriyor.
Belki yanılıyorum ama bunca rezalete hiç ses çıkarmayan birinin Gençlik ve Spor Bakanlığı yaptığı bir ülkeye de kolay kolay Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapma hakkı vermezler.
Bu kadar utanca rağmen hala görevinin başında, hala rakipsiz ve hala “başarılı” olmasını nasıl açıklamalı acaba?
Asıl dopingi Gençlik ve Spor Bakanı mı yapıyor yoksa?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.01.2015
7.01.2015
30.12.2014
24.12.2014
16.12.2014
28.11.2014
18.11.2014
11.11.2014
4.11.2014
21.10.2014